Dünyada neler oluyor?
Dünyada neler oluyor?
Paylaş:
ABD'nde Trump'ın yayılmacı ve sürrealist dış politikasını takip ederken dünyadaki 1 milyar 371 bin Katoliğin ruhani lideri 88 yaşındaki Papa Francesco'nun zatürre, astım rahatsızlığı ve böbrek yetmezliği nedenleriyle 14 Şubat 2025'de, Roma'daki Gemelli Hastanesine kaldırılması Hristiyan dünyasını sarstı. Cizvit tarikatı ve eğitiminden gelen İtalyan asıllı Arjantin vatandaşı Papa'nın iyileşmesi için Vatikan yetkilileri, Vatikan'daki St. Peter Meydanında bekleyen Hristiyanlardan ve diğer dinlere mensup olanlardan dua istediler.
Genler üzerine araştırmaları ile bilinen Gemelli Hastanesi, dünyada 37.sırada gelen ve 2015'e kadar Vatikan'a ait bir vakıf yönetimindeyken 2015'de bağımsız bir araştırma Hastanesi olmuş. Hastane her gün Papa'nın sağlığı ile ilgili açıklama yapmakta. Açıklamalarda çok az iyileşme görülse de Papa'nın sağlığı kritik durumunu muhafaza etmekte denilmekte. Katolik Kilisesi gezginler ve göçmenlerin korunması ilkesini benimsediği için Papa Francesco, Trump'ın göçmenlere muamelesini ve onları geri gönderme politikasını eleştirmişti. Hatta Trump'ın yemin ettiği 20 Ocak 2025'de, belli başlı din temsilcileri konuşma yaparken en ağır eleştirileri yapan Katolik din insanı, uygulayacağı göçmen politikası için Trump yönetimini yerden yere vurmuş ertesi gün Trump yanlısı gazeteler, Papa'yı bu eleştirilerinden dolayı kınamışlardı.
Papa daha hayatta iken kardinaller arasından çıkabilecek Papa adayları konuşulmaya başlandı. Bu adaylardan biri e. Büyükelçi Osman Durak ve tarafımdan yakinen tanıdığımız Devlet Sekreteri (Başbakan düzeyinde) Kuzey İtalyalı Kardinal Pietro Parolin. Dünya olaylarına vakıf Türkiye'ye üç kez gelen bir din adamı. Katolik din adamları ahiret işlerinden çok dünya işleri ile meşgul olduklarından 1960'da kurulan diplomatik ilişkilerimiz "devletten devlete" süren ilişkilerdir. Bu nedenle Vatikan'a atanan Büyükelçiler genellikle liyakat sahibi, iki üç dil bilen, her konuya hakim, kıdemli diplomatlardır. 2007'den sonra yapılan büyükelçi atamalarında ise İmam Hatip mezunu veya uluslararası ilişkiler deneyimi olmayan atamalar yapılmıştır.
Hristiyanlığın ilk Konsili sayılan ve M.S. 725 Mayıs ayından Ağustosa kadar devam eden İznik Konsili toplantısının 1700.yılını anmak üzere Fener Rum Ortodoks Patriği Barthelomeo, Papa Francesco'yu Mayıs ayında İznik'e davet etmiştir. Bu konuda Patrikhanenin web sitesinde ayrıntılı bilgi mevcut. Ancak Papa'nın geçirmekte olduğu beklenmedik ağır rahatsızlık toplantıya katılımını engelleyecek gibi. İznik'te Konsilin yapıldığı tarihi Kilisenin İzniklilerin itirazlarına rağmen camiye dönüştürüldüğünü de ekleyelim. İznikliler turizm bakımından büyük gelir sağlayan bu bölgenin ve Kilisenin korunmasını savunmuşlar ancak basına da yansıyan itirazlar protestolar sonuçsuz kalmıştır.
Katolik dünyasını bir yana bırakıp ABD Başkanı Trump'ın herkesi şaşırtmaya devam eden hamlelerine gelirsek Trump Grönland'da yaptığı gibi Ukrayna'nın "Nadir Toprak Elementleri" denilen lityum, iterbiyum, zirkonyum gibi 20'ye yakın değerli madenine göz koymuş. Bu madenlerin özelliği değerlerinin yanı sıra bilgisayar, akıllı telefon ve farklı teknolojilerde kullanılan çok değerli madenler oluşu. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski Trump'ın bu madenlerle ilgili teklifini kabul etmiş olacak ki Trump 28 Şubat 2025'de Zelenski'nin, ABD'ye giderek anlaşma imzalayacağını duyurdu bile. Trump, "seçimlere gitmediği için diktatör" olarak nitelediği ve Ukrayna ile ilgili toplantılara davet etmediği Zelenski ile uzlaşmaya gidecek mi yoksa tüm bunlar dostlar alışverişte görsün kabilinden Rusya'ya bir uyarı mı göreceğiz.
Zelenski'nin Türkiye ziyaretinden sonra Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Ankara'ya gelişi Türkiye açısından önemli. ABD, Rus askerlerinin Suriye'den çıkmasını ister ve Rus gemilerinin Suriye'deki Tartus liman üssünden ayrılmalarını sağlarken edinilen kulis haberlerinden Rus askeri yetkililerin halen Şam'da görüşmeler yaptıkları ve Rus uçakları, gemileri ile askerlerin konuşlandırılacağı üs taleplerinde bulundukları anlaşılmakta. Ruslar Suriye'den kolay vazgeçmeyecekler. Türkiye'nin Suriye tarafındaki sorunlu güney sınırlarında izleyeceği politikalarda, Rusya ve ABD kozlarını en iyi şekilde kullanması gerekiyor.
Lavrov'un açıklamasına göre ABD ve Rus diplomatlar 27 Şubat 2025 perşembe günü İstanbul'da biraraya gelerek Moskova'daki ABD ve Washington'daki Rus Büyükelçiliklerine ilişkin "teknik sorunların" görüşüleceğini ve bu sorunların Biden'dan kaynaklandığını ifade etti. Kanımca daha önceki yıllarda basına da yansıyan bu misyonlardaki şikayetler diplomat fazlalığı, büyük bir kısmının casusluk faaliyetlerinde bulundukları savları vb sorunlar olmalı. Lavrov'un, Ukrayna'daki "nadir toprak elementlerinin" de ele alınacağını ifade etmesi, ikili görüşmelerin Ukrayna'yı da kapsayacağını gösteriyor.
Suudi Arabistan, tarafsız ve Uluslararası Ceza Mahkemesine üye olmayan bir ülke olarak Ukrayna ile ilgili toplantının Riyad'da yapılmasını önerirken Türkiye de bu toplantının daha önceki toplantı (Mart 2022) gibi İstanbul'da yapılmasını öneriyor. İstanbul'da yapılacak bir Ukrayna toplantısı Türkiye'nin başarısı olarak kayıtlara geçecek. Ancak Trump, kendisine MBS olarak hitap edilmesini isteyen Muhammed bin Salman'dan ABD'ye yapacağı yatırımı 1 milyar Dolara "yuvarlamasını" Davos toplantısında isterken ve Prens Salman'ın da ABD'ye büyük yatırımlar yapacağını belirtmesi Ukrayna Toplantısının Suudi Arabistan'da olacağının bir göstergesi mi sayılmalı? Eskiden toplantılar İsviçre, Avusturya gibi tarafsız ülkelerde düzenlenirken bu ülkelerin Ukrayna yanında saf tutmaları nedeniyle artık tarafsız sayılmıyorlar.
Trump korkusu mu diyelim yoksa Orta Amerika'daki eski sömürgelerini korumak ve Trump'la iyi ilişkiler geliştirmek amacıyla mı diyelim önce Fransa Devlet Başkanı E. Makron Trump'la görüşmelerde bulunmak üzere ABD'ye gitti. Sonra İngiltere Başbakanı Sir Keir Starmer, 26 Şubat 2025'de, Washington'da, Trump'la görüştü. Görüşmelerde, ABD'nin sona erdirdiği yardımlar, Trump'ın Kanada'yı eyalet olarak ABD'ye bağlamak ve Başbakanını da vali olarak atama tutkusunun görüşüleceği kesin. Kanada İngiliz Uluslar Topluluğuna üye. (Commonwealth) Devlet Başkanı olarak da Avustralya gibi İngiltere Kralını tanıyor.
27 Şubat 2025 Türkiye bakımından önemli bir tarih olacak. Zira Öcalan'ın PKK'ya silah bırakın çağrısını yapacağı bir gün olarak ilan edildi. PKK silah bırakırsa ABD güdümündeki YPG'ye katılır. Böylece hem Trump hem Türkiye'nin isteği yerine gelir mi acaba? Güney sınırlarımızın güvenliği açısından bu gelişmelerle ilgili değerlendirmelerin Devlet yetkililerince yapıldığı/yapılacağı kuşkusuz.
Türkiye'yi yakından ilgilendiren dünya turumuz burada sona eriyor. 1 Mart 2025'de, ekonomik ilişkiler daha hareketli olacak zira Trump'ın Çin, Kanada ve Meksika için uygun gördüğü tarifeler, vergiler uygulanmaya konacak.
Gelişmeleri en iyisi zamana bırakalım.