.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Eczacıbaşı ekonominin kurucu babalarını anlattı

Okuma Süresi: 5 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Eczacıbaşı ekonominin kurucu babalarını anlattı
Paylaş:
Bugüne kadar beş kitabı yayımlanan iş dünyasının ünlü isimlerinden Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, son kitabı olan “Biraz Daha Düşününce”yi bir etkinlikle gündeme getirdi. Not alınması gereken önemli bilgiler anlatan Eczacıbaşı, bu kitabında yer alan ve iş dünyasını biraz daha düşünmeye iten anekdotları Türkiye’de İş Dünyası dergisi iş birliğinde gerçekleştirilen buluşmada iş insanları ile paylaştı. Buluşmada soruları da yanıtlayan Eczacıbaşı’nın özellikle ekonominin kurucu babaları ile ilgili düşünceleri dikkat çekiciydi. Bülent Eczacıbaşı önce babası Nejat Eczacıbaşı ile ilgili düşüncelerini şu sözlerle aktardı: “Babamla farklı kuşakların temsilcileriydik. Şimdi ki zaman ile o zamanlar farklıydı. O zamanlar daha mesafeli ilişkilerimiz vardı. Örneğin babama hep ‘siz’ diye hitap ederdim. Nejat Bey’den bugüne kadar ne nasihat ne de şu işi şöyle yap gibi bir şey hiç duymadım. Babamın yöntemi daha çok örnek olmak ve yaşadıklarını anlatmaktı. Aynı düşünmediğimiz konularda dahi mutlaka bir fikir birliğini sağlayarak yaşamımıza sürdürdük. Baba-oğul çatışmalarının, fikir ayrılıklarının olmadığı bir iş yaşamı geçirdik. Bu da benim için çok büyük bir şans oldu.”   Eczacıbaşı ekonominin kurucu babaları ile ilgili görüşlerini ise şu sözlerle özetledi: “Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, Feyyaz Berker, Jak Kamhi, Selçuk Yaşar, Şahap Kocatopçu gibi isimlerden aldığımız iş ve toplum anlayışı ben ve benim kuşağımın üyeleri üzerinde çok etkili oldu. Bu insanların toplumsal sorumluluk anlayışı vardı. Bu toplumsal sorumluluk anlayışı bugünkünden çok farklıydı. Toplumsal sorumluluk kelimesinden hoşlanmıyorum, zaten az önce saydığım isimlerden de hiç böyle bir söz duymadım. O zamanlar toplumsal sorumluluk gibi bir söz yoktu. Çünkü o dönem şöyle bakılıyordu; “Biz Türkiye’nin her sorunundan sorumluyuz. İmkanlarımız var. Devlet her şeye yetişemez. Bu devlet genç ve olanakları sınırlı. Bizim mali imkanlarımız, dünya çapında ilişkiler kurma yetimiz, organizasyonlar yönetme imkanlarımız var. Dolayısıyla Türkiye’nin her şeyinden sorumluyuz.” anlayışı vardı. Bugünkü toplumsal sorumluluk anlayışından çok farklı bir anlayış vardı o zamanlar. 1980’li yıllardan itibaren bunun tam tersi bir anlayış hakim oldu. Bu anlayış şuydu; Sanayi ve ticari kuruluşlar kendi işlerinden sorumludur, başka hiçbir işten sorumlu değillerdir. Eğer başka işlerden sorumlu olurlarsa kaynakları ziyan ederler. Hayır işleri gibi işler yapmaya kalkarsanız sizin böyle bir sorumluluğunuz da yetkiniz de yok… Bu anlayış 1980’li yılların öne çıkan anlayışıydı. Hissedarların en büyük öncelik oldu insanların kafasına çakıldı. Ama daha sonra döndü dolaştı her şey yine kuruluşların aslında sadece hissedarlara karşı değil çok paydaşa karşı ve topluma karşı sorumluluğu olduğunu bir kez daha önümüze koydu. Bu açıdan babalarımızın kuşağının çok daha ileri görüşlü, özverili ve sorumluluk anlayışında olduklarını söyleyebilirim. Sakıp Bey’de bunun bir parçası ve en güzel örneklerinden biriydi. Yaptığı projeler, Sabancı Topluluğunun Vakfı, Türkiye’nin her köşesinde oluşturdukları eserlerin benzeri var mıdır, bilemiyorum. Sakıp Bey’in bir diğer en önemli özelliği de gençlere değer vermesiydi. Beni ve birkaç arkadaşımı TÜSİAD Yönetim Kurulu’na aldı ve bize, “Ben bir sene başkan olacağım daha sonra siz geçeceksiniz” dedi. Ardından da hepimiz sırasıyla başkanlıklar üstlendik.” Bülent Eczacıbaşı’nın iş dünyasının çınarları ile ilgili tespiti önemliydi… Başka tespitleri de vardı. Hızla gelişen yüksek teknolojilerden, yapay zekadan ve bunların ortaya koyduğu fırsat ve tehditlerden bahsetti Bülent Eczacıbaşı buluşmasına iş dünyasından önemli isimler de katılmıştı. ZÜCDER Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Öksüz, İstanbul Akvaryum Kompleksi Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Çapanoğlu, Uyumsoft Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, İş Bankası Tarım Bankacılığı Bölüm Müdürü Umut Yiğit ve Bee’O Propolis Yönetim Kurulu Başkanı Aslı Elif Tanuğur gibi isimler katılımcılar arasındaydı. İnteraktif bir ortamda geçen toplantıda liderler, Eczacıbaşı’nın bilgi birikimini ve iş dünyası için deneyimlerini yakından dinleme fırsatı buldu. Kitaba ilişkin bilgi veren Eczacıbaşı, kitabında öğrencilik yıllarında tuttuğu notlara da yer verdiğini söyleyerek, “Okuduğum her kitaptan mutlaka notlar çıkarırım. Hoş hikayeleri, anekdotları, okuduğum güzel yazılardan paragrafları, beğendiğim özlü sözlerin hepsini not ederim. Öğrencilik dönemlerimde de bunu yapardım. Hocalarımın söylediği sözler, bana ilginç gelen düşünceler, yapılan şakalar bunları not ederim. Söz konusu anılar bana kaynak sağladı. Bu anılarımı ve bunlardan çıkardığım dersleri paylaşmak istedim. Kitabımı okuyanlar ve okuyacak olanlar görecektir orada çok sayıda anekdot not, kaynaklardan alınmış notlar göreceksiniz. Bunların yazılan bir metne değer kattığını düşünüyorum çünkü aksi takdirde yazılanlar kuru kuru verilen dersler olmaktan ileri geçmiyor” diye konuştu. Bülent Eczacıbaşı, toplumsal sorumluluğun bir bütçe kalemi ya da kamuoyunda iyi bir izlenim sunma aracı olmadığını belirterek, “Bu, var oluşumuzun bir parçası. Sürdürülebilir projeler oluşturmak ve uzun ömürlü kurumlar kurmak bizim önceliğimizdir” bilgisini verdi. Eczacıbaşı, günümüzde şirketlerin sadece hissedarlara değil, topluma karşı da sorumluluğu olduğuna dikkat çekerek, toplumsal sorunların çözümü için vakıf ve dernekler gibi kalıcı yapılar oluşturmanın önemine vurgu yaptı. Ortaklık kültürü üzerine de değerlendirmelerde bulunan Eczacıbaşı, başarılı ortaklıkların temelinde stratejik uyum olduğunu belirtti. Eczacıbaşı, “Ortaklığın uzun ömürlü olması için iki tarafın stratejilerinin örtüşmesi gerekir. Bizim tüm ortaklıklarımız sağlam anlaşmalar ve ortak vizyon sayesinde başarılı oldu” ifadelerini kullandı.   TÜRK SPORUNA ECZACIBAŞI KATKISI Spor yatırımları konusunda da açıklamalarda bulunan Bülent Eczacıbaşı, özellikle kadın voleyboluna verdikleri önemi vurguladı. Spor faaliyetlerinde odaklanma stratejisinin önemini belirterek, “Başarılı olduğumuz bir branşa yoğunlaşmayı tercih ettik. Erkek basketbol ve voleybol branşlarından çekilerek kadın voleyboluna tüm enerjimizi verdik. Bu strateji, dünya çapında başarı getirdi” dedi. Türk sporunun geçmişte amatör branşlarda geri planda kaldığını hatırlatan Eczacıbaşı, “Zamanında, Türk voleybol ve basketbol takımları uluslararası arenada yoktu. Gençlerimiz çok yetenekliydi ama doğru metodoloji, disiplin ve bilimsel yaklaşım eksikti. Biz, iş dünyasından gelen planlama ve organizasyon kültürünü spora taşıyarak bir dönüşüm başlattık” şeklinde konuştu. Bülent Eczacıbaşı, Eczacıbaşı Spor Kulübü’nün kadın voleybolunda elde ettiği başarıların, uzun yıllar süren bir vizyonun ürünü olduğunu belirterek, sporun toplumsal kalkınmada önemli bir araç olduğunun altını çizdi.