.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Denizciliğe ilgi, ‘tekne parklar’ ile artabilir

Okuma Süresi: 4 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Meclis Başkanı ve Yatmar Yönetim Kurulu Başkanı Argun Gündüç, “80’lerde Altın Yunus’ta tek bir marinamız ve oranın ancak dörtte birini dolduracak kadar teknemiz vardı. Sıfırdan başladığımız düşünüldüğünde geldiğimiz nokta, ciddi bir yükseliş anlamına geliyor. Tekne parklarla ve daha fazla marinayla daha da ilerleyebiliriz” dedi
Denizciliğe ilgi, ‘tekne parklar’ ile artabilir
Paylaş:
ENGİN TATLIBAL
Nüfusu 90 milyona ilerleyen ve coğrafi olarak üç kadim denizin ortasında yer alan bir ülke olan Türkiye’de deniz kültürüne ve denizciliğe olan ilgi ve sevgi yeterli seviyede mi? İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Meclis Başkanı ve Yatmar Yönetim Kurulu Başkanı Argun Gündüç, 80’li yıllarda İzmir özelinde tek bir marinadan ve o marinanın ancak dörtte birini dolduracak sayıda tekneden yola çıkıldığı düşünüldüğünde, gelinen noktanın oldukça iyi olduğu görüşünde. Bu seviyenin tekne parkların kurulması ve marina sayısının artırılması gibi çalışmalarla daha yukarıya taşınabileceğini belirten Gündüç, pandemi sonrasında teknelere yönelik talep artışının bugünlerde durduğunu ifade etti söyleşimizde.
Deniz ve denizcilik kültürünün gelişmesi adına son dönemde “1 Milyon Amatör Denizci” gibi kampanyalar yapıldı, farkındalık yaratılmaya çalışıldı. Bugün denizcilik kültürünün Türkiye’de geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu sektörde 42 yıldır faaliyet gösteriyorum. İlk başladığım dönemde İzmir'de Çeşme'deki Altın Yunus’ta tek bir tane marinamız vardı. Tekne sayısı ise o marinanın ancak dörtte birini dolduracak kadardı. O günden bugüne geldiğimizde gerçekten “denizci ülke” olmuş gibi görünmekteyiz. Çünkü sıfırdan başladık. Bugün marina adetleriyle olsun, tekne adetleriyle olsun ciddi bir yükseliş söz konusu. Ancak artması da mümkün. Bu artışın gecikmesinde benim gördüğüm en önemli etkenlerden bir tanesi ekonomik nedenler. Çünkü tekne sahibi olmak, ekonomik olarak çok kolay değil. Herkesin ulaşabileceği ölçüde tekneler elbette var. Ancak tekneyle birlikte bağlama yeri maliyetleri, marina ücretleri, bakım masrafları ve bütün bunlara ayıracak zaman gibi faktörler de geliyor. Marinaların bağlama ücretlerinin yüksek olması da anlaşılabilir bir durum, çünkü maliyetleri çok fazla. Hemen herkesin artık bir arabası var ama o bir ihtiyaç haline geldi; deniz ve tekne sahibi olmak ise hala lüks bir hobi olarak kabul ediliyor. Genetik bir faktör müdür bilmiyorum ama pek çok insanı deniz tutar. Yelkenlisi olan arkadaşlarım içinde eşini deniz tuttuğu için birlikte çıkamayanlar var; beraber olunamayınca da insanlar bu işten soğuyup teknelerini satma noktasına gidebiliyorlar. Deniz hayatı, tekne hayatı aslında biraz çocuklukta edinilmesi gereken bir kültür. Biz de oda olarak ilkokullara, ortaokullara destek veriyoruz bu konuda. Bazı özel okullarda denizcilik dersi konmasını sağladık. Çocuklara denizi sevdirmemiz lazım.
  • Yatmar olarak ne zamandan beri faaliyet gösteriyorsunuz? Ürün ve hizmetleriniz neler?
İzmir merkezli olarak 1986 yılından beri sektördeyiz. O dönemde Türkiye daha dışa açılmamış, konvertibiliteye geçmemiş bir durumdaydı. Az evvel dediğim gibi, İzmir'de parmakla sayılabilecek kadar kişinin teknesi olduğu bir dönemde kurulduk.Türkiye dışa açılınca ve ithalat serbestisi gelince deniz malzemeleri, deniz motorları, tekne imalatında kullanılan malzemeleri ithal etmeye başladık ve imalat da yaptık. Kendim de makine mühendisiyim. Dıştan takma Yamaha ve içten takma Yanmar motorlarının dağıtımını üstlendik. İyi markaların bölge bayiliğini yaparak belli bir noktaya geldik ve hala devam etmekteyiz.
  • Deniz araçlarına ve dolayısıyla deniz araçlarında kullanılan ekipmanlara talep ne durumda?
İlgi çok fazla, giderek de artıyor ve bu durum benim de hoşuma da gidiyor. Neresinden biz de bu işe bulaşabiliriz, nasıl girebiliriz, ne yapabiliriz diye soruyorlar. Ama biraz önce söylediğim gibi ekonomik nedenler pek çok insanın bu anlamda önünü kesiyor. Biz de amatör denizciliğe merakı olan bu insanlara elimizden geldiği oranda yardımcı olmaya çalışıyoruz, daha uygun ödeme planları sunmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki yıllarda durum daha iyi olur diye ümit ediyorum.
  • Pandemi sırasında ve sonrasında karavan ve tekneye talepte bir patlama yaşandı. Şu an durum nedir?
2020-2021 dönemi, benim 42 yıldır içinde bulunduğum bu sektörde rekorlar yılı oldu diyebilirim. İnsanlar pandemiden ötürü sadece kendileri ve ailelerinin bulunduğu izole ortamlarda tatil yapmayı seçtiler. Bunu sağlayabilen en önemli araçlar da karavanlar ve teknelerdi. Gerçekten çok ciddi bir talep oldu. Özellikle 2021’de talebi karşılamakta çok zorlandık. Ama bugün, o dönemde talepte yaşanan artışın durulduğunu görüyoruz. Doyum noktasına ulaştı. O trendin devam edeceğini öngören bazı girişimciler tekne imalatına giriştiler ama şimdi onlar biraz darlığa girmiş durumdalar.
  • Eğer sözünü ettiğiniz talep sürseydi, Türkiye’nin mevcut bağlama yerlerinin kapasitesi ve diğer altyapısı bunu karşılayabilir miydi?
Dediğiniz anlamda tesisleşme durumumuz, artacak bir talebi karşılayacak durumda değil. Ülkemizde özellikle küçük tekneler için şehir içinde tekneparkların yapılması gerekiyor. Biz İMEAK Deniz Ticaret Odası olarak bu konuda bir takım projeler üretip belediyeye dosya halinde de sunduk. Çünkü belediyenin bu işler için yer göstermesi gerekiyor. Belediyemiz de bu konuyla ilgileniyor ve çalışıyor, ama onların da işi kolay değil. Çünkü onların da bakanlıktan bir takım izinler almaları gerekiyor. Turizm Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı da bu konunun farkında. Tekne parklar, birçok insanın denizle tanışmasına olanak sağlayabilir. Büyük tekneler için de marina adedinin artırılması gerekiyor.