Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Enflasyonu düşürmede neden başarılı olamıyoruz?

Okuma Süresi: 4 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Enflasyonu düşürmede neden başarılı olamıyoruz?
Enflasyonu düşürmede neden başarılı olamıyoruz?
Paylaş:
Nisan ayı enflasyonu önümüzdeki hafta açıklanacak. Bu arada İTO Tüketici Fiyat Endeksi rakamları açıklandı. Bu endeks nisan ayında aylık %3.21, yıllık %47,21 olarak açıklandı. Bu endeksteki enflasyon düşüşü durdu. Yıllık enflasyon mart ayından sonra Nisan’da da artışına devam etti. İç siyasi şokların ekonomi üzerindeki etkileri sürüyor. Ekonomi önce yavaşladı. Cirolar karlar sürekli aşağı gidiyor. İTO enflasyonundaki gidişat gösteriyor ki kur etkisi kendini göstermiş. Petrol fiyatlarındaki düşüşler olmasaydı çok daha kötü olurdu. Yaklaşık iki yıldır bu para politikasını uyguluyoruz. Sürekli yazılarımızda tekrar ettiğimiz üzere uygulanan bütüncül bir ekonomi politikası değil, sadece para politikası ile tüm sorunların çözümünü TCMB’den bekliyoruz. Maliye politikası, bütçe politikaları oldukça eksik. Bütçe açıkları yüksek, para arzı enflasyonu körükleyecek nitelikte. Ayrıca yüksek faiz düşük kur politikasının sonucu geniş halk kitleleri parasal genişlemeyle fakirleşirken küçük bir kesim zenginleşmiş durumda. Bu kesimin tüketim talebi de yüksek seyrediyor. Yönetim olarak bizce elinden geleni yapmaya çalışan bir Merkez Bankası var. Ancak her zamanki alışkanlığımızdan kurtulamayarak içeride önemli bir siyasi şok yaşattık. Aynı anda küresel ortamdaki ticaret savaşları riskleriyle birleşince zar zor topladığımız rezervlerin yaklaşık 50 milyar dolarını kısa sürede satmak zorunda kaldık. Kontrollü döviz kuru nedeniyle dolar bazında yurtdışına servet transfer etmiş olduk. Ekonomi programının yürütücü Sn. Mehmet Şimşek son yaptığı açıklamalarda şu hususları vurguluyor.“Programa çok güçlü destek var. Bir taraftan yapısal dönüşüm bir taraftan da dezenflasyon programı. Programa siyasi destek çok yüksek. Ayrıca dış talepteki zayıflık ve petrol fiyatlarındaki düşüş dezenflasyonist. Enflasyon hedefleri konusunda hiçbir tereddüt yok. Siyasi gelişmeler ne olursa olsun yatırımlar gelecek.”
Öncelikle yürütülen politikalara “güven ve desteğin” siyasi yönetim hariç (ki onda bile tam bir destek olduğu söylenemez. Zira parasal genişlemeci politika sürerken tam anlamıyla dezenflasyon sürecinden bahsedemeyiz.)Son derece yüksek bütçe açıkları ve M3 para arzı gelişmeleri bize bunu gösteriyor. Piyasalar hariç reel sektör ve hane halkının tam bir desteği hiçbir zaman olmadı. Enflasyon beklenti anketlerindeki seyir bunun kanıtı. Reel sektörün beklentileri %50'ler hane halkı beklentileri ise %100'lerden başlayarak ancak %65'ler civarına indi.(KONDA- Koç Üniversitesi Hane halkı Araştırması)Bugünkü fahiş kredi faizleri ile alınabilecek mesafe sınırlı. Mevcut dezenflasyon politikalarının karnesi bugüne kadar maalesef zayıf. Yeni bir hikâye yaratmamız gerekiyor. Geldiğimiz noktada 2024'teki %3,2'lik büyümeyi 2025'te maalesef sağlayamayacağız. %2 büyüme bile zor görünüyor. Büyüme böyle de işsizlik farklı mı? Ekonomi yavaşlarken zaten düşük olması mümkün değil. Sağlıklı analizi Fatih Özatay Hoca bir grafikle çok iyi gösterdi. Kapasite kullanım oranı düşerken geniş tanımlı işsizlik oranı ekonomi programının uygulanmaya başlanmasından bu yana en yüksek düzeyinde,%28,8.Son üç ayın ortalaması ise %28,5.Faiz oranına gelince; önceden fiili faiz %50'ydi. Bir sene sonra şimdi de aynı. Ancak bu defa çok olumsuz etkileri olacak yapıda ve dönemdeyiz. Bütçe açığı yüzde kaç olacak? Gidişat GSYH’nin %3'üne düşecek gibi gösteriyor. Tahvil faizlerindeki gelişmelerde bu yıl enflasyon hedeflerinin tutmayacağını gösteren başka bir kanıt. 5 ve 10 yıl vadeli (uzun vadeli) tahvil faizleri 5 yıllıkta %45, 10 yıllıkta %35'lere yükseldi.Piyasaların bu beklentisi gayet net bir mesaj veriyor.Enflasyon 5 yılda bile düşürülemeyecek beklentisi hâkim.Biz de nisan enflasyonunu %3, %3,5 oranlarında tahmin ediyoruz. TCMB yıl sonu hedefi ise %24’lerde bize göre bu oran minimum %30-%35 koridorunda olacak. Değerleme kuruluşları bu oranlar civarında revizyonlarını yapıyorlar, yaptılar.
2024 yılında toplam 1723 konkordato başvurusu yapılmışken 2025 ilk çeyreğinde 583 konkordato başvurusunda bulunulmuş. Gelecek hafta Nisan 2025 enflasyonu açıklanacak. Bloomberg anketinde piyasa yaklaşık %3'ler civarında bekliyor. Bize göre de döviz kuru geçişkenliği düşük oranda olacak. Döviz kuru artışı yüksek ve yayılımı geniş bir süreyi kapsadığında kur geçişkenliği çok yüksek, tersi durumda düşük oluyor. Son şokta TCMB süratle müdahale ettiğinden kur şoku çok yüksek olmadı. Ancak paritenin (Euro-Dolar) yükselmesi döviz kuru sepetini yaklaşık %9-10 civarında etkiledi. Bütçe açığı devam ediyor. Tüketim ithalatı hız kesmedi.55,7 milyar dolarda mart ayında. Özel sektörün yurtdışı döviz borcu (bir yıl ve daha az vadeli) 180 milyar dolar civarında. Bu tespitlerin değerlendirilmesi sonucu dezenflasyon politikasında istenilen %24'lük hedefe ulaşamayacağımız anlaşılıyor. Bundan sonra reel ücretler daha da düşecek. Zombi şirketlerin çoğu batma noktasına gelecek. Enflasyon düşüşü bir başka bahara kalacak.
Önce sorunla gerçek anlamda yüzleşilmeli ve “fiyat istikrarı” probleminin önemi anlaşılmalı. Sadece para politikası ile bir yere varılamayacağı bunun yanında mutlaka alt gelir gruplarına gelir aktarma sonucunu sağlayacak maliye politikaları ve üretim-kalkınma denklemini başarıya ulaştıracak bütüncül ekonomi politikaları toplumsal kesimlerle uzlaşılarak uygulanmalı. Bunlardan daha önemli olarak siyasi istikrar sağlayacak evrensel standartlarda hukuk ve demokrasi reformlarına bir an önce başlanılmalı. Ülkenin seçim politikalarına değil geçim politikalarına, liyakat ve ehliyet ilkelerine ihtiyacı hiçbir zaman olmadığı kadar artmış durumda. Son olarak emekçilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramını kutlayalım. Ancak bugünkü hazin ekonomik durumlarını yansıtan grafiği belirtmeden yazımıza son vermek olmaz. Dünyada incelenen 43 büyük ülke ekonomisi arasında emeğin sömürü oranının yüksekliğinde Meksika’dan sonra ikinciyiz. (Rate of Surplus Value Rotta and R. Kumar) Türkiye’de emekçinin durumu Tayvan ve Güney Kore’den bile kötü durumda bu ayıbımızdan kurtulmalıyız.