Geçen hafta, Resmî Gazete’de yayınlanan bir Merkez Bankası tebliği ile KKM hesap açma ve yenileme işlemleri, 23 Ağustos 2025 tarihinden geçerli olmak üzere sonlandırıldı. Bazı ekonomistlerin 100 milyar dolara yakın hazine zararına yol açtığını hesapladıkları bu kararın altında imzası bulunan kişi, dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati idi ve daha çok 2022 yılında 'Ekonomik Dönüşüm Zirvesi’nde yaptığı konuşmada söylediği “Neoklasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım, günümüzde, davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi gibi giderek öne çıkan alanların etkisi ile daha fazla önem kazanmakta” cümlesi ile hafızalarda kaldı!
Doğrusu, iktisadın geleneksel veya ortadoks iktisat olarak adlandırılmasına alternatif olarak ana akımın “rasyonellik, bireycilik ve denge” referanslı odaklanmalarına, heterodoks iktisatın “kurumlar, sosyal yapı ve tarih” perspektifli yaklaşımı, Johm B. Davis ve ardılları tarafından son yirmi yıldır dile getirilmekte.*
Yani eski bakanın kurduğu cümlede bir problem yok. Ancak, sözcüklere yabancı olduğu intibasını veren vurgulamaları mı yoksa toplantının gündeminden uzak, yani rasyonel ve somut ekonomik analizler yerine gereksiz felsefi atıflar yapmasından mıdır bilinmez, birden unutulmaz konuşmalar tarihinde yerini aldı. Biliyorsunuz, epistemoloji, felsefenin etik, mantık ve metafizik ile beraber dört ana dalından birisidir ve bilgi felsefesi anlamına gelmektedir. Dolayısı ile bu kavramları konuşma metninizde kullanacaksanız, ya hedef kitlesi ilgili uzmanlardan oluşmalı ya da kendinizin entelektüel derinliği ve bu sözcüklere hâkimiyetiniz bir tereddüt yaratmamalı.
Gerçi o dönemin ekonomisinde üretkenlik, istihdam ve fiyat istikrarı dengesi allak bullak olduğundan, ekonomik sorunlar ve çözüm yolları gibi netameli konuları konuşma metnine almaktansa, felsefi açılımlar yapmanın daha kolay bir yöntem olduğuna hiç kuşku yok. Sanki genç akademisyen bir danışman, hiç kimsenin bir şey anlamayacağı bir metin yazması için görevlendirilmiş gibi!
Her ne ise, bu konunun yaşandığı zaman dilimine giden süreçte, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alınmış, (20.03.2021) ve onun öngörülebilir ve şeffaf olarak uyguladığı para politikası sona erdirilmişti. Meraklısı için yazayım, o zaman dolar 8.57 TL idi, Enflasyon yüzde 15'lerde seyrediyordu. Ağbal, görev süresi içinde, enflasyonla mücadele amacı ile para ve kur politikasını sıkılaştırmacı bir çerçevede yürüttü. Sonrası, nas ekonomisi olarak, iktisat tarihimizdeki yerini aldı ve şimdiki bakan Mehmet Şimşek göreve başladığında, “Rasyonel mali politikaların zamanının geldiğini” söylemekten kendisini alamadı! Temel ilkesinin de tutarlı ve öngörülebilir politikalar olacağını eklemeden geçmedi.
Sayın Şimşek, her ne kadar mali politikalar ve makroekonomik tedbirleri, kendisinin görevi devralırken de belirttiği gibi, “rasyonelite” çerçevesinde alıyor olsa da, bazı konulara el atılamaması daha hızlı düzelmeleri engellemekte. Bunların ne olduğu da çok bariz: Minimal anlamda kamu tasarrufları, makro anlamda da yapısal reformlar. Konu ile ilgili olan herkesin bildiği bir gerçeklik, faizi ve enflasyonu düşürmenin somut bir gösterge olmakla beraber yeterli olmadığıdır. Eksiklik, sosyal ve idari reformlarla tamamlanmayı bekliyor. Gelinen noktada ülke olarak, tüm toplum, siyasi, hukuki ve sosyopsiko kültürel bir dönüşüme tabi tutulmalı. Yani sosyal ve siyasi reformlar yapılmalı.
Tahmin edilebileceği gibi, tüm bunlar birçok parti temsilcilerinin de beyan ettiği gibi demokrasi ve evrensel hukuk kuralları referansında, kişisel haklar ve düşünce özgürlüğün öncelendiği, yasama, yürütme ve yargıda kuvvetler ayrımının hayata geçirildiği bir anayasa ile mümkün olacaktır.
Ülkemizin ihtiyaçlarını burada yazarken, bu reformları son yüzyılda tamamlamış ülkelere, örneğin İngiltere'nin nereye odaklandığına baktığımızda, ana gündemlerinin toplumu yapay zeka ile dönüştürmek olduğunu görüyoruz. Onlar, Open AI CEO'su Sam Altman ile yapay zeka modellerinin eğitim, adalet ve güvenlik gibi sektörlerde nasıl uygulanabileceğini görüşüyor.
Yapay zekanın tüm İngiliz vatandaşları için ücretsiz ulaşılabilir olması için 2 milyar dolarlık bütçeli pazarlıklara devam ediyorlar...
Sonuçta, sadece yapısal reformların yapılması yetmeyecek. Hızla eğitim sistemimizi yeniden yapılandırmak, ardından da yapay zeka uzantılı yeni dünyanın nimetlerine açık her bir ülke ekosistemi yaratmak için, tüm vatandaşımızı yapay zeka okur yazarı yapmamız gerekecek.
Yani, eski bakanın söylediği, “epistemolojik kopuş “, önümüzdeki 5 yılda bu yapısal reformlar yapılmadığı yani ülke olarak demokrasi ve yapay zeka gibi yüksek teknolojilerde çok ciddi bir sıçrayış yapamadığımız takdirde söz konusu olacaktır!
(*) John B. Davis (2006). “Heterodox Economics, the Fragmentation of the Mainstream, and Embedded Individual Analysis”, in Future Directions in Heterodox Economics, Ann Arbor: University of Michigan Press.
Epistemolojik kopuş!
Epistemolojik kopuş!
Paylaş: