Gazeteci Yazar Murat Kışlalı, GÖZLEM’in ülke gündeminin başında gelen olay ve gelişmelerle ilgili sorularını cevapladı.
GÖZLEM – Milli Eğitim Bakanlığı’nın son yaptığı ve “lise öğrencilerini de tepki olarak okul bahçelerine döken” öğretmen tayinleri bir soruyu ülke gündemine getirdi; “okullarda milli eğitim mi, siyasi eğitim mi” yapılacak; görüşünüz?
K – Yapılmak istenen zaten bu bakan ile gerici bir ideolojinin ve bu ideolojiye uygun bir yapılaşmanın milli eğitimde iyice yaygınlaştırılarak yerleştirilmesi. Bir taraftan kendi kadrolarına yer açıyorlar, bir taraftan hem tarikatlarla, hem de kendi atayacakları kadrolarla, ülkenin normal Cumhuriyetçi öğrenci yapısını “dincileştirmeye” dönük bir düzen oluşturmaya çalışıyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel “Liseleri karıştıran ben miyim yoksa durduk yerde bu proje okullarına saldıran bu geri kafalı milli eğitim bakanı mı? 6 bin öğretmeni öğrencilerinden koparıyorlar. Sırf yandaş diye bu öğretmenleri getiriyorlar” derken konunun bir tarafına değinmiş oldu. Bir başka tarafına da “Okulun bitmesine ve üniversite sınavına bu kadar az bir zaman kalmışken okullarda bir kaos ortamı yarattılar... bu çocukların geleceğini hiçe saymak anlamına geliyor” diyen eğitimci Nurcan Korkmaz değindi. Milli Eğitim Bakanı, iktidarın başında ekonomi, Ekrem İmamoğlu tepkileri gibi bu kadar dert varken, sanki Erdoğan’ı sabote etmek ister gibi, bir dizi değişiklik ve haksızlığı hem de okullar açıkken gündeme getirdi. Bu kadar tepki çekecek bir kadrolaşma ve ideolojik değişiklik hareketini okullar kapandıktan sonra sessiz sedasız yapmak varken böyle bir yol izlemeleri hakikaten trajikomik. Gençler İmamoğlu tepkisiyle ayaklanmışken, şimdi isyan eden gençliğin yaş seviyesini lise, ortaokul düzeyine kadar indirmiş oldular.
GÖZLEM – Sizce, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “çok ağır eleştirilerde bulunduğu” Ekrem İmamoğlu için neden “Mahkeme süreçlerinin ivedilikle görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir. Tanık ifadeleri, sarih ve sahici delillerle birlikte diğer sair bilgi, belge ve bulguların dava dosyasına eksiksiz ilavesinin yapılması suretiyle kovuşturma etapları tamamlanmalı, şayet zanlı Ekrem İmamoğlu suçsuzsa beraatı, değilse tecziyesi mahşeri vicdana muvafık halde mutlaka ve olabilecek en kısa sürede temin edilmelidir” dedi?
K – Bu Başkent’te de akıllarda değişik sorular yaratan ve cevabı hakikaten merak edilen bir soru. Bunu Bahçeli’nin sağlık durumuna bağlayan da var, yandaş medyada yarattığı sessizliğe bakarak Erdoğan’dan rol çalmak istemesine de. Bahçeli açık seçik “soruşturmayı ve yargılamayı hızlı bir şekilde bitirip hükmü verin” diyor. Bu Erdoğan’ın “İmamoğlu’nu içeride tutma” planına ve bundan sağlayacağını düşündüğü faydaya aykırı. Bahçeli’nin bu çıkışı, gündemi İmamoğlu’ndan uzaklaştırıp, sahibi olduğu “yeni açılım süreci”ne çekmek için olabilir. Burada bana göre MHP’nin tabanının önemli bir bölümünü oluşturan genç kesimden gelen rahatsızlık ve tepkilerin yansıması da etkili oldu. Şimdi buna karşılık olarak Sinan Ateş cinayeti veya MHP’yi zora sokacak başka konular ile ilgili gelişmeler olursa buna şaşırmamak gerekir.
GÖZLEM – CHP’nin mitinglerinin “genel seçimde AKP’nin açık ara birinci parti olduğu” kentlerdeki canlılığını nasıl yorumluyorsunuz; bir erken seçim görünüyor mu?
K – Nefes Gazetesi’nde Aytunç Erkin, Area Araştırma’nın son seçim anketini yazdı. Buna göre “erken seçim olması gerektiğini belirtenlerin oranı yüzde 54,5, erken seçimi gerekli görmeyenlerin oranı ise yüzde 41,4. CHP’nin erken seçim talebiyle başlattığı imza kampanyasının etkili olacağına inananların oranı yüzde 38,2, inanmayanların oranı ise yüzde 55. CHP seçmeninin beşte bire yakını (yüzde 19,4) imza kampanyasının etkili olacağını düşünmemekte.” Ben de CHP’nin imza kampanyası ve erken seçim talebinin etkili olacağını düşünmeyenlerdenim. Ancak bu, bu talebi ve kampanyayı bitirmek için değil bilakis bitirmemek için bir neden. Şu anda böyle bir sonuç çıkacak olmasa da, diğer etkenlerin de aynı hizaya gelmesiyle seçimlerin bir şekilde zamanından önce yapılması zorunda kalınabilir. Erken seçimi zorlayacak etkenlerin arasında İmamoğlu tepkilerinin, öğretmen kadrolaşma ve sürgünlerine ilişkin tepkilerde de görüldüğü gibi başka konulara yayılmasında etkili olması, bu sürecin yaratacağı ekonomik dalgaların, zaten ince bir dengede olan ekonomiyi çok daha kötü bir şekilde etkilemesi, toplumda görülen adaletsizlik, haksızlık, suç artışı gibi bozuklukların artık sürdürülemeyecek boyuta gelmesi ve bunların yaratacağı zincirleme etkiler sayılabilir.
GÖZLEM – CHP’ye kayyım atanması iddiası kulislerde ciddi ciddi konuşulmaya, gazetelerde yazılmaya başladı. Bu adım atılabilir mi, atılırsa tepkisi nasıl olur?
K – Diğer pek çok belirti bir yana, iki bariz gösterge bana göre iktidarın CHP’ye kayyım atama seçeneğini baştan beri atılabilecek adımlar arasında bulundurduğunu gösteriyor. Birincisi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Mali Suçları Araştırma Kurumu’ndan (MASAK) şaibeli olduğunu iddia ettiği 3-5 Kasım 2023’de yapılan CHP Kurultay’ı ile ilgili para transferlerini araştırmak için 3 Mart 2025 tarihinde istediği rapor. İkincisi yine bu Kurultay’a yönelik en başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere aralarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, bazı İstanbul CHP üst yöneticileri ile ilçe belediye başkanları ve gazetecilerin de bulunduğu 86 “şüpheli”nin savunmalarının alınmaya başlanması. Hafta içinde Ankara’da da ciddi biçimde bir hareketlilik olmuştu. Ancak Merkez Bankası’nın son faiz artırımı kararı ile böyle bir düşünce vardıysa da bunun olasılığının, olası ekonomik etkileri dikkate alındığında, Erdoğan’ın gözünde iyice düşmüş olması muhtemel. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bile “zoraki” olarak “CHP’ye kayyım hem doğru değil hem de mümkün değildir” dedi. Yok, tüm bu ekonomik ve siyasi gelişmelere karşın CHP’ye kayyım atama gibi bir adım atılırsa, ülke ciddi bir ekonomik krize girer.
GÖZLEM – Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 42,5’tan yüzde 46’ya çıkartarak 13 ay aradan sonra tekrar yükseltmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
K – Merkez Bankası, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası 50 milyar dolar kadar satış yapmasına karşın dövize yönelişi engelleyemeyince çareyi faizleri arttırmakta buldu. Mehmet Şimşek ve ekibi bunu Erdoğan’ı ikna ederek yapmışlardır. Ancak Erdoğan bu kararı idrak ettikçe, nasıl geri dönüşü olmaz bir yola girdiğini anlayacak. Bana göre bu faiz artış kararı, iktidarın enflasyonla mücadele programının, sanıldığının aksine “bittiğini” gösteriyor. Bu karar, bu programda sonun başlangıcı. Yüzde 46 içinde 3,5 puanlık artış kimseyi yatıştırmayacağı gibi, ekonomi yönetiminin durumun ne kadar kötü olduğunu kabullenmesi ve bunu göstermesi açısından bilakis insanları panik edecek bir adım oldu. Buradan sonra işler düzelmeyince Erdoğan faizlerin daha fazla arttırılmasını ve ekonominin gündemde kalmasını göze alamaz. Yönetime müdahale edecektir.
GÖZLEM – “Öcalan açılımı” ile ilgili gelişmeler konusunda görüşünüz; Yakın bir gelecekte “istenen ve beklenen sonuca” ulaşılabilecek mi?
K – DEM’li Pervin Buldan Roma’daki Öcalan toplantısında “Yasal hazırlıklar, yasalar, atılacak olan adımlar, olması gerekenler, beklentiler bütün bunları Sayın Cumhurbaşkanı ile görüştük. Çünkü Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşabilmesi için özgür çalışma koşullarının olması başta olmak üzere yasal hazırlıkların hızla hayata geçirilmesi gerekiyor” dedi. Cumhurbaşkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi bunu yalanladı. Ancak DEM heyeti Adalet Bakanı’yla da bu konuların yasal altyapısını görüşeceği gazetelerde yer alıyor. Bana göre PKK’nın lağvedilmesi ve Öcalan’ın serbest bırakılması karşılığında, Anayasa değişikliğine DEM’in destek vermesi ve Erdoğan’ın bir daha Cumhurbaşkanı seçilebilmesinin önünün açılması denklemi; ayrıntıları çok olan, iktidarı çok yıpratacak ve “kotarılması” çok zor bir süreç. Area’nın anketine göre Öcalan’ın hapisten çıkarılmasını olumlu bulanların oranı yüzde 13,2. Öcalan’ı serbest bırakmak AKP iktidarını bitirir. Erdoğan daha çok bunu gündemde tutup istediği değişiklikleri yapabilmeyi umuyordur.
“Dincileştirmeye” dönük bir düzen oluşturmaya çalışıyorlar
“Dincileştirmeye” dönük bir düzen oluşturmaya çalışıyorlar

Paylaş: