.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Fabrika çatısına GES ‘trafo’ engeline takılıyor

Okuma Süresi: 6 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Fabrika çatısına GES ‘trafo’ engeline takılıyor
Fabrika çatısına GES ‘trafo’ engeline takılıyor
Paylaş:
Sanayici enerjide kendi kendine yetmek, maliyetleri kontrol altına almak ve Avrupa Birliği (AB) Yeşil Enerji Mutabakatı çerçevesinde Sınırda Karbon Vergisi’ne takılmamak için yapmak istediği güneş enerjisi santrali (GES) yatırımı, ‘trafo’ engeline takılıyor. Ege Bölgesi’nde fabrika çatısına GES kurmak isteyen sanayicilere “trafolarda kapasite yetersiz” deniliyor. Yılın 365 gününün en az 300 günü güneşli geçen Ege Bölgesi’nde sanayicinin GES yatırım talebi karşılanamıyor. İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace, sanayicilerin yeşil enerji dönüşümü için son derece istekli olduğunu, yapılacak yatırımın rekabet gücü gittikçe azalan Türk sanayicisine katkı olacağını ifade etti. Buca Ege Organize Sanayi Bölgesi (BEGOS) Yönetim Kurulu Başkanı Toygar Narbay, “Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) çerçevesinde Türk Sanayi kuruluşlarının sürdürülebilir kaynaklardan üretecekleri yeşil enerji,  AB hedeflerine uyumlu ve rekabetçi olmamızı sağlayacak temel unsurlardan biridir. Altyapı ve yasal mevzuatın acilen işler hale getirilmesi özellikle ihracatçı firmalarımızın AB pazarındaki rekabetçiliği için hayati önem taşımaktadır.” dedi. Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı da, ülkemizin sahip olduğu potansiyel güneş ya da rüzgâr gücü tam olarak kullanılabilirse, bu kaynaklardan sadece biri bile ülkemizin ihtiyaç duyduğu tüm enerjiyi sağlayabilir. Artan elektrik ile de yeşil hidrojen üreterek, katma değeri çok yüksek bir ürün olarak müşterisi hazır dünya pazarında çok iyi fiyatlara satabiliriz. Bu yolla enerjide cari açığın kapanmasından öte, ülkemizi net enerji ihracatçısı konumuna getirebiliriz” şeklinde konuştu. İzmir’de iş insanlarının üye oldukları oda ve birliklerin 2024 yılı değerlendirme toplantılarında ortak ele alınan sorunlardan biri de iş insanlarının fabrika çatılarına kurmak istedikleri GES projelerine trafolarda kapasite tahsis yetersizliği sebebiyle onay alamamalarıydı. Dış ticaret açığı veren ülkemizde cari açığın en büyük kalemini oluşturan enerji ithalatında yaşanan bu çelişkiye dikkat çeken iş insanları, yatırımlarını yapabilmek için bir an önce kapasite tahsisi ile yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini talep ediyor. Türk sanayicisine katkı olur Sanayicilerin GES projelerini hayata geçirmek için oldukça istekli olduğunu belirten İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace, “Bu tesisleri kurmak için trafo yetersizliğinden dolayı izin alamıyoruz. Bunun sıkıntısını çekiyoruz. Çok sayıda sanayicimiz bekliyor. Bu yatırımlar yeşil dönüşüm için de önemli bir olay. Ayrıca güneşten elektrik üretmek, rekabet gücü gittikçe azalan Türk sanayicisine de katkı olur. Avrupa’daki müşteriler de artık bunu sorguluyorlar yani. Onlarda üretimlerin geri dönüşümden veya yenilenebilir enerjiden olmasını arzu ediyor. Bunu önünün açılması bütün sanayicileri mutlu edecektir ama maalesef şu an sınırlı.” ifadelerini kullandı. AB ilk nötr kıta olacak AB Paris İklim Anlaşması’nın gerektirdiği yeşil dönüşüm sürecine yönelik yol haritasının 11 Aralık 2019 tarihinde, AB Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen tarafından AYM ile ortaya konduğunu hatırlatan BEGOS Yönetim Kurulu Başkanı Toygar Narbay, açıklanan AYM’nin, Avrupa’yı 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarının net olarak sıfırlandığı, dünyanın ilk iklim-nötr kıtası haline getirmeyi hedefleyen AB’nin yeni büyüme stratejisi olduğunun altını çizdi. AYM’nin üretimden ticarete, enerjiden ulaştırmaya, tarımdan vergilendirmeye kadar pek çok alanı kapsayan köklü bir dönüşüm planı olduğunu da dile getiren Narbay, “AYM uyarınca, AB ekonomisinin tüm sektörlerinin AB’nin 2050 yılında iklim-nötr olma hedefine katkıda bulunacak şekilde yeniden yapılandırılması öngörülmektedir.” uyarısında bulundu. Zor bir ekosistem oluşturuldu Bu plan dâhilinde 1 Şubat 2023 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından "Yeşil Mutabakat Sanayi Planı" açıklandığını da sözlerin ekleyen Narbay, “Yeşil Mutabakat Sanayi Planı’nın ilk alt başlık kapsamında yer alan "Net Sıfır Sanayi Yasası"na yönelik olarak AB Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu 6 Şubat 2024’te siyasi uzlaşıya varmıştır. Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde Türk Sanayi kuruluşlarının sürdürülebilir kaynaklardan üretecekleri yeşil enerji,  Avrupa birliği hedeflerine uyumlu ve rekabetçi olmamızı sağlayacak temel unsurlardan biridir. Ancak geldiğimiz noktada sanayicilerimizin lisanssız GES izin taleplerine; Enerji Nakil Hattı ve Tevzi indirme merkezindeki yetersizliklerden dolayı çağrı mektubu verilmemektedir. Bunun ana sebebi ise çok fazla depolamalı lisans verilmiş olması ve çok zor bir ekosistemin oluşturulmuş olmasıdır. Altyapı ve yasal mevzuatın acilen işler hale getirilmesi özellikle ihracatçı firmalarımızın AB pazarındaki rekabetçiliği için hayati önem taşımaktadır.” dedi. Elektrik üretmek için dışa bağımlı bir yapı var Türkiye’nin elektrik özelinde tükettiğinden fazlasını üreten ve komşularına ham elektrik satan bir ülke olduğunu belirten ENSİA Başkanı Alper Kalaycı ise, maalesef bu elektriği üretmek için hâlâ daha fosil yatkılardan faydalandığımızı ve bu yakıtlar yüklü bir kısmını da ithal ettiğimize dikkat çekti. Yatırım alanları artırılmalı Türkiye’de kullanılan akaryakıtı da göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye’nin cari açığının en önemli kalemlerinden birinin enerji ithalatı olduğuna değinen Kalaycı, hem AB Yeşil Mutabakatı’na uyum sağlamak, sanayicimizin rekabet gücünü korumak ve artırmak hem de cari açığımızı kapatarak ülkemizin zenginleşip kalkınmasına katkı sunmak için acilen yeşil enerjide yatırım alanlarının artırılmasına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Ülkemizin gerek rüzgâr, gerek güneş, gerekse jeotermal alanında çok yeterli bir potansiyele sahip olduğunun da altını çizen Kalaycı, bu kaynaklardan enerji üretimi için mevcut olan yasal düzenlemelerin artık çok geri kaldığını ve karmaşık bir hâl aldığını belirtti. Türkiye’de yeşil enerji üretimi için söz konusu tüm kaynaklar için birbirinden ayrı müstakil yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Kalaycı, “Tüm kaynakları tek yasada topladığınızda, çıkardığınız bir kanun Güneş’ten elektrik üretimi sağlayanları mutlu ederken, jeotermal enerjiyi kullananları üzebiliyor. Sektörün tüm paydaşlarını aynı anda mutlu etmek imkânsız. O sebeple her kaynak için çağın ihtiyaçlarına uygun ayrı bir yasal düzenleme yapılmalı” dedi. Bölgesel Trafo Yapılabilir Sanayicinin GES talebi için de geçmişte Çeşme’deki rüzgâr tribünleri ile ilgili yaşanan tecrübeleri örnek gösteren Kalaycı, “Sanayicinin rekabet gücünü artıracak, ülkemizin karbon ayak izini ve cari açığı azaltacak bu yatırımın önünün açılması için neler yapılabilire bakmak gerek. Geçmişte Çeşme’de rüzgâr tribünü kurulması aşamasında aynı şekilde trafolarda tahsis yetersizliği engeli yaşandı. Bu durumda RES sahipleri, bölgeye trafo yapılması durumunda, trafonun tribünle olan bağlantısı için gerekli alt yapı yatırımını gerek nakdi, gerekse mahsuplaşma yoluyla üstlenmeyi kabul etti. Elbirliği ile bu yatırım sağlandı. Aynı yöntem OSB’ler içinde yapılabilinir. Örneğin, İAOSB’de ne kadar yatırım isteği var, buna göre talep toplanır. Bu talep doğrultusunda gerekli trafo dağıtım şirketince karşılanırken, trafo ile santraller arasındaki bağlantı OSB ya da firmalar tarafından mahsuplaşma yoluyla karşılanarak elbirliğinde bu yatırımların yolu açılabilir. Tüm İzmir ve Ege için yapılacak trafo beklemektense acil ihtiyaç ve yatırım bölgeleri için bu şekilde bir çalışma yapılabilinir” dedi. Yeşil Hidrojen’e kaynak olur Türkiye’nin rüzgâr ya da güneş enerjisi potansiyelinin çok yüksek olduğuna da değinen Kalaycı, bu kaynaklardan yalnızca birinin bile tam kapasite kullanılabilmesi durumunda ülkemizin mevcut tüm enerji ihtiyacını karşılamaya yeteceğini söyledi. Bu yatırımların önünün açılması ile elde edilecek fazla elektriğin de, yeşil hidrojen üretiminde kullanılması tavsiyesinde bulunan Kalaycı, sözlerine şöyle devam etti: “Hidrojen mevcutta üretimi maliyetli olsa da dünya pazarında çok değerli bir ürün. Her daim hazır alıcısı bulunan bir ürün. Biz Güneş ve Rüzgâr santralleriyle üreteceğimiz elektrikten eğer hidrojen üretirsek, bu yeşil hidrojen olacaktır. Fazla elektriğe kazandıracağımız bu katma değer sayesinde de çok iyi fiyatlara zaten hazır olan müşterisine ulaştırmak yoluyla ülkemizi, net enerji ihracatçısı konumuna yükseltebiliriz.”