Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Dünya düzeni değişiyor

Okuma Süresi: 3 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Dünya düzeni değişiyor
Dünya düzeni değişiyor
Paylaş:
Geçtiğimiz günlerde Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Almanya’nın prestijli gazetesi Die Zeit’e verdiği röportajda çok çarpıcı bir ifade kullandı:
“Bildiğiniz Batı artık yok. Yeni bir dünya düzeni geliyor.”

Soğuk Savaş sonrası oluşan tek kutuplu Amerikan liderliğindeki düzenin artık dağılmakta olduğu fikri, uzun süredir analizlerde dile getiriliyordu. Ancak bu kez Batı’nın en üst düzey kurumlarından birinin lideri bunu açıkça söyledi. Peki, ne oluyor? Ve biz Türkiye olarak bu dönüşümde nereye doğru ilerliyoruz?

Üç ayrı dünya düzeni: Artık tek doğru yok
Von der Leyen’in sözünü ettiği “üç ayrı dünya düzeni”, aslında bugünün küresel gerçekliğini özetliyor:
1. Liberal batı düzeni:
ABD ve AB öncülüğünde şekillenen, demokrasi, hukuk, insan hakları ve serbest piyasa temelli sistem. Hâlâ büyük bir ekonomik güç olsa da iç krizlerle ve artan popülizmle mücadele ediyor.

2. Otoriter-Korumacı blok:
Çin ve Rusya gibi ülkelerin öncülüğünde yükselen, merkeziyetçi yönetimler, devlet güdümlü ekonomi ve teknolojiyi denetim aracı olarak kullanan sistem. Çin’in dijital altyapı ihracı ve Rusya’nın jeopolitik hamleleri bu düzenin en belirgin yansımaları.

3. Bağımsız ve pragmatik güney:
Afrika, Latin Amerika ve Asya’nın yükselen güçleri; taraf olmak istemeyen, çoklu ilişkilerle kendi çıkarlarını önceleyen ülkeler. Bu ülkeler artık küresel oyun kurucularla eşit koşullarda masaya oturmak istiyor.


Yeni ekonomi, yeni teknoloji, yeni rekabet
Bu üç sistem sadece siyasal değil, aynı zamanda ekonomik ve teknolojik farklılıklar da taşıyor. Batı, yeşil dönüşüm ve yapay zekâda etik liderliği hedeflerken; Çin, gözetim teknolojileri ve altyapı yatırımlarıyla etkisini artırıyor. Küresel Güney ise iklim finansmanı, dijital erişim ve gıda güvenliği gibi alanlarda pazarlık gücünü yükseltiyor.
Yani artık sadece sınırlar değil, standartlar, kodlar, algoritmalar ve karbon ayak izleri üzerinden de yeni bir düzen kuruluyor.

Türkiye bu dünyada nerede duruyor?
Türkiye, bu üç düzenin tam kesişim noktasında:
• AB ile Gümrük Birliği, NATO üyeliği ve ortak değerler üzerinden bağlar kuruyor.
• Çin ve Rusya ile enerji, ulaştırma ve savunma alanlarında stratejik işbirliği yapıyor.
• Afrika, Orta Asya ve Güney Asya’da etkili bir dış politika yürüterek “Küresel Güney”le bağlarını güçlendiriyor.
Bu çok yönlü yaklaşım, Türkiye’ye esneklik sağlıyor ama aynı zamanda stratejik netlik ihtiyacını da artırıyor. Sürekli değişen dengeler karşısında sadece “Denge Politikası” yetmeyebilir. Artık net bir vizyon, güçlü bir teknoloji politikası ve sürdürülebilir ekonomi modeli gerekiyor.

Sonuç: Yeni düzenin şekillendiricisi olmak
Türkiye’nin elinde büyük bir fırsat var. Batı ile yeniden güçlü bağlar kurarken, Doğu ile ticareti ve diplomatik diyaloğu sürdürebilir. Aynı zamanda Afrika ve Asya’daki varlığını artırarak “Yeni dünyanın dengeleyici aktörlerinden biri” olabilir.
Ancak bunun için bazı temel adımlara ihtiyaç var:
• Yeşil ve dijital dönüşümde öncü olmak,
• Diplomaside çevik ve vizyoner davranmak,
• Genç nüfusu nitelikli işgücüne dönüştürecek eğitim reformları yapmak.
Von der Leyen’in “Bildiğiniz Batı artık yok” sözünü sadece bir uyarı olarak değil, bir çağrı olarak okuyalım. Yeni dünya düzeninde sadece uyum sağlayanlar değil, yön verenler ayakta kalacak.
Özellik / Blok 1. Liberal Demokratik Batı (ABD + AB) 2. Otoriter-Korumacı Blok (Çin + Rusya) 3. Pragmatik Güney / Bağımsızlar (Küresel Güney)
Sistem Kurallara dayalı çok taraflılık Devlet kapitalizmi, otoriter yönetim Pragmatik, çok kutuplu ilişki tercihleri
Ekonomi Serbest piyasa, inovasyon öncelikli Devlet güdümlü ekonomi, stratejik sektörler Kaynak odaklı, çeşitli partnerlerle işbirliği
Teknoloji Yeşil dönüşüm, dijital etik ön planda Gözetim teknolojileri, yapay zekâ liderliği Dijital altyapıya erişim önceliği
Güvenlik / Savunma NATO, ortak savunma sistemleri Asimetrik tehditler, hibrit savaş Yerel ve bölgesel güvenlik çözümleri
İnsan hakları / Hukuk Evrensel normlara bağlılık Rejime göre değişen uygulamalar Ulusal egemenlik vurgusu
İklim politikaları Karbon sıfır hedefi, yeşil mutabakat İklim taahhütleri zayıf, sanayi öncelikli Kalkınma öncelikli, iklim ikincil
Dış politika yaklaşımı Diplomasi, değer temelli Nüfuz bölgeleri, borç diplomasisi Ulusal çıkar, çıkarcı çoklu ilişkiler