Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) biriktirdiği rezervler eritildi. Döviz artışını durdurmak için 50 milyar dolar rezerv harcayan Merkez Bankası, 22 ay sonra Aralık 2024’te başladığı faiz indirimlerine son verdi. Para Piyasası Kurulu (PPK) geçen hafta politika faizini 350 baz puan artışla yüzde 46’ya çıkardı. Fonlama ve piyasa faizlerindeki efektif artış çok daha yüksek oranlara ulaştı. TCMB ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti 5,5 artışla yüzde 47,97’ye çıktı. Ticari tarafta özellikle rotatif kredilerde uygulanan faiz oranları ise yüzde 42,5 – 44 seviyelerinden yaklaşık 10 puan artışla yüzde 55’e kadar yükseldi.
*********
Hükümetin ekonomi yönetiminde yaptığı hatalara siyasi belirsizlik de eklenince tüm göstergeler alarm vermeye başladı. Parasal sıkılaşma döneminde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) biriktirdiği rezervler, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından eritildi. İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından ekonomide yaşanan hasar giderek belirginleşiyor. Döviz artışını durdurmak için 50 milyar dolar rezerv harcayan Merkez Bankası, 22 ay sonra Aralık 2024’te başladığı faiz indirimlerine son vererek nisanda 350 baz puan artışa gitti. Uzmanlara göre, faiz, enflasyon, büyüme gibi hedeflere ancak altı ila dokuz ay rötarla ulaşılacak.
Türkiye ekonomisi, Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirilmesinin ardından verdiği toparlanma sinyali tersine döndü. Ekonomi, hem küresel çalkantılar hem de yerel istikrarsızlıklar yüzünden enflasyon, cari açık ve rezervlerde üçlü sarmala girdi. Türkiye’nin ihracatı artıyor görünse de kurun baskı altında olması, tekstil başta olmak üzere kritik sektörlerde yaşanan sıkıntılar cari açıkta beklentinin üstünde kötüleşmeye neden oldu. Enerjide net ithalatçı konumundaki Türkiye’nin cari açığında iyileşme beklenirken, döviz artışıyla görülen negatif durum işlerin iyiye gitmediğinin sinyalini verdi. Petrol fiyatlarının düştüğü bir dönemde cari açığın artması da yeni risklerin göstergesi oldu.
Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının üzerinden bir ayı aşkın süre geçti. Operasyonun ekonomik, politik ve sosyal bütün hasarları net rakam olarak ortaya koymak mümkün değil. Hesaplanabilir en belirgin hasar, Merkez Bankası'nın attığı parasal adımlar. Kurdaki oynaklığı azaltmak dövize yaptığı müdahale rezervleri eritti. 14 Nisan verisi, bu miktarın 29 milyar dolar net dış varlıklardaki azalma, döviz yükümlülüklerinde 5 milyar dolarlık artış ve swaplardaki azalmayla birlikte 44 milyar dolara ulaştığını gösteriyor. Likiditede ise tablo tersine döndü. Merkez, 19 Mart öncesi piyasadan günde yaklaşık 1 trilyon lira para çekiyordu. Şimdi ise tam tersi piyasaya lira veriyor. Şubat sonu yüzde 55 olan ticari kredi faizi nisan başı itibarıyla 65'e dayandı. İhtiyaç kredi faizleri ise yüzde 70'e vurdu. Aralık, Ocak ve Mart aylarındaki toplantıda 250’şer baz puan faiz indiren TCMB 17 Nisan’daki Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantısında yüzde 42.5 olan politika faizini 350 baz puan artırarak yüzde 46’ya çıkardı. Kurul, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’dan yüzde 49’a, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 41’den yüzde 44,5’e yükseltti. TCMB ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti 5,5, TLREF 7, ticari kredi faizleri yaklaşık 10 puan arttı.
Öncelikle politika faizi 3.5 puan arttı. Diğer fonlama kanalı BİST ortalama repo faizi ise 18 Mart’ta yüzde 42,02 seviyesinde iken 18 Nisan’da yüzde 48,95’e yükseldi. Bu kanalda faiz artışı 6.93 puanla 7 puana dayandı. Merkez Bankası ağırlıklı fonlama maliyeti 18 Mart’ta yüzde 42,5 ile politika faizi oranında iken 18 Nisan’da yüzde 47,97’ye geldi. Ve 5.47 puan birden yükseldi.
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla artan risk nedeniyle faiz indirimine ara verilmesi de enflasyonun yeniden yükselme eğilimine girmesine yol açtı. Sıcak paranın ülkeden kaçması ve yerli yatırımcının kendini korumak için dövize yönelmesi de rezervleri eritti. Tüm bu olumsuzluklar rakamlara da yansıdı. Türkiye’nin emniyet sübabı olan net hata noksan kaleminde de geleneksel artış trendi tersine dönerek Türkiye’den 1 milyar dolar para kaçtı.
Rezervler eridi
Küresel çalkantılar ve siyasi tartışmalar nedeniyle kırılganlaşan ekonomideki tehlike çanları, Merkez Bankası'nın açıkladığı verilerle zirve yaptı. Merkez Bankası’nın Şubat ayında rezerv varlığı 3 milyar dolara yakın azaldı. İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınıp ardından tutuklanması ise Merkez Bankası’nın döviz rezervini adeta eritti. Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Eski Merkez Bankası Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, 15 Nisan’da yaptığı paylaşımda son 4 haftada ‘ülke tarihinin en büyük döviz müdahalesi’ yaşandığını belirtti. Kara, “Son dört haftada çeşitli kanallardan döviz piyasasına yapılan net müdahale 50 milyar dolara yaklaştı (NDF dahil). Ülke tarihinin en büyük döviz müdahalesi oldu. Son günlerde ise piyasa yatışmış görünüyor.” ifadelerini kullandı.
Finans piyasaları uzmanı İris Cibre ise aynı günkü paylaşımında rakamın 50 milyar doların üzerine çıktığını yazdı. Cibre, “Merkez, Cuma işlemlerinde, altın etkisi hariç, 3 MLR USD satış yapmış. Net döviz pozisyonu 14.6 MLR USD. 19 Mar-14 Nisan altın etkisi hariç toplam satış 50.4 MLR USD gerçekleşti.” ifadelerini kullandı.
Cari açıkta artış
Cari denge Şubat ayında Ocak ayına göre daha yüksek bir açık kaydetti. Geçen yıl şubatta 3,3 milyar dolar olan cari açık bu yıl 4,41 milyar dolara yükseldi. Ocakta cari açık 3,8 milyar dolar olarak açıklanan açık da 4 milyar dolara revize edildi. Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı şubat dönemde 5,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yıllıklandırılmış verilere göre, Şubat ayında cari açık yaklaşık 12,8 milyar dolara yükseldi. Ocak ayında 12 aylık cari açık 11,8 milyar dolar düzeyindeydi. Şubat'ta net hata noksan kaleminde 1,1 milyar dolarlık çıkış görüldü. 12 aylık net hata noksan çıkışı 15,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, sanayi üretimi Şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre yüze 1,9 geriledi.
Vatandaşın banka borçları
Vatandaşların, bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borçları, 28 Mart – 4 Nisan haftada, artan kredi faizlerine rağmen 49,7 milyar lira artarak 4 trilyon 329 milyar liraya kadar yükseldi. Hem bankalar ve finans kuruluşları hem de varlık yönetim şirketleri tarafından takip edilenler tek kişi sayıldığında takipteki toplam vatandaş sayısı 3 milyon 998 bin 602’yi buluyor.
Takipteki krediler hızlandı
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu haftalık verilerine göre takipteki alacaklar arttı. 2024 yılı sonu itibariyle 294 milyar TL olan tahsili gecikmiş alacaklar (TGA) 4 Nisan 2025 haftalık bankacılık verilerine göre 358,3 milyar TL’ye ulaştı. Yılbaşından bu yana yüzde 22 artış var. Geçen yılın aynı dönemindeki TGA artışı yüzde 3,9 idi. Ekonomistler, bankaların bilanço ve kredi maliyetleri açısından yüzde 22 ve yüzde 3,9’u çok önemli bir risk olarak görüyor. 2025’in başlarında ağırlıklı olarak kredi kartlarından kaynaklanan ivmenin şimdi şirketlere yansıdığı söylenebilir. 2025 başında 177 milyar TL olan ticari krediler için TGA, 4 Nisan 2025 haftasında 207,3 milyar TL’ye ulaştı ve artış oranı yüzde 17. Son dört haftalık artış yüksek ve yüzde 7,2’dir. Bireysel ve Ticari TGA haftalık artışı geçen hafta 9,3 milyar TL artışla 358,3 milyar TL’ye ulaştı. 2025’te 14 haftalık en fazla artış kaydederek pik yaptı. Uzmanlar, artışın sürmesi durumunda kredi maliyetlerin de artacağına işaret ediyor. 2024 yılında ortalama 12,7 milyar TL aylık TGA karşılığı bu yıl aylık ortalama 23 milyar TL’ye ulaşmıştır. 2024 yılında TGA karşılığının Net kara oranı yüzde 23 iken bu yıl bu oran yüzde 39’a çıktı. Bu rakamların içine henüz ABD’nin uygulamaya başladığı Gümrük tarifeleri ve Türkiye’de artan siyasi gerilimin etkisi henüz yok.
İcra dosyası sayısı 23,1 milyonu aştı
Artan ödeme güçlüğü nedeniyle icra ve iflaslardaki artış eğilimi sürüyor. Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre mahkemelerdeki icra iflas dosyası sayısı 15 Nisan 2025 itibarıyla 23 milyon 147 bine ulaştı. Bu kategoride yılbaşından bu yana mahkemelerdeki dosya sayısındaki artış 891 bin olurken sadece nisandaki 15 günlük artış 162 bin 295 oldu. Dosya sayısı mart sonuna göre 162 bin adet artış gösterdi. İcra dosyası sayısı 31 Ocak 2025’te 22 milyon 295 bin 455’e, 28 Şubat 2025’te ise 22 milyon 604 bin 890’a ulaştı.
*********
İmamoğlu operasyonunun maliyeti
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 19 Mart'ta gözaltına alınmasının ekonomik maliyetini açıkladı. Özel, “19 Mart darbesinin maliyeti; 45 milyar dolar rezerv yakıldı, borsada 31,5 milyon dolar zarar yazıldı, Türkiye'nin risk primi 100'lerin altında olması gerekirken 371'e yükseldi... Yani 1 trilyon 700 milyar lirayı cayır cayır yakmak zorunda kaldı, döviz daha fazla yükselmesin diye... Basit hesap, her vatandaşın cebinden şimdilik 20 bin lira çıktı. Dün gece doğmuş bebeğin cebinden de 20 bin lira aldılar, 90 yaşında ninenin cebinden de 20 bin lira aldılar. Bütün emeklilerin, memurların, asgari ücretlilerin, esnafların, köylülerin, gençlerin cebinden sırf bu operasyonda 20 bin lira aldılar" ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i de eleştiren Özel, "Mehmet Şimşek'e sorunca 'Rezervler bugünler için biriktirildi' diyor. Bu ülkenin emeklisi, öğrencisi için değil... Yapmasaydın bu işi, girmeseydin bu kumpasa da emekliye, asgari ücretliye, ürünü yanan çiftçiye destek olsaydın" dedi.
Bu ay başında elektriğe yapılan yüzde 25 zammı hatırlatan Özel, 19 Mart sonrasında piyasaları dengede tutmak için harcanan paranın Türkiye'nin yedi yıllık toplam elektrik tüketimine eşit olduğunu vurguladı. Özel, "Bu verilen para hepimizin birden konutu, kamu daireleri, sanayisi, tarımı, hep birlikte yaktığımız bir yıllık elektriğin yedi katı. Fabrikalar, tarlalar, konutlar, okullar, devlet daireleri yedi yıl elektrik yakacak, 19 Mart darbesinde yaktıkları kadar para edecek" dedi.
İmamoğlu'nun görevden uzaklaştırılması için "darbe girişimi" diyen Özel, "Her darbenin başında bir cunta vardır. Bu cuntanın karargahı Beştepe'dir, saraydır. Her darbenin elbette silahları vardır. Askerse tanktır, tüfektir. Bugünkü gibi sivil darbenin silahı yargıdır... Recep Tayyip Erdoğan 19 Mart'tan sonra 'Cunta Başkanı' unvanını almıştır. Cuntanın başıdır" diye konuştu.
Ekonomide kara delikler büyüyor
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınıp tutuklanmasıyla ortaya çıkan sarsıntının finansal piyasalara faturası ağır oldu.

Paylaş: