Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Demokrasi ve tehditler...

Okuma Süresi: 4 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Demokrasi ve tehditler...
Demokrasi ve tehditler...
Paylaş:
Anergates Atratulas cinsi karıncalar, bir tür burjuva parazitliğini iş edinmiştir! Bunların kraliçeleri, karıncalar içinde çalışkan bir soy olarak kabul edilen Tetramorium Coespitum'ların yuvasına neredeyse elini kolunu sallayarak, hiçbir engelle karşılaşmaksızın girer ve mükemmel bir şekilde beslenmeye başlanır. Bir süre sonra kımıldayamayacak kadar şişer ve yuvayı kendi yumurtaları ile doldurur. Asıl yuvanın dişi işçileri, yuvalarının öz kurtçuklarını ihmal ederek, garip bir hipnoz halinde, sadece bu istilacının yumurtalarını besler ve sonuçta da artık kendi türleri yok olur.    

Bothriomyrmex Decepitans karıncalarının taktiği ise daha acımasızdır: Tapinema Erraticum ya da Nigerrimun'ların yuvasına dalarlar, esasında girdikleri karınca türlerinden cesamet olarak çok küçüktürler ama sanki başlarında kraliçe tacı yaşıyormuşçasına güvenli bir şekilde, kimsenin engeli ile karşılaşmadan, yuvanın en değerli bölümü olan yumurta ve kurtçukların sıralandığı salona girer. Buradaki karıncalardan birisini ayarlar, sanki atmış gibi onun üzerine biner, bir yandan onu salonun ortasına doğru yönlendirirken diğer yandan başını testerelemeye başlar. Tüm karıncaların ortasına geldiğinde, at olarak kullandığı karıncanın başı, herkesin gözü önünde kesilerek yere düşer. Buna şahit olan tüm karıncalar, kraliçeleri dahil korku içinde yuvadan kaçar. Sadece doğdukları yuvaya bağlı olan dişi işçi karıncalar yuvada kalır ve bu canavar karıncanın hizmetine girerler! (*)

Okuduklarınız size çok vahşi gelmiş olabilir ama yaklaşık altı bin türü olan karıncalar dünyasında bunu yapan türler on civarındadır. Milyonlarca ölüme yol açan uygarlığımızdaki onca savaş ve tiranvari yönetimlerin faturası düşünüldüğünde, yine de bu karınca türü masum sayılabilir!

İnsanlık, yönetim bağlamında, birçok şeklini deneyimleyerek demokrasiye evrilmeyi başarmıştır. Bildiğiniz gibi bu Yunanca sözcük, halk anlamındaki 'demos' ile muktedir anlamındaki 'krates' den köken alır. Her ne kadar Kofi Annan'ın ironik olarak'' dünyada neredeyse her ulusa özel demokrasi türü var!'' şeklinde betimlediği durum tespiti söz konusu olsa da İngiliz filozof Karl Popper'in '' halkın yönetimi ve halkın yönetme hakkı '' klasik bir teori olarak kabul edilir. Bugün demokrasiler, insan hakları temelli siyasi özgürlük içindeki eşit vatandaşların, hukukun üstünlüğü normlarında tercihlerini serbestçe belirleyebildikleri bir temsiliyet konfügürasyonu içindedir ve tüm bireysel haklar anayasa güvencesi altındadır.

İnsanlık bu noktaya gelmek için, antik Atina demokrasisinden, Magna Carta'ya, 1789 Fransız İhtilalinden Amerikan Bağımsızlık Bildirgesine kadar birçok gelişmenin üzerine birinci ve ikinci dünya savaşı travmalarını da yaşamak zorunda kaldı. Nihayetinde başarmak istediği temel prensip, David Deutsch'in de belirttiği gibi, ''halkı, kötü politika ve yönetimlerden korumak, onların şiddetsiz bir şekilde ortadan kalkmasını'' sağlamak idi.(**).

Ancak bu ideal metodoloji kusursuz işleyemedi. Ortada siyasal bir güç olunca, otokratikleşme denen keyfiyet ve baskıcı yönetimler de görülmeye başlandı. Bunlar, ne yazık ki, demokrasi vasatında gelişti, bizzat onun içini boşaltan, demokratik kuruluşları zayıflatan, özgür ve adil seçim ortamını yok eden, ifade özgürlüğü ve insan hakları ihlalleri ile kendini gösteren bir dejenerasyona doğru ilerledi. Hatta Hitler örneğinde olduğu gibi, iş başına demokratik seçimlerle gelen kişiler dünyayı tarumar etti. Hatırlarsınız, Hitler, başarısız darbe girişimi sonrası 1923 yılı Kasım ayını hapiste geçirmişti ama bu tarihten sadece on yıl sonra, Reichstag (Alman Parlamentosu) 'da çoğunluk sandalyesine sahip olarak Şansölye olmuştu.
Adım adım gelen bu sonuç, 1928'de 12, 1930'da 107, 1932'de 230 ve 1933 yılındaki seçimlerde de 288 milletvekili şeklinde gelişti. Sonrası malum, Almanya'nın Führer'i olarak bütün muhalefeti ortadan kaldırdı ve totaliter bir rejim kurarak hem Almanya'yı hem de dünyayı ateşe attı. İkinci Dünya Savaşında, o zamanki insan nüfusunun kırkta biri yani yaklaşık 75 milyona yakın asker ve sivil hayatını kaybetti. 

70 yıl öncesinden bahsediyoruz diye Hitlervari demokrasi tehditlerini yok farz etmeyin! Demokrasinin beşiği Avrupa'da son AB Parlamento seçimlerinde aşırı sağ ciddi bir başarıya imza attı. Fransa'da Macron 2022'de yüzde 58.5 ile Cumhurbaşkanı seçildiğinde hemen ardından yüzde 41.4 ile faşist Le Pen geliyordu. Almanya'da geçen ay yapılan seçimlerde aşırı sağcı AfD, yüzde 20'nin üzerinde oy aldı ve sandıktan ikinci parti olarak çıktı. Okyanus'un öte tarafında iktidara gelen Trump için de hiç kimse, demokrasi ile aydınlanmış bir sıfat telaffuz etmiyor!

Tüm bu gelişmeler, küresel otoriterizm hegemonyasında demokrasilerin, sistem olarak gerilediğini ve kendini koruyacak donanımlar bakımından zafiyet içinde olduğunu gösteriyor.! Üstelik yapay zeka ve sosyal medya kapanına kısılmış sıradan seçmen, seçimlerde uygulanan filtreler ile otoriter propaganda ve yanlış bilgilendirme içinde, bir tür yankı odasının girdabında sürüklenerek oyunu kullanmakta! Guardian Gazetesi yazarı Carole Cadwalladr'ın vurguladığı gibi, 'an itibari ile geçen seneye göre dünyanın yüzde yirmisi daha otoriter yönetim altında ve artık insanlık, seçimleri bir at yarışı gibi izlemeye devam edemez'..(**) 

Görünen o ki, bireysel özgürlüklere sıkı sıkı sahip çıkmak, demokratik kurumlara bağlılık, sivil toplum örgütlerine aktif katılım odağında uluslararası iş birliğini artırmak, en azından yapabileceğimiz en basit çabalar. Yoksa, bir gün Bothriomyrmex Decepitans cinsi yapay zeka ve sosyal medya destekli faşist bir lider, dünya arenasında demokrasinin başını kestiğinde, tüm insanlık darmadağın kaçacak delik arayacak!

(*) Karıncaların Hayatı, Maurice Maeterlinck.Dorlion yayınları. 2021.ISBN:978-625-407-515-(**) Le Commencement de I'infini,David Deutsch.
(*) Mark Cartwright, WHE.
(**)Carle Cadwalladr,13.Küresel Araştırmacı Gazetecilik Konferansı.