Dijital dünya ve yapay zekâ ile gelen tehditler
Dijital dünya ve yapay zekâ ile gelen tehditler
Paylaş:
Geçen hafta birçok kurum ve kuruluş, havaalanları, bankalar, hastaneler ve bazı benzin istasyonlarının bloke oluşunu yaşadık. Teknoloji şirketi Microsoft 365’in sisteminde yaşanan kesinti, alt yazılım şirketinin güncellemesi sırasında ortaya çıkan bir arıza olarak açıklandı. Saatlerce işlem yapılamadı, uçaklar kalkamadı, hastalara bakılamadı, bazı bankalarda kuyruklar oluştu.
Yazılı, görsel ve sosyal medya bu sorunu ABD kaynaklı siber saldırı hatta “Üçüncü Dünya Savaşının Siber İşaret Fişeği” olarak yorumladı. Bir yayın organı da “ABD Sopayı Microsoft ile Gösterdi” başlığı ile duyurdu.
Yaşanan olay önemlidir. Daha önce de İsrail’in İran’a siber saldırı gerçekleştirdiği akaryakıt istasyonlarını bloke ettiği gündeme gelmişti. İster bir şirketin ister bir devletin kumandasında olsun bu tür bir yazılım organizasyonun tekele teslim edilmesi son derece sakıncalıdır. Bu gibi durumlarda mutlaka ülkelerin/şirketlerin/ bireylerin yedek çözüm alternatifleri olmalıdır.
Günümüzde uygulanan liberal sistemin desteği ile devletlerin yerini dev şirketler almıştır. Bu şirketler faaliyette oldukları ülkeleri destekledikleri, öne sürdükleri siyasi uzantıları ile yönetmektedirler. Bu nedenle bir ülkeyi hedef alırken o ülkeyi yönettiren güçleri tanımak ve takip etmek gerekmektedir.
Dünyada milli ordu kalmamıştır. Sermayelerin menfaatlerini uluslararası birleşik ordular savunmaktadır. Bu olgu 2. Dünya savaşından sonra Kore savaşında başlamış be giderek ön plana çıkmıştır. 19. Yüzyıl öncesi milli ordular savaşırken, birinci ve ikinci dünya savaşlarında müttefik orduları savaşmıştır. Bu yapılanma halen devam ederken münferit İsrail’in Gazze istilası gibi olayları da görmekteyiz. Buna karşılık 50 yıldır Türk ordusunun barış getirdiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hala uluslararası platformda devlet olarak tanınmamaktadır.
Üçüncü dünya savaşını George Friedman Gelecek Yüzyıl kitabında silahlı/silahsız insansız hava araçları (SİHA/İHA) savaşı olarak öngörmekte; en fazla 50.000 kişinin öleceğini ve savaş sonunda kazananın belli olmayacağı yorumları yapmaktadır. Son münferit savaşlar da kara savaşlarından çok insansız hava araçlarının kullanıldığı görülmektedir. Bu savaş araçları dijital yazılımları yöneten yer operatörleri ile aktive edilmektedir. Bazen de bu araçlar, yazılımları kilitlenerek satan ülkeler tarafından kontrol edilebilmekte, yanlış sinyalizasyon verilebilmektedir. Bu konuda Dağlık Karabağ savaşında Türk SİHA’ları Bayraktar ile büyük başarılar elde etmiş, dünyanın dikkatini Türkiye’nin savunma sanayindeki gelişmelere çekmiştir.
Yalnız savaş alanlarında değil hızla her alanda dijital yazılımlara, yapay zekaya teslim oluyoruz. Kolayımıza geliyor, yapay Zekâ Homo Sapiens’ ten daha hızlı bilgi veriyor. Bu nedenle hafızalarımızı her gün boşaltıyoruz. Telefon numaralarını, adresleri ezberlemez olduk. Sağlık alanında tıbbi tedavileri, hukuk alanlarında da davaları ona sorar olduk. Bu böyle giderse tehlike insanlığın kapısında. Günümüzde karar verme yeteneği ile donatılan yapay zeka yazılımları (örneğin; GPT 4.o)gündemde. Yönetemediğimiz dünyayı yapay zekaya teslim edersek nasıl bir sonuçlarla karşılaşacağımız bende endişe uyandırıyor.
Türkiye yaşanan bu olaydan gereken dersi almıştır. Cumhur Başkanı bakanlıklarımız teyakkuza geçtiklerini belirtmişlerdir. Yalnızca etkilenen kurumlar değil tüm kişi ve kurumlar gereken kontrollerini yaptırarak siber saldırı dahil her türlü tehditte karşı önlemlerini almaları gerekmektedir. Önceden tedbir alan bazı banka ve kuruluşlarımız bu olaydan etkilenmemiştir.
Alt yapı olarak Türkiye’de bilişim sektörü gerek yazılım teknikleri gerekse yazılım elemanları olarak gereken alt yapıya sahip bulunmaktadır. Acilen bu kadroları ilgili bakanlıkların bünyelerinde oluşturulacak birimlerde istihdam ederek yerli ve milli yazılım sistemine geçmeliyiz. Pentagon çok sayıda uzaktan kumanda operatörleri istihdam etmektedir. Oluşturulacak yeni yapılanma hali hazırda var olan ordumuz kadar önem kazanmıştır.