.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Faiz indirimi Temmuz ayında

Okuma Süresi: 3 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Faiz indirimi Temmuz ayında
Faiz indirimi Temmuz ayında
Paylaş:
TCMB Para Politikası Kurulu haziran ayı faiz kararını açıkladı. Beklentiler çerçevesinde politika faizini yüzde 46 seviyesinde sabit tuttu. Faiz koridoru değişmedi. (yüzde 44,5-46,49) Bir önceki toplantıda yaklaşık 13 ay sonra 350 baz puan artırılarak yüzde 46'ya yükseltilmişti. Karar metninde vurgulanan önemli hususları şöyle özetleyebiliriz; “Enflasyonun ana eğilimi mayıs ayında geriledi. Öncü veriler düşüşün haziran ayında da devam edeceğini gösteriyor. Yurtiçi talepteki düşüşün yavaşlığı, jeopolitik gelişmeler ile ticaretteki korumacılığın dezenflasyon sürecine etkisi takip edilmektedir. Beklentiler ve fiyatlama davranışları dezenflasyon süreci açısından risk olmaya devam ediyor. Politika faizi, enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirlenecektir.” Metinde “Gerekirse duruşu sıkılaştırırız.” cümlesinin kaldırılması faiz indirimi sinyali niteliğinde olmuştur. İç ve dış bir şok olmazsa Temmuz'da faiz indirileceği anlamına geliyor.
G-20 ülkeleri arasında yıllık tüketici enflasyonunda yüzde 35,4 ile Arjantin'den sonra en yüksek enflasyon oranına sahip ikinci ülkeyiz. 5 yıllık CDS baz puan sıralamasında yine G-20'de 17 Haziran 2025 tarihi itibariyle birinci sırada olan ülkemizin risk puanı 302,2. Mart ayında yaşadığımız “İmamoğlu ve bu ayın sonunda kurultay iptal davası olan ana muhalefet partisinin kurultay iptal davası krizlerine şimdi de jeopolitik krizi (İran/İsrail/ ABD Savaşı) eklendi. Gerek tarife savaşları, gerekse bitişik komşumuzdaki sıcak savaş nedeniyle risk primimiz tekrar yükseldi. Bu ortamda gerek enflasyon beklentileri gerekse fiyatlama davranışlarında dezenflasyon sürecini destekleyecek düşüşler yaratamadık. Piyasa beklentilerinde ciddi düşüşler oldu. Ancak asıl önemli olan hane halkı enflasyon beklentisinde çok az iyileşme oldu. Koç Üniversitesi hane halkı enflasyon beklentisi; yılsonu için yüzde 69, 12 ay sonrası için yüzde 67, merkez bankası tahmin aralığının çok üzerinde. Para Politikaları Kurulu metninde beklentiler konusu açıkça vurgulanıyor. Kamu maliyesi, özellikle yönetilmiş yönlendirilmiş fiyatlamada dezenflasyon sürecine çok destekleyici olmuyor. Örneğin, yeni belirlenen ÖTV zamlarının yürürlük tarihinden itibaren enflasyonist sürece olumsuz etki edeceğini düşünüyoruz. Bir diğer konu altı çekirdek enflasyon göstergesinin dördündeki artış oranları manşet enflasyonun üstünde. Tahvil getiri eğrisindeki politik risk devam ediyor. Bütçe açığındaki yüksekliği yeterince azaltamadık. Nisan ayında ödemeler dengesinde rezerv kaybı ile yabancı portföy çıkışında Cumhuriyet tarihinin rekor açıklarını verdik. Swap hariç net rezervlerimizde mart ayı öncesine göre 35 milyar dolar civarında eksiğimiz var. Dolayısıyla bizce haziran ayında faiz indirimi yapılmayıp muhtemelen Temmuz ayına bırakılmış olması doğru bir karardır.
Hem geçmiş enflasyona hem de beklenen enflasyona göre reel faiz oranı çok yüksek. Bu durumdan özellikle reel sektör ve ihracatçılar oldukça şikâyetçi. Komşumuz İran'da sıcak savaş varken, iç politikada gerginlikler devam ederken faiz koridorunun aynı bırakılmış olması da isabetli olmuştur. Bir nevi koruyucu tampon TCMB’ye destek olacaktır. Biz 19 Mart'ta ekonomik olarak kendi ayağımıza kurşun sıkmamış olsaydık, reel faiz bugün bu oranlara gelmeyecekti. İç ve dış riskler birleşince bugünkü noktaya ulaşıldı. İndirim sonrası yerleşiklerin döviz talep edeceği endişesi TCMB’de her zaman canlı duruyor.
Para politikası tüm verilere birlikte bakılarak oluşturulur. Sadece enflasyon verisiyle hareket edilmez. Riskler, belirsizlikler, para arzı ve bütçe açıklarının büyüklükleri ve öngörülebilirlik faktörleri birlikte değerlendirilir.  Savaş nedeniyle, ekonomi programındaki 65 dolar olarak dikkate alınan Brent Petroltahminin 75 dolara çıkması da (100 dolarlara çıkacağının tahminleri) muhtemel bir enflasyonist risk olarak karşımızda duruyor.
Son olarak TEPAV Çalışma Grubu’nun hazırlamış olduğu “XX.Para Politikası Değerlendirme Notu”nda belirtilen önerilerin tümüne katılıyoruz. “Hem içeride hem de dışarıda belirsizliklerin arttığı bu dönemde kontrol edebildiğimiz belirsizlikleri azaltmalıyız. Geniş kesimlere “Ülkede önemli değişiklikler oluyor” heyecanını uyandıracak ve toplumsal olarak benimsenecek bir kalkınma stratejisine şiddetle ihtiyaç var. Ekonomide başarı için öncelikle adil ve hızlı çalışan bir yargı sistemi ile hukukun üstünlüğü oluşturulmalıdır. Kayıt dışılığını radikal bir şekilde azaltacak bir vergi reformu yapılmalı. TCMB, TÜİK, BDDK gibi kurumları gerçekten bağımsız kılacak düzenlemeler hayata geçirilmelidir.”