Günümüzde yapay zeka, yükselen bir denizi andırıyor. Karada kendimizi güvende hissedişimiz, tamamen geçici bir durum. Bu deniz giderek yükselecek ve er geç her yanımızı kaplayacak. Var olabilmemizin tek yolu, yapay zeka denizinde yüzmeyi öğrenmek.
Bir başka metafor kurmak gerekirse; yapay zeka nasıl kullanacağımızı henüz tam olarak bilmediğimiz, yeni ve çok etkili bir silah. Başlangıçta sağı solu vurmamız normal; ancak zamanla doğru hedefi vurmayı öğreneceğiz.
Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) ve Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) tarafından düzenlenen Yapay Zeka Zirvesi’nde sevgili Ebru Dön’ün benimle yaptığı röportajda bunları söyledim özetle. Yapay zeka, Karl Marks’ın ifadesiyle “bir heyula gibi” sanayi toplumlarının üzerine çökmüş durumda. Pek çok sektör daha dijital devrimi özümseyememiş ve uyum sağlayamamışken, “ChatGPT” ile milyorlarca insanın cebinde duran telefonlara kadar ulaştı yapay zeka. Gözlem Podcast’te dinlediğiniz yayınlarımızı düzenlerken bizler de zaman zaman yapay zekadan yararlanıyoruz.
Ancak bu tür profesyonel kullanımların ötesinde, örneğin ev ödevini yapay zekaya yaptıran öğrenciler tanıyorum, eşi veya sevgilisi ile yaşadığı sıkıntıyı nasıl çözmesi gerektiğini yapay zekaya soran insanlar tanıyorum, yapay zekayı bir psikolog gibi kullanan ve hatta akşam yemeğinde ne yemesi gerektiğini yapay zekaya soran kişiler tanıyorum. Görüntüde iş çığırından çıkmış gibi duruyor. Gerçekten öyle mi?
Yeni bir teknoloji ilk defa kitleselleştiğinde aşırı dozda kullanılır ve tabir-i caiz ise işin biraz “cılkı çıkarılır.” İnternetin hayatımıza ilk defa girdiği dönemi hatırlayın; Facebook’ta neler paylaştığınızı gözünüzün önüne getirin... Ama zamanla söz konusu yeni teknolojiyi kullanmayı öğreniriz; aşırı dozu bırakır, onu kararında ve ihtiyacımız doğrultusunda kullanmaya başlarız. Yapay zeka için de bu durum geçerli.
Kullanan değil, üreten olmak
Gözlem Podcast’in geçtiğimiz hafta yayınlanan bölümünün kayda değer kısmını, ifade ettiğim üzere, EGİAD ve ESİAD tarafından düzenlenen Yapay Zeka Zirvesi oluşturdu. Onlarca firmadan yüzlerce genç profesyonelin baştan sona takip ettiği zirvede yapay zekayı üretim ve iş modellerine entegre eden firmalar deneyimlerini paylaşırken, girişimciler başarı hikayeleriyle ilham verdi. İzmir Valisi Süleyman Elban’ın zirveye katılımı da önemli bir detaydı; zira kamunun bu konuda özel sektör ve onu temsil eden iş dünyası STK’larının yanında olması, ciddi bir sinerji yaratabilir. Vali Elban, yapay zeka teknolojisini sadece satın alan ve kullanan değil, üreten ve yön veren tarafta olmak gerekliliğine işaret etti.
Vali Elban birlikte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da zirvedeydi. Tugay, yapay zekayı şehircilik uygulamalarında kullanmaya başladıklarını ve ulaşımda verimli sonuçlar elde ettiklerini söyledi.
“Lider iş insanlarına ihtiyaç var”
EGİAD Başkanı Kaan Özhelvacı, zirvenin amacını ve anlamını şu sözlerle anlattı: “Yapay zeka konusunda hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Zirvemiz aracılığıyla şehrimizde ve bölgemizdeki iş dünyasında bu konuda bir farkındalık oluşturmayı ve harekete geçirici bir etki yaratmayı umuyoruz. İçinde bulunduğumuz çoklu krizler ve büyük dönüşümler çağında yapay zekanın getirdiği değişimleri anlayan, bunlara yön verebilecek lider iş insanlarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Geleceğin ekonomik ve siyasi liderleri, bugün teknolojiye yatırım yapanlar olacaktır. Bu nedenle bizlerin de iş insanları olarak, işlerimizi yönetirken yerel başarıların ötesine bakmamız ve küresel trendleri anlayarak stratejiler geliştirmemiz büyük önem taşıyor. Bölgemizde bu konuda kolektif bir farkındalık oluşturmak, çok paydaşlı iş birliklerini teşvik etmek ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada öncü rol oynamak istiyoruz.”
İzmir öncü kent olabilir
ESİAD Başkanı Sibel Zorlu ise yapay zekada gelinen noktanın insanlık tarihinde benzeri görülmemiş bir eşik olduğunun altını çizdi: “Yapay zekaya yalnızca bir teknoloji olarak değil, insanlık değerlerini merkezine alan bir gelecek vizyonu olarak bakmak zorundayız. Yapay Zeka Zirvesi’ni bu anlayışla düzenliyoruz. Bu dönüşümün sadece mühendislerle değil hukukçularla, sosyologlarla, sanatçılarla birlikte inşa edilmesi gerektiğine inanıyoruz. İzmir’in yapay zeka alanında öncü kentlerden biri olması için üzerimize düşen her adımı atmaya hazırız. Bu çerçevede başka yüksek kaliteli veri merkezleri kurulmasına ihtiyacımız olduğunu belirtmek istiyorum. Bu dönüşümde yön gösteren, cesaretlendiren, birlikte öğrenen ve üreten bir ekosistemi hep birlikte İzmir’de inşa edebiliriz.”
Bir fikir ve bir bilgisayar
Evet, İzmir olarak pek çok konuda öncü olmak istiyoruz, ama çoğunda olamıyoruz; kentimiz “kimlik” sorununu aşamadı. Ancak yapay zeka konusunda bu öncülüğü İzmir’in üstlenebilmesi gayet mümkün. Artık alın terine “akıl terinin” eklendiği bir insanlık çağına girmiş durumdayız. Bir genç, kafasında bir fikir ve önünde bir bilgisayarla akla hayale gelmeyecek değerler üretebilir. Bu genç neden İzmirli bir genç olmasın? Bunu sağlayabilmek için ESİAD ve EGİAD’ın öncülüğünde düzenlenen Yapay Zeka Zirvesi gibi etkinlikler ateşleyici etki yapabilir. Kurumlarımızın, sırf yıllık faaliyet raporlarına yazmak için düzenlediği ve pek çoğu gereksiz olan etkinlikler yerine, ESİAD ve EGİAD’ın Yapay Zeka Zirvesi gibi etkinliklere zaman ve enerjilerini harcamaları gerektiği çok açık.
“EGİAD ve ESİAD’dan vizyoner bir etkinlik: İzmir Yapay Zeka Zirvesi”
23 Mayıs 2025, 22:01
Geçtiğimiz hafta Gözlem Podcast yayınımızda detaylarını aktardığımız Yapay Zeka zirvesi İzmir adına çok önemliydi. Kurumlarımızın, sırf yıllık faaliyet raporlarına yazmak için düzenlediği ve pek çoğu gereksiz olan etkinlikler yerine, ESİAD ve EGİAD’ın Yapay Zeka Zirvesi gibi etkinliklere zaman ve enerjilerini harcamaları gerektiği çok açık
Paylaş:
.webp)