.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Entelektüel çöküş nereye kadar?

Okuma Süresi: 7 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Entelektüel çöküş nereye kadar?
Paylaş:
Bazı açıklamalara göre ülkemizde 13 milyon yabancı var. Çoğunluğu Suriye kökenli sığınmacılar. Bunların nitelikli ve eğitimli olanları ayıklanıp, Batı ülkeleri tarafından alındı. Arkasından ülkesinden kaçan Afganlar geldi. Kuzeyimizdeki savaş nedeniyle de gelenler oldu. Ayrıca Afrika ve çoğu azgelişmiş ülkeden gelip, Avrupa ve Batıya geçiş koridoru gibi ülkemizi kullanmak isteyen insanlar geldiler. Bunların büyük çoğunluğu, eğitim ve entelektüel düzeyi düşük işgücü ve aileler. Kısacası sorgusuz sualsiz ve kontrolsüz, entelektüel düzeyi düşük insan ithal ediyoruz. Buna karşın yıllarca okutup, yatırım yaptığımız kendi eğitimli entelektüel sermayemizi hızla kaybediyoruz. Bilgi toplumunun yapay zeka çağında en değerli zenginlik olan entelektüel sermayemizi hızla batıya kaçırtıyoruz. Niteliksiz işgücü ithal edip, nitelikli işgücü ihraç ediyoruz. Kısacası ülkemiz bu süreç üzerinden tam bir negatif metamorfoz, yani negatif dönüşüm ve değişim süreci yaşıyor. Az eğitimli insanlarla cehaletin yaratığı sorunları çoğaltırken; çağın altın anahtarı entelektüel sermayemizi, hiç karşılıksız, gelişmiş ülkelere hibe ediyoruz. Bu olgu hiçbir mantıklı ve aklıselim insanın kabul edebileceği bir süreç değildir. Ülkemizde uygulanan, çağ dışı ve bilim dışı tutarsız politikalar sonucu yaratılan bu durum nedeniyle yurt dışına giden entelektüel sermaye, kalıcı olma eğilimi taşıyor. TÜİK'in 2023 verileri 2008-2017 arasında mezun olan gençlerin 2023 yılında, yurt dışında ikamet etme durumlarını kapsıyor. Aksine 2018- 2023 yılında üniversiteden mezun olup da yurtdışına giden gençler hakkında bilgi vermiyor. TÜİK'in daha önce açıkladığı göç verilerine göre, yurt dışına göç eden kişi sayısı 2022'deyüzde 62,3 artarak 466 bin 914 olmuştu. Göç edenlerin yaklaşık yüzde 35.2’si 20-34yaş grubundaki genç nüfustan oluşuyor. Mezunların beyin göçü oranları incelendiğinde, en yüksek beyin göçü oranına sahip lisans programları sırasıyla, yüzde 17,9 ile moleküler biyoloji ve genetik; yüzde 10,2 ile biyomühendislik ve yüzde 9,8 ile işletme mühendisliği başı çekiyor. Bunları elektronik mühendisliği yüzde 9,1, matematik mühendisliği yüzde 8,9 ve bilgisayar mühendisliği yüzde 8,4 ile izliyor. En yüksek beyin göçü oranına sahip eğitim ve öğretim alanları yüzde 6,8 ilebilişim ve iletişim teknolojileri, yüzde 4,4 ile mühendislik, imalat ve inşaat ve yüzde 2,6 ile doğa bilimleri, matematik ve istatistik dallarında gerçekleşiyor. Bir lisans programını tamamlayanların göç etmek için tercihlerinde ABD yüzde 21,4; Almanya yüzde 17,5;İngiltere yüzde 11,2;Hollanda yüzde 6,9 ve Kanada yüzde 4,9oranları ile başı çekiyor. TÜİK verilerine göre mezun olan her 5 moleküler biyoloji ve genetik uzmanından biri ve her 10 işletme, elektronik ve matematik mühendisinden biri yurtdışına gitti ve bu oranlar giderek artma eğiliminde. İstanbul Politikalar Merkezi'nin 2020 raporunda Türkiye'den göç eden bireylerin yüzde 59'unun yükseköğrenim görmüş olduğunu ve Universium Global'in Araştırması'na (2021) göre de Türkiye'deki üniversite öğrencilerinin yaklaşık yüzde 76'sı kariyeri için yurtdışını düşünüyor. Kısacası entelektüel sermayenin kaçış trendi giderek güçleniyor ve kanayan yara derinleşiyor. Ülkeden kaçışın nedenleri bilim ve çağ dışı politikaların ürettiği toplumsal ortam ve koşullardan kaynaklanırken, toplumdaki sosyal ve politik istikrarsızlığın yarattığı belirsizlik başı çekiyor. Sistemsizlik ve kuralsızlık, keyfilik, yandaşlık uygulamaları ile liyakat ve başarının göz ardı edilmesi önemli unsurlar. İfade özgürlüğünde, bilimsel özgürlükte, demokraside eksiklik ve hukukun üstünlüğü ilkelerindeki aksaklıklar gençlerin gelecek beklentilerini yok ediyor. Ekonomik kriz, yoksulluk, yoksunluk, sosyal dengelerin bozulması ve orta sınıfın yok edilmesi ile eğitimin orta sınıf yaratma işlevini yitirmesi önemli nedenler arasında yer alıyor. Freedom House Türkiye’yi özgür olmayan ülke grubunda buluyor. İsveç’in İnternational İDEA kurumunun, 2023 Hukukun Üstünlüğü Araştırması, Türkiye’yi 173 ülke arasında 148 sırada gösteriyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) 2023 araştırması, basın özgürlüğü açısından Türkiye’yi 180 ülke arasında 165 inci sırada buluyor. Ülkemizde genç işsizliği resmi yayınlarda yüzde 20 dolayında gösterse de iş aramaktan umudunu kaybedenlerle birlikte yüzde 30 dolaylarında seyrediyor. Ayrıca gelir dağılımındaki köklü bozulma, yoksullaşmaya paralel olarak genel ücret düşüklüğü ile çalışan kesimde asgari ücretin yaygınlığı yine genç nüfusun geleceğini yurt dışında aramaya itiyor. Özellikle yetişmiş bilişim ve yazılım uzmanı ile nitelikli sağlık personelinin geleceğini yurt dışında araması ülkenin kanayan yarasının ve çöküntüye yönelişinin göstergeleri olarak tarihe not düşüyor. Diğer yandan entelektüel sermayeyi yaratacak eğitim kurumları ve Milli Eğitime harcanan bütçe payları oransal olarak yıldan yıla düşerken, Diyanet Kurumuna ayrılan bütçe paylarının katlanarak artması, iktidarın izlemek istediği rotayı gösteriyor. Ayrıca Milli Eğitimde tarikatlara bağlı dogmatik taassup kültürünün önünü açıp; bağnaz biat kültürü ve kalıp davranışlarla toplumu durağanlık ve muhafazakarlığa yönlendirirken; yenilikçi düşünmeye set vuran, yetişmiş entelektüel sermayenin yurt dışını gidişini adeta teşvik eden uygulamalarla toplum, gelişmeye, yeni ve çağdaşlık yerine; gerilemeye, biat etmeye, kalıp davranış cehaletine ve negatif metamorfoza daha ne kadar sürüklenecek?