Türkiye; Müthiş bir ekonomik krizin yaşandığı, gelir dağılımının yerlerde süründüğü; fakirlik, sefalet ve işsizliğin zirve yaptığı; insanlarımızın çöpten yiyecek toplar hale düştüğü; buna rağmen, israfın, lüksün, saltanatın, inanılmaz boyutlara ulaştığı; bir ülkedir.
- Bu trajik tabloya rağmen, futbolda, inanılmaz, akla ve vicdanlara sığmaz, rakamlara şahit olmaktayız. Çift rakamlı milyon eurolar, havada uçmakta. Özellikle, 4 büyük kulübün başkanları; israf ve dövizlerimizi çarçur etme konusunda, yarışmaktadırlar. Ama hepsinin havası, hudut kapılarında sönmektedir. En sıradan takımlara elenmektedirler. (Ciddi vergi denetimi de yapılmamaktadır.)
-Yabancı antrenörlere kaptırılan, astronomik rakamlar da işin cabasıdır. Mesela, her çalıştırdığı kulüpten, süresi bitmeden kovulan Mourinho… Bir matahmış gibi, büyük bir şamata ile getirildi. (Bu tezgâh, genel kurul öncesi; Aziz Yıldırım'ın, Ali Koç'a hediyesi (?) olmuştur) İlk yılda, astronomik ücretine rağmen, fevkalade başarısız olmuştur. İçte ve dışta, tek bir büyük maçı, bir derbiyi kazanamamıştır. Sadece, lâf üretmiş, herkese bulaşmış, kendini devamlı övmüş, bizleri küçümsemiştir. Buna rağmen, kovulmamış, bir şans daha verilmiştir. Kulübü, yeni yeni ağır masraflara sokmasına imkân sağlanmıştır. Ama tüm dış maçlarda Fenerbahçe’yi başarısız kılmıştır. Nihayet kovulmuştur. Ama kendisine, hiç hak etmediği 15 milyon euro, tazminat olarak ödenecektir. (Zaten, adamın tüm becerisi budur. Kendini kovdurmak ve bugüne kadar- FB dahil- 115 milyon euro tutarında tazminatı cebe atmak.)
-Tabii, burada Ali Koç'un da kendisini hesaba çekmesi şarttır.8 yılda, 9 teknik direktör ve 4 sportif direktör değiştirmişsin. Ama bir defa bile şampiyon olamamışsın. Ve hala göreve devamda ısrar ediyorsun?
-Aynı hastalık, BJK için de geçerlidir. Orada da, devamlı antrenör değiştirilmiş, ciddi tutarlarda tazminatlar ödenmiştir. Ne içte, ne de dışta, bir başarı kazanılmamıştır. Sıradan takımlara elenmiştir.
-31 Mayıs 2025 itibariyle; 4 büyük takımın geliri 40,6 milyar TL; gideri 50,5 milyar TL; zararı 9,9 milyar TL’dir. Buna rağmen, şu andaki transfer döneminde; GS 120; FB 46; BJK 32,4 milyon euro borçlanmıştır. Zaten müflis iken, iyice batmışlardır.
-Bu israf edilen paraların ülkemize, ne yararı olacaktır? Hangi kulüp, yurt dışında zirveye ulaşacaktır? Gerçi, ulaşsa, ne yararı olacaktır? İki yılda, 316 bin evladımız, maddi imkânsızlık sebebiyle üniversiteden ayrılmış. Müsrif ve sorumsuz başkanlar, bu konuya yönelse, fena mı olurdu?
-Ülkemizde, 12 milyon engelli mevcut. Başkanların, bu konuda, müspet bir icraatları mevcut mudur?
-Türkiye'de 209 üniversite mevcut. Öğrenci sayısı (360 bini yabancı) 6.895.000. Devlete ait 862, STK’lara (çoğu cemaatlere) ait 2.070 yurt mevcut. Devlet, evlatlarımızı din baronlarına peşkeş çekmek için, yurt yapmıyor. Kulüp başkanları, bu çok hayırlı hizmet sahasına girmeyi, hiç düşündüler mi? Buna bağlı olarak; (Belediyelere devretmek üzere) kreş huzur evi kütüphane vs. yapmayı düşündüler mi? Yaptıkları okul, sağlık ocağı, kütüphane, vb. sosyal hizmet mekânları var mı?
-Neymiş? Taraftar istiyormuş? Takım sıkıntıya düşünce, başkana hakaret eden, küfreden, istifa çığlıkları atan kişiler için; değer mi?
Not, Maliye Bakanı; futbol kulüplerinde çok büyük matrah farkları tespit edildiğini söylemişti. Sonuç ne oldu? Tahsilat yapıldı mı?
Düzeltme: Son yazımda “Sendikalı işçi sayısı” yüzde 15 iken; sehven yüzde 5 yazılmıştır. Düzeltir. Özür dileriz.
Dipsiz kuyu, futbol...
5 Eylül 2025, 17:33
Dipsiz kuyu, futbol...
Paylaş:
