Enerjide yeni ataklar gündemde
Enerjide yeni ataklar gündemde
Paylaş:
Enerji olmazsa olmaz… Gelecekte en çok yapay zeka ve enerjiyi konuşacağız gibi görünüyor.
Son dönemde enerjiyle ilgili birbirinden ilginç zirveler, buluşmalar yapılıyor ya da COP 29 gibi önemli zirvelerin ana konusu enerji oluyor. Türkiye enerji konusunda dünyanın önemli oyuncularından biri haline geliyor.
Teknolojinin büyüyen ve gelişen ivmesiyle birlikte tüm dünyada enerjiye olan ihtiyaç hızla artıyor. Enerjiye olan talebin artması ise beraberinde mevcut enerji kaynaklarının sorgulanması ya da yeni enerji kaynaklarının üzerinde çalışılmasına vesile oluyor.
Geçtiğimiz günlerde 26’ıncı senesi kutlayan Orge Enerji’nin CEO’su Nevhan Gündüz bakın bu konuda neler söylüyor:
“Türkiye’de 2025 yılında güneş enerjisi yatırımları artacak. Türkiye’de bu sektöre ilişkin dünyadan ayrışılan birkaç nokta var ve söz konusu noktalar çözüme kavuştuktan sonra yatırımcılar daha hızlı aksiyon alacak. Tüm dünya net sıfır hedeflerine ilişkin planlamalar içinde. Yeşil enerji konusunda bütün enerji sistemlerinin bir entegrasyonu söz konusu. Çatınızdan elde ettiğiniz enerjiyle depolamadaki aküleri dolduruyorsunuz. O akülerden isterseniz aracınızı, isterseniz evinizi şarj ediyorsunuz. Şimdi bunun bir ilerisi olmaya başlayacak. Diyelim kırsal bir bölgedesiniz, aracınızda fazla enerji var, oradan evinizi beslemeye başlayacaksınız. Bu şekilde yeni modellemeler de var. Biz tüm bunlara uyum sağlayabilecek bir yazılımı geliştirdik ve kendi araç şarj istasyonlarımız içerisinde bu yazılımları kullanıyoruz. Bu arada tabi zaten var olan güneş enerjisi kurulumu konusundaki yatırımlarımızı artık bu konularla entegre ederek daha dijital bir şirket yaratmayı planlıyoruz.”
Nevhan Gündüz’ün bu görüşlerine şirketin Yenilenebilir Enerji Başkanı Mehmet Tahir Özsoy’dan da tam destek geldi. Özsoy Türkiye’nin bir enerji hub’ı olmak için büyük bir potansiyele sahip olduğunun altını çizdi ve şu bilgileri verdi:
“Son yıllarda Türkiye bir atak içerisinde aslında. Kurulu güç olarak baktığımızda son 3 yılda kurulu gücünü yaklaşık ikiye katladı. Bu aslında oran olarak önemli büyüklük. Diğer taraftan bu yeterli mi diye aslında bir soru sormamız gerekiyor. Bugün bunun yeterli olduğunu söylemek çok mümkün değil. Türkiye'de elektrik tüketimi yıllık yüzde 4 civarında her yıl artıyor talebe bağlı olarak. Bu artışın devam etmesini öngörmek çok mümkün. Dolayısıyla bizim daha büyük adımlarla büyüyor olmamız lazım. Bir de Türkiye, Paris iklim anlaşmasına imza attı ve bunun belli taahhütleri var. 2053 net sıfır karbon emisyonu hedefimiz var. Bu doğrultuda 2035 için hedef olarak Enerji Bakanlığı’nın yaptığı planlamalar var. Bu planlamalara baktığımızda 2035’te Türkiye’de kurulu gücün yaklaşık 180 bin kilovat civarında olması gerekiyor, 180 gigavat. Şu an 115 gigavat civarında. Bu şu anlama geliyor: Önümüzdeki on yılda yüzde 50’den fazla bir büyüme demek. Bunu 10 yıla böldüğünüzde bizim yüzde 5 civarında büyümemiz lazım. Bu büyümemizi bizim solar, rüzgâr, nükleer yatırımlarımızdan elde ediyoruz. Çünkü net sıfır hedefine ulaşmak için bundan sonra artık bir karbon bazı enerji santrali yapmamamız lazım.”
Rüzgardaki gelişmeler önemli
Güneş tarafı olayı bu şekilde değerlendirirken Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden de Türkiye’nin rüzgâr enerjisi konusunda önemli avantajlara sahip olduğunu altını çizdi ve şu görüşleri paylaştı: “Sektörün gelişiminden bahsetmek gerekirse yenilenebilir enerji açısından bu yıl çok önemli bir dönüşüm yılı. Geçtiğimiz 1,5-2 senede çok büyük kapasite tahsisleri yapıldı enerji sektörü yatırımcıları için. 19 MW’lık depolama rüzgâr kapasitesinin üzerine takriben 15 bin MW’lık da güneş kapasitesi tahsis edildi. Bu yatırımların hayata geçmesi için tabi bazı ihtiyaçlar var. Yatırımcılar olarak biz de onları talep ediyoruz. İzin süreçlerin hızlanması, finansmanın kolaylaşması gibi çeşitli ihtiyaçlarımızı Enerji Bakanlığımıza arz ediyoruz. Özellikle bundan sonra yeni kapasitelerin gelmesi ve yerli sanayinin desteklenmesiyle ilgili konular var. Ülkede bu kapasitelerin yatırıma dönmesi sırasında yapılması gereken ihtiyaçlara karşılık yasal düzenlemeler var. Enerji Bakanlığımız ilgili bakanlıklarla beraber çalışmalar yapıyorlar. İnşallah bu yılın sonu, gelecek yılın başında kanuni düzenlemeler ve diğer mevzuat düzenlemeleri şeklinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Ondan sonra umuyorum yatırımların, finansmanın daha rahatlayacağı bir yıl olur. Benzer şekilde globalde de çok büyük bir dönüşüm var. Biz o treni kaçırmadan ülkedeki momentumu artırarak yurt dışına da ihracat yaparak, yurt dışında ülkemize yatırımcı çekerek bundan faydalanmaya çalışıyoruz.”