.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Erdoğan, komuta kademesini istediği gibi şekillendirdi

Okuma Süresi: 5 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Erdoğan, komuta kademesini istediği gibi şekillendirdi
Erdoğan, komuta kademesini istediği gibi şekillendirdi
Paylaş:
Gazeteci Yazar Murat Kışlalı, GÖZLEM’in ülke gündeminin başında gelen olay ve gelişmelerle ilgili sorularını cevapladı.

GÖZLEM – Yüksek Askeri Şura kararı ile Genelkurmay Başkanlığı görevine atanan Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, ana muhalefet lideri Özgür Özel ile davalık olmuştu. CHP lideri Özgür Özel, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek yemin eden 5 teğmenin ihraç kararını onaylayan ve bu karara şerh koyan Disiplin Kurulu Başkanı Korgeneral Tevfik Algan’ın tayin edilmesini sert biçimde eleştirmişti. “Kara Kuvvetleri Komutanı Selçuk Bayraktaroğlu ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Ercüment Tatlıoğlu, ne yaptığınızı biliyorum ve Hulusi Akar’a söylediğimi size de söylüyorum. Siz arkadaşlarınızın hayır duasını değil, bedduasını almış adamsınız” demiş, Bayraktaroğlu da Özel’e manevi tazminat davası açmıştı. Ne diyorsunuz?
K – Erdoğan, TSK’nın üst yönetimini kendi isteğine göre şekillendirdi. Bayraktaroğlu’nun 5 teğmenin ihracı sürecini baştan sona yönettiği, başta “ihrac” yönünde çıkmayan kararı her düzeyde müdahale ederek “ihraca” döndürmede kilit rol oynadığı konuşuluyordu. Cumhuriyet’ten Barış Terkoğlu, gazeteci Ersin Eroğlu’nun kitabından teğmenlerin ihrac sürecini aktardığı 3 Temmuz 2025 tarihli köşe yazısında şöyle yazmıştı: “Eroğlu’nun konuştuğu kaynaklar ilk oylamanın 7’ye karşı 2 teğmenlerin lehine olduğunu söylemiş. Eroğlu devamını şöyle anlatıyor: ‘Haber önce Beştepe’ye ardından Milli Savunma Bakanlığı’na ulaştı. Tanrılar kurban istiyordu. Yüksek Disiplin Kurulu üyelerine baskılar yapıldı. Hepsiyle tek tek görüşüldü. Kara Kuvvetleri Komutanı Selçuk Bayraktaroğlu kararın ‘oybirliğiyle ihrac’ şeklinde olması gerektiğini iletiyordu’. Eroğlu’nun söylediğine göre ilk oylamanın sonucu daha sonra yukarıdan yapılan baskılar ile değiştirilmişti.” Bu “başarısı” nedeniyle genelkurmay başkanlığına getirildiği anlaşılan Bayraktaroğlu’nun iktidara yakın olması ve isteklerini yerine getirmesi ileride savaş politikaları açısından da “kullanışlı” olabilir. Mevcut Genelkurmay Başkanı Metin Gürak’ın ise bu süreçte “daha tarafsız” bir tutum izlediği ve sürece müdahale etmediği ifade ediliyor. Bunun neticesinde, Erdoğan kendisini görevden aldı. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra Personel Başkanlığı görevine getirilen Bayraktaroğlu’nun o dönemden beri merkezde kalması ve bir tümen, kolordu veya orduya komuta etmemiş olması askeri açıdan bir zaaf ama iktidar açısından önemli olanın “sadakat” olduğu anlaşılıyor. Bayraktaroğlu’dan boşalan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na da daha kıdemli üç orgeneral bulunmasına karşın Metin Tokel atandı. Metin Tokel de 2016’da tümen komutanıyken dönemin başbakanı Binali Yıldırım’ın ziyaretinde “Zati alinizin buraya gelişiyle birlikte başta tümen komutanı ben olmak üzere onur duyduk. Bu onuru ruhumuzda ve tüylerimizde şu anda yaşıyoruz” şeklindeki övgüsü çok konuşulmuştu. Bu teveccühün ve görev aşkının ödülünü almış olduğu anlaşılıyor. Kendisine şimdiden geleceğin genelkurmay başkanı olarak bakılıyor.
GÖZLEM – Onca zamandır sosyal medyada “Diploma verilir”, “Para ile diploma verilir” biçiminde reklamlar veren ve müşteri bulan bir çete ortaya çıkarıldı. Sosyal medya araçlarından “Facebook”, “Instagram” ve “Telegram” üzerinden reklam ve iletişimi sağlayarak milyonlar kazanan Çetenin ortaya çıkarılması ve yakalanması neden bu kadar uzun sürdü? “Böyle reklam veren” kuruluşların araştırılması gerekmiyor mu?

K – Liyakatin yerini “sadakat” aldığı için görevini yapması gerekenler, görevini iyi bilmediğinden yapmıyor ya da yapamıyorlar. Bu dava, Türkiye’nin “çürümüşlüğünü” farklı bir açıdan bir kez daha gözler önüne serdi. Cevaplanması gereken çok soru var. Çete lideri 1999’dan bu yana 13 davadan yargılanmış 10’undan beraat etmiş. 2002 ve 2005’de hüküm giyerek toplam 5 yıl yatmış. Hakkında 354 yıl hapis istenen 2016’daki davadan beraat etmiş. Nasıl? Çete yöneticilerinden bir başkası “çok iyi yabancı dil bilen Yakup isimli şahsın 2006-2010 yılları arasında yapılan yabancı dil sınavlarına sokularak, sınavlardan başarılı puanlar aldırılan ve üniversitelere akademisyen olarak yerleştirilen Türkiye geneli 400’den fazla kişi olduğunu, birçoğunun doçent, profesör olduğunu” ifade etmiş. Tek bir kişiyle bu kadar çok sınava girmek mümkün değil ama demek ki bu işlem yapılmış? Kimlere? İmamoğlu’nun diploması için gösterilen “detaylı” çalışmanın burada ortaya konacağını sanmıyorum. Konunun bir başka boyutunu CHP’li Murat Emir “BTK’nin içine eğer 3-5 tane organize suç örgütü üyesi girmişse, bir çete girmişse istihbarat örgütleri orada cirit atıyordur” diye gündeme getirdi. AKP’ye yakınlığıyla bilinen köşe yazarı Abdurrahman Dilipak “Ne yani sahte diplomalı milletvekilinin milletvekilliği düşmeyecek mi? Nitelikli dolandırıcılık, evrakta sahtecilik, örgütlü suç sebebi ile milletvekilliği düşer. Bu konuda söz konusu İmamoğlu olunca başka, milletvekili olunca hüküm başka mı oluyor?” diyerek sahte diplomalı milletvekili veya milletvekillerinin var olduğunu ifade etti. Bunlar kim? Sahte diplomalar E-IMZATR ve TURKTRUST adlı iki elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı üzerinden üretilmiş. TURKTRUST’ın TSK’ye ait olduğunu Cumhuriyet’te Barış Pehlivan yazdı. İşi bunları denetlemek olan BTK Başkanının adına bile e-imza çıkarılmış. Deniz Zeyrek de Nefes’de ekledi: “İnternet kullanıcıların her işlemine vakıf olan, istediği zaman istediği sitelere, sosyal medya profillerine erişim engeli getiren böylesine bir dev kuruluşun, kendi lisansladığı şirketler üzerinden yapılan bu sahteciliği nasıl göremediğini ...BTK ve Ulaştırma/Altyapı Bakanlığı ...izah etsin.” Doğru sorular.
GÖZLEM – Gazetelerde “Konkordatolar artıyor. 2021 yılında bin 914 firma konkordato ilan etmişken, 2022'de bu sayı bin 587'ye, 2023'te ise bin 516'ya gerilemişti. Ancak 2024 yılında bu sayı 3 bin 497'ye çıktı. 2025'in ilk beş ayında ise 2 bin 235 firma konkordato ilan etti. Sebepleri ve ne yapılmalı?

K – Konkordatolar ekonominin içinde bulunduğu krizden kaynaklanıyor. Enflasyonu düşürmek için Mehmet Şimşek yönetiminde faizler yüksek, dargelirlinin geliri düşük tutuluyor. Gelir düşük olunca harcama haliyle azalıyor ve talep olmadığı için fiyatların düşmesi hedefleniyor. Ancak harcama azalınca işletmeler ürettikleri veya ticaretini yaptıkları mal ve hizmetleri satamaz hale geliyorlar. Üstüne faizler de yüksek olduğu için bu ürün ve hizmetlerin maliyetleri de yükseliyor. Hem harcama az, hem üretim maliyetli bu durumda da şirketler alacaklılarından korunmak, sakınmak için konkordato ilan etme yoluna gitmek istiyorlar. Enflasyon düşmeden ve bunun için devlet ısraf ve ranttan vazgeçmeden bu durum daha iyiye gidemez. İflaslar ve işten çıkarmalar daha da artacak.

GÖZLEM – Sayın Devlet Bahçeli’nin cevap vermesi isteği ile bir sorumuz olacak; 40 binden fazla şehidin suçlusu olarak hapsedilen Öcalan’ın “umut” sebebi ile tahliye edilmesini istediniz. Raporlarla sabit olan “ağır hastalığı” ortada iken, ameliyatlar geçirmişken ve 20 kilo vermişken Murat Çalık’ın “hapishane ile hastane arasında götürülüp getirilmesi ve nihayet Manisa Hastanesi’ne sevk edilerek ailesinin onu görmek için yüzlerce kilometre git – gel yapmaya mecbur edilmesi” için ne diyorsunuz?

K – Bahçeli aslında bu soruya daha önce yaptığı bir yazılı açıklamada İmamoğlu üzerinden cevap vermişti: “...zanlı Ekrem İmamoğlu ile ilgili mahkeme süreçlerinin ivedilikle görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir... Şayet zanlı Ekrem İmamoğlu suçsuzsa beratı, değilse tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde mutlaka ve olabilecek en kısa sürede temin edilmelidir”. Bu, Murat Çalık gibi diğer tutuklu başkanlar ve yöneticiler için de genişletilebilir. Bahçeli samimiyse “Hızla görüşün, suçsuzsa berat, değilse ceza kararını vicdana uygun şekilde en kısa sürede verin” diyor. Ancak işine geldiğinde onu dinleyen ortağı, bu konu işine gelmeyeceğinden onu dinlemiyor.
 GÖZLEM – Kerem Aktürkoğlu Benfica’dan İstanbul’a dönüyor, ama Galatasaray’a değil, Fenerbahçe’ye… Galatasaray taraftarları sosyal medyada ağır tepki verdi. Görüşünüz?
K – Futbol profesyonel bir oyun. Tabii ki taraftarlar adı üstünde ‘taraf’lı. Ama bana göre yasal olduktan sonra kimsenin bir şey demeye hakkı yok.