.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

“Fersan’ın İzmir’den dünyaya yolculuğu”

Okuma Süresi: 7 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Gürhan Güven, Kemalpaşa’da bir atölyede kurulan Fersan’ın global bir oyuncuya dönüşmesinin arkasında “önce insan” anlayışıyla, gıda güvenliği ve sürdürülebilirlikten ödün vermeden yapılan çalışmalar olduğunu söyledi.
“Fersan’ın İzmir’den dünyaya yolculuğu”
Paylaş:
Türkiye’de sirkenin adıyla özdeşleşen Fersan, İzmir Kemalpaşa’daki küçük bir üretim tesisinden çıkıp, 47 yılda 40’tan fazla ülkeye ihracat yapan bir dünya markası haline geldi. “İzmir’de doğduk, büyüdük ve şimdi dünyaya hitap ediyoruz.” diyerek markanın yerelden küresele uzanan hikâyesini Gözlem Gazetesi’ne anlatan Fersan Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Gürhan Güven, şirketin “önce insan” anlayışıyla büyüdüğünü, gıda güvenliği ve sürdürülebilirlikten ödün vermeden küresel pazarda ilerlediğini vurguladı. Sektörün en büyük sıkıntısının tağşişli sirke üretimi olduğunu da dile getiren Güven, bu nedenle Türkiye’nin önde gelen dört büyük markasıyla birlikte SirkeDer’i kurarak mücadeleyi kurumsal boyuta taşıdıklarının altını çizdi.
  • Kendinizi ve firmanızı tanıtır mısınız?
Almanya’da 1985 yılında dünyaya geldim. Küçükken doktor olmak, insanlara faydalı olmak ve yaşamlarına dokunmak isterdim. Zamanla iş dünyasına yöneldim, ama bugün geriye baktığımda, hâlâ aynı hayalin peşinden gittiğimi görüyorum. Aslında Fersan'ın 47 yıllık gelişim yolculuğu da benim yolculuğumla benzerlik gösteriyor. Şirketimiz, İzmir Kemalpaşa'daki küçük bir üretim tesisinde sirke üretimiyle başladı ve Türkiye'de sirkeyle adı özdeşleşen bir marka haline geldi. Kuruluşumuzdan beri insan sağlığına ve kaliteye önem veren, geleneklerden beslenen ancak geleceği hedefleyen bir şirketiz. Kısa süre sonra kurduğumuz turşu üretim tesisi sayesinde, Türkiye'deki ve dünya genelindeki global fast-food zincirlerinin tek turşu tedarikçisi konumuna geldik. 2012 yılında uluslararası gıda şirketi Develey Senf & Feinkost GmbH'nin bünyesine katılmamız, yerelden küresele yolculuğumuzun en kritik adımlarından biri oldu. Bu gelişmeyle ivme kazanan uluslararası açılımımızı her geçen gün daha da büyütme yönünde kararlı adımlarla ilerliyoruz. Bugün, 40'tan fazla ülkede milyonlarca tüketiciye ulaşıyor ve global bir marka olarak yolumuza devam ediyoruz.
  • Sektörünüze nasıl adım attınız ve bu yolculuk nasıl başladı?
İşçi bir babanın çocuğu olarak çalışmanın, emeğin ve kendi yolunu çizmenin değerini erken yaşta öğrendim. Üniversite yıllarımda küçük bir kahve arabasıyla girişimciliğe adım attım. O küçük girişim bana imkânsız diye bir şeyin olmadığını öğretti. Geriye baktığımda, doktor olmasam da Fersan’daki görevimle hala o zamanki insanlara fayda sağlama hayalimi gerçekleştirmeye yönelik bir işte çalıştığımı düşünüyorum. Çünkü içinde bulunduğum sektör, bana insanlara doğallıkla fayda sunan kaliteli üretimin ve sürdürülebilirliğin liderliğini yapma fırsatı veriyor.
  • Ürün çeşitleriniz nelerdir? En çok hangi ürünler ilgi görüyor?
Develey Group şirketi olan ve yüzde 25 ile pazar lideri konumunda bulunan Fersan olarak yıllık 90 bin ton sirke üretimi ile sektör liderliğimizi devam ettiriyoruz. Sirke kategorisi, sos, turşu, şalgam, nar ekşisi, sirkeli içecek gibi ürünleri doğallığına sadık kalarak kaliteli şekilde üretiyor, yenilikçi ve global markalı ürünlerle beraber iç ve dış pazarlara sunuyoruz. Toplamda 10 çeşit sirke üretiyoruz ve bunlar arasında en popüler olanlar Beyaz Sirke, Üzüm Sirkesi, Elma Sirkesi, Analı Sirkeler ve Balsamik Sirke. Turşularımızın ise yüzde 95'ini ihraç ediyor, ürünlerimizin yanı sıra sözleşmeli tarım yaptığımız çiftçilere eğitim ve danışmanlık hizmetleri sağlıyoruz.
Sirke kategorisinin yanı sıra turşu, sos, sağlıklı, vitaminli ve gazlı içecekler, çiğnenebilir jelibonlar, sirke bazlı temizlik ürünleri gibi kategoriler de ürün çeşitliliği ile her zaman kaliteyi ön planda tutarak Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına yatırım yaparak, tüketici taleplerine uygun sağlıklı ve yenilikçi yeni ürünler geliştiriyor, global markalı ürünlerle beraber iç ve dış pazarlarda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
  • Marka, gıdada önemli bir tercih unsuru. Fersan markası hangi yönleriyle rakiplerinden ayrışıyor?
Bundan 47 yıl önce İzmir-Kemalpaşa’daki küçük bir üretim tesisinde sirke üretimiyle faaliyete geçen ve adı Türkiye’de sirkeyle özdeşleşen Fersan, yerelden dünyaya uzanan bir başarı hikâyesini temsil ediyor. Çalışmalarını “Önce İnsan” anlayışıyla yürüten bir gıda üreticisi olarak maksimum gıda güvenliği ve hijyen en büyük önceliğimiz ve Entegre Yönetim Sistemi Politikamızın da temel unsurlarından biri. Bu çerçevede ürünlerimizi tüketicilerimize en güvenli bir şekilde ulaştırabilmek için; üretim tesislerimizde Türkiye ve dünyadaki en gelişmiş gıda güvenliği süreçlerini eksiksiz şekilde uyguluyor, teknolojik gelişmeleri yakından izliyoruz. Hijyenik ve kontrollü koşullarda üretim yapıyor, bu doğrultuda üretim alanlarımıza, ekipmanlarımıza ve çalışanlarımıza yatırım yaparak insan sağlığını ve gıda güvenliğini her zaman ön planda tutuyoruz. Aynı zamanda gıda güvenliği kültürünün yaygınlaşmasına yönelik düzenli ve kesintisiz kurum içi çalışmalar gerçekleştiriyoruz.
  • Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz? Bu ülkeleri seçerken hangi kriterleri dikkate alıyorsunuz?
Fersan'ın 2030 vizyonunu “dünyaya açılmayı ve Türkiye'yi gururla temsil etmeyi sürdürmek” şeklinde özetlememiz mümkün. İzmir'de doğduk, büyüdük ve şimdi dünyaya hitap ediyoruz. Son 4 yılda girdiğimiz 22 yeni pazarla birlikte Asya, Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu bölgelerinde toplamda 42 ülkeye ihracat yapar hale geldik. Ciromuzun yüzde 35'i ihracattan geliyor, bunun da yüzde 70'ini turşularımız oluşturuyor. Şu anda sirkelerimizin yüzde 20'sini, turşularımızın ise yüzde 95'ini ihraç ediyoruz ve bu oranları daha da yukarı çekmek istiyoruz. Başarılı bir ihracat operasyonumuz var ve hedeflediğimiz doğrultuda ilerliyoruz. Yeni ürün grubu ve projelerle ihracat pazarındaki başarımızı daha da artıracağız. Hedefimiz, dünyanın dört bir yanında Fersan lezzetlerini sofralara taşımak.
  • Özellikle yerli girdiyle üretim yapan ihracatçılar, kur baskısı ve enflasyon kaynaklı maliyet artışları nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşıyor. Bu süreçte sizin sektörünüzün ve firmanızın durumu nedir?
Küresel ve bölgesel ölçekteki sosyo-ekonomik gelişmelerin ve gerilimlerin de etkileriyle, dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik koşullara bağlı olarak çok çeşitli sektörlerde dönemsel bazı zorlukların yaşanması mümkün olabiliyor. Ancak dünya tarihinde de çok çeşitli örnekleri olduğu gibi, dönemsel zorlukların ortaya çıkan yeni dinamikler doğrultusunda bir süre sonra aşılarak dengelerin yerine oturduğu görülüyor.  Öte yandan dönemsel olarak ortaya çıkabilen kimi ekonomik zorlukların ötesinde, Türkiye’de sektörümüz açısından en kronik ve büyük sorunun, tağşişli sirke üretimi ve ihracatı noktasında ortaya çıktığını söylememiz yanlış olmaz. Ne yazık ki, sirkelerin piyasaya çıkması için uygulanan mevcut kalite testleri, sağlık güvenliği açısından risk oluşturuyor. Bu durum sektörün önemli sorunlarından biri. Sirkenin izin testleri sürecinde mutlaka güncelleme yapılması gerekiyor. Çünkü mevcut sirke yönetmeliğinde asetil metil karbinol testi uygulanıyor. İçinde çok az miktarda, örneğin yüzde 5 oranında bile sirke olan karışım bu testten başarıyla geçebiliyor. Bunun sonucunda, gerçek anlamda sirke sayılmayacak tağşişli ürünler, normal koşullarda uygulanması mümkün olmayan aldatıcı fiyatlarla satışa sunularak tüketici üzerindeki ekonomik baskıyı kötüye kullanan bir avantaj sağlıyor.
Ayrıca tağşişli sirke ihracatı yapılmasından dolayı, ihracatta Türkiye’nin önü kapanıyor ve dünya sirke ihracatında çok gerilerde kalıyor. Bu doğrultuda Türkiye sirke pazarının yüzde 80’ini oluşturan 4 büyük marka, sektördeki sahte ürün riskine karşı harekete geçerek başkanlık görevini üstlendiğim SirkeDer’i kurduk. Derneğin öncelikli amacı, mevcut mevzuatın değiştirilmesi neticesinde en kaliteli sirkenin Türkiye’de üretilmesini sağlamak. SirkeDer üyeleri olarak bu konuda farkındalığın yaratılmasına yönelik mücadelemizi aralıksız şekilde sürdürüyoruz.
  • Son dönemde gıda sektöründe ürün geliştirmede hareketlilik yaşanıyor. Yenilikçi ürünler geliştirme konusunda faaliyetleriniz neler?
Sirke kullanımı geleneksel ve yerli bir yöntem olmasının yanı sıra, tüketiciler tarafından sağlıklı bulunduğu için de tercih edilmeye devam ediyor. Fersan olarak biz de sirke kullanımını çeşitlendirerek bu yelpazenin genişlemesine katkıda bulunuyoruz. Bu içgörümüzün yanı sıra, sağlıklı ve yenilikçi ürünlerle sürdürülebilir büyüme vizyonumuz doğrultusunda Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına yatırım yaparak tüketici taleplerine uygun yeni ürünler geliştiriyoruz. Bir yandan sirke ve turşunun geleneksel tarafını korurken diğer yandan sağlıklı, vitaminli ve gazlı içecekler, çiğnenebilir jelibonlar gibi yeni ürünler geliştiriyor, sirke bazlı temizlik ürünlerimizi tüketicilere sunuyoruz. Bir süre önce NONTOXX markasıyla tüketicilerle buluşturduğumuz sirke bazlı gazlı içeceklerimiz bunun yakın zamanlı örneklerinden. Fersan olarak yenilikçi ve kaliteli ürünler sunma vizyonumuz doğrultusunda geliştirdiğimiz ve yine yakın zaman önce raflarda yerini alan ürünlerimiz arasında Ferfresh markasıyla pazara sunduğumuz doğal içerikli temizlik sirkelerimiz de bulunuyor.
  • Günümüzde tüm sektörlerin ve iş süreçlerinin vazgeçilmez unsuru olan sürdürülebilirlik konusundaki yaklaşım ve uygulamalarınız neler?
Kendi örneğimizden de hareketle kısaca ortaya koymaya çalıştığımız gibi kurumların sadece ticari başarıyı değil, aynı zamanda toplumsal faydayı da hedeflemesinin büyük önem taşıdığına inanıyoruz. İş dünyasında etik değerler, şeffaflık ve sürdürülebilirlik her zamankinden daha önemli hâle gelirken; günümüzde güçlü marka olmak, yalnızca kârlılığı değil çevreye ve topluma karşı sorumlulukları da gözetmek anlamına geliyor. Türkiye’nin önde gelen gıda markalarından biri olarak sürdürdüğümüz çalışmalar ve yatırımlarımız neticesinde bu yıl Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge Merkezi olarak akredite edildik. Tüketici ihtiyaçları ve pazar trendleri yakından takip edilerek yeni ürünler geliştirilirken, sürdürülebilirlik odaklı projelerle çevreye duyarlı üretim hedeflerimiz daha da desteklenecek. Sektör lideri olmanın sorumluluğu ve sürdürülebilirlik anlayışımız çerçevesinde Ar-Ge çalışmalarımızı, 2030 yılına kadar yüzde 100 geri dönüştürülebilir ambalaj ve sıfır karbon ayak izi hedefimiz doğrultusunda şekillendirmeyi amaçlıyoruz.
  • Bir yönetici olarak sizi en çok gururlandıran başarılarınız hangisi?
Fersan olarak insanı merkeze alan, öncü ve yaratıcı yaklaşımımız ile takdir edilmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Geçtiğimiz aylarda, ülke ekonomimize katkı sağlayan faaliyetlerimiz doğrultusunda, Ege İhracatçıları Birliği tarafından ‘En Fazla Ülkeye İhracat Yapan Firma’ ödülüne layık görüldük. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Ar-Ge Merkezimizle, kuruluşumuzdan bu yana süregelen inovasyon yolculuğumuzu kurumsallaştırdık. 2024’te olduğu gibi 2025 yılında da Great PlaceToWork® kapsamında çalışanlarımızın takdiriyle ‘Türkiye’nin En İyi İşvereni’ seçilerek insan odaklı çalışma kültürümüzü bir kez daha tescilledik. Bu yıl ayrıca Great PlaceToWork® Türkiye 2025 Young Millennials™ ve 2025 Sosyal Sorumluk ve Gönüllülük ve listelerinde yer aldık. EFQM Operasyonel Mükemmeliyet sürecimizi başarıyla tamamlayarak ‘EFQM 4 Yıldız Üstün Performansta Yetkinlik Belgesi’ almaya hak kazandık ve kurumsal gelişim yolculuğumuzda önemli bir adımı daha geride bıraktık. Fersan olarak faaliyetlerimizi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ilkelerimiz doğrultusunda sürdürürken, kaliteli ve yenilikçi ürünlerimizi, çevreyi ve sürdürülebilirliği önceliklendiren müşteri odaklı yaklaşımımızla devam ettireceğiz.
  • Genç ve özellikle kadın girişimcilere önerileriniz neler?
Ülkemizde genç ve kadın girişimciliği alanında her geçen gün daha da artan sayıda başarı hikâyesine tanıklık ediyor, çok çeşitli alanların yanı sıra özellikle tarım ve tarımsal ürünler alanında kadınların yarattığı mucizelerle adından söz ettirdiğini görmekten mutluluk duyuyoruz. Fersan olarak gençlerimizin ve özellikle kadınlarımızın hayallerinin peşinden gitmelerini destekliyoruz. Bizim ekosistemimizde de çok sayıda kadın girişimci ve kadınların kurup yönettiği tarımsal ürün kooperatifleriyle yakın işbirliklerimiz söz konusu. Fersan olarak bu alandaki iş birliklerini daha da geniş bir tabana yayarak kadınlarımızın başarısını Türkiye'den dünyaya ulaştırma konusunda üzerimize düşeni yapma konusunda son derece istekli ve kararlıyız.