Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Felaket projesi: Kanal İstanbul

Okuma Süresi: 3 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Felaket projesi: Kanal İstanbul
Felaket projesi: Kanal İstanbul
Paylaş:
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, hükümetin kent için büyük önem taşıyan su havzalarını tehdit eden konut inşaatlarıyla ilgili olarak 23 Mart tarihinden beri tutuklu bulunduğu Silivri (Marmara) Cezaevinden avukatları aracılığıyla kullandığı sosyal medya hesabı üzerinden hemşerilerine şöyle seslendi:
"Yokluğumu fırsat bilip 'Kanal İstanbul' denen rant ve talan projesi uğruna Avrupa Yakası'nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı'nın etrafında 24 bin konutun inşaatını başlattılar."
Bu uyarıya Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı TOKİ’nin Sazlıdere Barajı yakınında inşa ettiği sosyal konut projesinin ‘Kanal İstanbul’ ile hiçbir ilgisi bulunmadığını iddia etmesi üzerine CHP Genel Başkanı Özgür Özel X hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölgeyi uçaktan teftiş etmesini gösteren bir video yayınladı. Bunun üzerine İmamoğlu sosyal medya hesabından “helikopterin camından İstanbul’a kendi mülkü gibi bakan değil; milletin sinesinden ve gözünden bakan taraftayız” diyerek bir kez daha İstanbul Kanalı konusunda kamuoyunu uyardı.

Felaket projesi
Bu arada İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi), Sazlıdere Barajı havzasındaki TOKİ inşaatının “kaçak yapılaşma” olduğunu, ‘Su Havzalarını Koruma Yönetmeliği'ne uymadığı gerekçesiyle kaldırılması için 23 Mayıs 2025 tarihine kadar süre verdi.
Bilindiği gibi çok sayıda uzman ‘Kanal İstanbul’ projesinin İstanbul'un ekolojik sisteminde geri döndürülemez hasara yol açacağını vurguluyor. Konuyla ilgiliayrıntılı bir rapor hazırlayan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) projenin İstanbul'un en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere'yi yok edeceğine dikkat çekiyor.
Naci Görür gibi yerbilimci uzmanlar kanal açılmasının İstanbul’da depremi tetikleyebileceğini belirtiyor.
Hacettepe Üniversitesi Deniz Bilimleri öğretim üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam,  “Karadeniz git gide kuruyup yok olurken, Marmara ve Akdeniz’in sıcaklık ve tuz oranı bozulacak, ‘çılgın proje’nin sonu ‘çılgın felaket’ olacak”  uyarısını yaparken projenin iptali için bilim çevrelerinde imza kampanyası başlatmıştı.
Bu arada İstanbul Büyükşehir Belediyesinin“bölgede yapılması planlanan konut projeleri için imar planı ve çevre düzeni planı değişikliklerine” karşı çıkışının 2024'te mahkemenin haklı bulduğunu ve planı iptal ettiğini de hatırlatmak isterim.

İstanbul Kanalı kimin fikri?
‘İstanbul Kanalı’ kamuoyuna ilk kez 12 Haziran 2011 seçimleri için yürütülen propaganda sırasında zamanın Başbakanı Tayyip Erdoğan tarafından ‘çılgın proje’ olarak dile getirilmişti.
Bu ‘çılgın proje’yi daha önce 2010 Ekim ayının sonlarına doğru Hollanda’dan beni telefonla arayan Mustafa Çoşkun adındaki bir iş adamından öğrendim. İzmir Körfezine Dubai’deki palmiye adalarına benzer bir yatırım yapmayı düşündüğünü, bunu Aziz Kocaoğlu ile görüşmek istediğini belirtti. Daha ayrıntılı bilgi için isteyince yolladığı 1 Kasım 2010 tarihli epostada, İzmir’deki adaların yanı sıra İstanbul kanalının da çizimleri vardı. Bu bilgileri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kemal Kılıçdaroğlu, Aziz Kocaoğlu gibi siyasetçilere de yolladığını ifade ediyor, İnşaat Mühendisleri Odasının eski Genel Başkanı olarak benden destek istiyordu. Gönderdiği bilgiler yeterli olmadığı için Kocaoğlu da ben de kişiye bir daha geri dönmedik.
Ancak İstanbul kanalı konusu kafamı kurcalamıştı. Araştırınca İkinci Dünya Savaşı sonrasının soğuk savaş ortamında, Türkiye henüz NATO’ya kabul edilmeden önce ‘US Army Corps of Engineers’ (ABD Ordusu Mühendislik Birliği) tarafından İstanbul’da benzer bir kanalın kendiharitalarına işlendiğini saptadım. Böylece Türkiye’nin temel sözleşmelerinden birisi olan MONTRÖ aşılacak, Karadeniz soğuk savaşın tehlikeli noktalarından birisi olacaktı. Belki bu nedenle konu tartışılırken MHP yöneticileri projenin ‘çalıntı’ olduğunu açıklamıştı.
2011 seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan defalarca kanal konusunu gündeme taşıdı. Hatta bazı yabancı proje şirketlerinin, İstanbul’da oluşturdukları bürolarında ‘çılgın proje’leri elle tutulabilir bir duruma getirmek için geceli gündüzlü çalıştıklarını da biliyoruz.
Yetkililerin belirttiklerine göre tarihi yarımada Avrupa’ya 9 köprü ve birkaç tünel ile bağlanacak. Yani kadim İstanbul bir adaya dönüşecek. Karadeniz tüm pisliği ile Marmara ve Ege’ye boşalacak, onbinlerce insan yoğunluğuyla şişecek bir ada İstanbul, bir savaş durumundaysa tam bir beka bölgesi. Ülkemiz için bir “felaket” değil de nedir bu?