Esad’ın Düşü: Ortadoğu’da pandoranın kutusu açıldı mı?
Esad’ın Düşü: Ortadoğu’da pandoranın kutusu açıldı mı?
Paylaş:
Son zamanlarda gündemden düşmeyen Suriye’deki Alevi katliamı, Suriye’nin son dönemini yeniden gündeme getirmiştir. Bu minvalde Esad’ın düşüşünün tekrar ele alınması önem kazanmıştır.
Suriye'de son dönemde Alevilere yönelik saldırılar, Esad rejiminin düşüşüyle doğrudan bağlantılıdır. Aralık 2024'te İslamcı grup Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) tarafından devrilen Beşar Esad’ın ardından, ülkede mezhepsel gerilimler artmıştır. Yeni geçici hükümetin başkanı Ahmed el-Şaraa, tüm toplulukları koruyacağına dair söz verse de, Aleviler başta olmak üzere azınlık gruplara yönelik saldırılar devam etmektedir.
2024 yılı, bir zamanlar bölgesel otoriterliğin sarsılmaz taşı olarak görülen Esad rejiminin beklenmedik çöküşüne şahit oldu. Homs’ta başlayan küçük bir isyancı harekâtı, şimşek hızıyla Şam’a doğru ilerleyen bir fırtınaya dönüşürken, siyasi tarih, bu dramatik değişimi sadece bir baskı rejiminin sonu değil, aynı zamanda jeopolitik kör gözlülüğün ve hatalı stratejik hesapların bir sonucu olarak yazmalıdır. Ukrayna ve Gazze savaşlarının bölgeye etkilerini yanlış hesaplayan ve Rusya ve İran’ın azalan kaynaklarını görmezden gelen Esad rejimi, kendi kibri ve hatalarının ağırlığı altında ezilmiştir.
Çöküşün Kronolojisi
2022-2023: Taban kaybı ve hatalı hamleler. Esad rejimi için petrol gelirleri kurumuş, enflasyon patlamış ve yeniden inşa yardımları gelmemişti. Ukrayna savaşı Rusya'nın kaynaklarını emerken, İran ise Yemen’den Beyrut’a kadar yayılan krizler nedeniyle çaresiz bir duruma düşmüştü. Esad, Ärdoğan ile mülteci krizini ele almak yerine, BAE ve İsrail ile gizli diplomasiyi tercih etti.
Esad, Ukrayna savaşının ve Gazze krizinin Suriye üzerindeki etkisini yanlış hesapladı. Hizbullah'ın Gazze'ye müdahalesi, Suriye'deki pozisyonunu zayıflatırken, İsrail'in Suriye ve Irak'taki İran konvoylarına yönelik sıklaşan sınavları rejimin tedarik zincirini kopardı.
2024: Şimşek hızında çöküş
İran’ın aracılığıyla yürütülen Esad-Erdoğan görüşmeleri 2022-2023 boyunca sonuçsuz kalmış, İran, Esad'ı desteklemekte tereddütlü davranmaya başlamıştır.
Halep'te kolay bir ilerleme sağlayan isyancılar, Homs'ta sadece 1.300 kişilik İran destekli direnişle karşılaşınca beklenmedik bir fırsat buldu. Moral kaybı yaşayan Esad ordusu ve azalan yabancı savaşçılar nedeniyle isyancılar Şam'a doğru şimşek hızında ilerledi ve başkent adeta kazara düştü.
Dermer planı: Kaçan tarihi fırsat
Esad'ı kurtarma ihtimalini sunan alternatif bir senaryo vardı: İsrail'in eski büyükelçisi ve stratejisti Ron Dermer, BAE ve İsrail ile Esad'ın İran'a sırt dönmesini içeren bir anlaşma planladı. Bu plan, Rusya'nın da dolaylı onayını almıştı. Ancak, Washington'daki karar vericilerin tereddütleri ve Esad'ın çekimserliği nedeniyle bu fırsat kaçırıldı. Sonuç olarak, İran, Esad'a olan güvenini iyice kaybetti ve son bir kez daha onu kurtarmaktan vazgeçti.
Sonrası ve bölgeye etkileri
Kazananlar arasında kuşkusuz Erdoğan bulunmaktadır. Kuzey Suriye'de etkinliğini artırdı ve mülteci krizini kendi lehine çözme fırsatı buldu. HTŞ gibi isyancı gruplar, güç boşluğundan yararlandı.
Düşüşün kaybedenleri ise Rusya, İran, Hizbullah ve İsrail’dir.
Rusya, Akdeniz'e erişim kaybederek, Ortadoğu ve Afrika'daki etkisini zayıflatmıştır.
İran, Tahran'dan Beyrut'a uzanan kara bağlantısını kaybederek, vekil savaş stratejisi büyük darbe almıştır.
Hizbullah, hem Gazze hem Suriye'de güç kaybederek daha savunmacı bir pozisyona gerilemiştir.
İsrail, Dermer planının başarısızlığı ve erken bir ateşkesle Suriye'deki kazançlarının sınırlanmasının belirsizliği ile karşı karşıya kalmıştır.
Sonuç: Yeni bir dönemin eşiğinde
Esad'ın düşüşü, Suriye ve Ortadoğu siyasetinde bir dönemin sonu anlamına geliyor. Gelecek, bölgesel aktörlerin bu yeni düzene nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak: Uzlaşı ve yeniden inşa mı, yoksa sonsuz bir kaos mu?