Gazeteci Yazar Murat Kışlalı, GÖZLEM’in ülke gündeminin başında gelen olay ve gelişmelerle ilgili sorularını cevapladı.
GÖZLEM – Kamuoyu yoklamalarında Cumhurbaşkanlığı konusunda Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu’ndan da Özgür Özel’den de Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da önde görünüyor; Sizce, Erdoğan’ın karşısında hangisi daha şanslı olabilir?
K – Asal Araştırma şirketinin 7-13 Temmuz tarihleri arasında 26 ilde 1985 kişiyle yaptırdığı araştırmaya göre ikinci tura kalmaları halinde, Tayyip Erdoğan’ın yüzde 43 oyuna karşı CHP Genel Başkanı Özgür Özel yüzde 34,2 oy alıyor, kararsızlar yüzde 22,8. Erdoğan İmamoğlu karşılaştırmasında Erdoğan yüzde 41,6, İmamoğlu yüzde 39, kararsızlar yüzde 19,4 çıkıyor. Erdoğan Yavaş karşılaştırmasında ise Erdoğan yüzde 38,4’te kalıyor, Yavaş yüzde 44 alıyor. Kararsızlar yüzde 17,6. Bu yoklamada Kılıçdaroğlu’na yer verilmemiş ama seçim öncesi önünde kaybedeceğine dair kamuoyu yoklamaları olmasına rağmen aday olup Erdoğan’a karşı bir kez kaybeden Kılıçdaroğlu’nun, CHP kurultayının iptal edilmesi sonrası yeniden genel başkanlık koltuğuna oturduğu bir senaryoda dahi, Cumhurbaşkanlığı yarışına bir kez daha girebileceğine hiç ihtimal vermiyorum. Girse bile ikinci tura o kalamaz, muhalefetten daha etkin bir başka isim kalır. Kılıçdaroğlu’nun o şansı kalmamış gözüküyor. Bu sonuçlar bir yana seçime bu kadar zaman varken yapılan kamuoyu araştırmalarının gerçeği ne kadar yansıttığı tartışmalıdır. Ancak bu sonuçları esas alırsak, Özgür Özel’in çok akıllı ve çalışkan olmasına karşın özellikle merkez kesimden oy almakta zorlandığı anlaşılıyor. Sonuçta Kürt seçmeni küstürmemek adına attığı bazı adımlar, ki son Komisyon toplantısına CHP’nin hiçbir şart sürmeden, pazarlık yapmadan katılması bunlardandır, merkez seçmende kendisinin “samimi” görünmemesine yol açıyor. Bazen biraz “abartılı” olan ve kendisini “antipatik” gösteren “aşırı enerjisi”nin de imajına ne kadar katkısı olduğu tartışılır. Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce kamuoyu yoklamalarında Erdoğan’ın önünde gözükmesine rağmen İmamoğlu’nun bu son yoklamada Erdoğan’ın arkasına düşmüş olması, kamuoyunda bir kesimin kendine karşı yürütülen bu adaletsiz iktidar saldırısından etkilendiği sonucunu ortaya çıkarıyor. Ancak şunu unutmamak gerek. Bu yoklama seçimlerden bir hafta önce bile yapılmış olsa, Erdoğan ile İmamoğlu arasındaki yüzde 2,6’lık fark istatistik bilimi açısından somut bir fark değil. Tabii aynı şeyi Erdoğan – Yavaş yoklamasında söyleyemeyiz. Burada Yavaş’ın Erdoğan’a ciddi oranda fark attığı görülüyor. Bunun nedeninin de Yavaş’ın belediye hizmetlerini tarafsız ve başarılı şekilde yürütmesi, daha kapsayıcı, merkezi bir görünüm çizmesi, polemik yerine bilimsel rakamları kullanması ve avukat kimliğiyle yapılan hukuksuzlukları çok sade ve basit bir şekilde abartmadan anlatması olduğunu düşünüyorum. Yoklamadaki en önemli konulardan biri de kararsızların oranını çok yüksek olması. Her 5 seçmenden biri kararsız. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığındaki icraatı belli olduğuna göre bu kararsızları ikna etmek; ikna edecek politikaları ortaya koymak ve seçmene anlatmak muhalefete düşüyor.
GÖZLEM – CHP’den AKP’ye geçerken “Alnım ak, başım dik” diyen Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu olayını ve pazartesi günü Aydın’da yapılan mitingi nasıl yorumluyorsunuz?
K – Çok güçlü bir miting oldu. CHP’nin normalde hiç oy alamadığı Yozgat mitingi, yüzlerce traktörden oluşan konvoyu, meydanı tıklım tıklım dolduran görüntüleriyle CHP’nin bu çok başarılı mitingler sürecindeki en önemli mitinglerinden birisi idi. Şimdi CHP’nin kalelerinden Aydın mitingi ise, Özgür Özel’in sözlerinin sık sık “Özlem istifa... Özlem istifa” sloganlarıyla kesildiği, vatandaşın sadece parti değiştiren Özlem Çerçioğlu’na değil, yargı desteğiyle son dönemde yürütülen baskı sürecine karşı da öfkesini kustuğu, süreçteki mihenk taşı mitinglerden birisi oldu. Miting o kadar etkiliydi ki ertesi gün AKP yönetimi Çerçioğlu’na destek için belediye sarayına partilileri yığdı. Tekbirler eşliğinde tezahürat yaptırıldı. Hatta Belediye Meclis Salonu talan edildi. Mitingle ilgili Nefes’ten Deniz Zeyrek “CHP’nin Aydın mitingi, Genel Başkan Özgür Özel’in son zamanlarda Anadolu’da ve İstanbul’da yaptığı en büyük mitinglerden biriydi” dedi. Sözcü’de Emin Çölaşan “Sevgili okurlarım Özgür Özel’in Pazartesi günkü Aydın mitingi, hiç abartısız söylüyorum gerçekten muhteşemdi. İnanılmaz bir kalabalık ve coşku vardı. Türkiye’de böyle bir mitingi uzun yıllardan beri izlememiştik” diye yazdı. Uğur Dündar da mitingi “görkemli, hınca hınç doluydu” diye niteledi.
GÖZLEM – Yeni Açılım sürecinde Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun geçen haftaki görüşmelerinde konuşan DEM Parti ve Kürt yanlısı dernek ve vakıfların temsilcileri Anayasa’ya aykırı istemlerde bulundular. Dile getirilen isteklerin arasında “Apo’ya af, tabelaların Türkçe-Kürtçe çift isimli olması, Kürtçe hutbe ve vaaz okutulması, medreselere resmi statü verilmesi, Kürtçe üniversite kurulması” var. Ne diyorsunuz?
K – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Yeni Açılım” sürecini başlatırken, Apo için de “umut hakkı” adı altında af istemişti zaten. Ancak Komisyon’un AKP’li Başkanı Numan Kurtulmuş, açılış konuşmasında “Burada asli meselemiz hiç şüphesiz anayasa yazmak, hukuk reformu yapmak ya da tüm meseleleri bir anda çözmek değildir” demişti. Ancak şimdi gittikçe ortaya çıkıyor ki, bu Komisyon’da Anayasa’nın değiştirilemeyeceği maddeler bile tartışma konusu olacak. AKP, MHP, DEM’in komisyondaki toplam üye sayısı, istedikleri kararların alınmasını sağlayacak yeterlikte. Ancak Anayasa ile ilgili MHP’nin desteği olmaksızın bir karar çıkması mümkün değil. Çıksa da CHP’nin bunu kabul edip Komisyon’da kalmaya devam etmesi mümkün olmaz. Dolayısıyla aslında çerçevesi, işlevi, yapısı tam olarak belli olmayan bu Komisyon’dan ben elle tutulur bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. Keşke CHP, AKP’nin bu komisyona katılarak meşruiyetini sağlama arzusunun büyüklüğünü yeterince fark edip, Komisyon’a katılması için “tutuksuz yargılanma”, “mevcut demokrasi tutuklularının serbest bırakılması” gibi koşulları dayatıp bir kazanım elde edebilseydi.
GÖZLEM – Şafak vakti Belediye operasyonları devam ederken, bu operasyonlarla ilgili olarak AKP cephesinde çatlaklar görülüyor. AKP destekçisi yazarlar çatışmaya başladı, görüşünüz?
K – AKP içinde çeşitli hizipler ve gruplar Tayyip Erdoğan sonrasının kavgasını yapıyorlar. Mevzi alıyorlar. Etkilerini göstermeye, çıkacağını sandıkları pastadan pay kapmaya, yer kapmaya çalışıyorlar. En dikkat çeken nokta Erdoğan’ın artık bu süreci yönetmekte zorlandığının görülmesi. Bir taraftan AKP Genel Merkezindeki hizipler, bir taraftan Saray’daki uzmanlığı sorgulanır ekipler, etkilerini yitirmiş eski liberal muhafazakârlar, yargıda, ordudaki ellerini güçlendirmeye çalışanlar. Erdoğan’ın kendi yarattığı bu kaosu yönetmekte ciddi biçimde zorlandığına dair işaretler çoğalıyor.
GÖZLEM – Kaleci Ederson için Galatasaray, Manchester City’ye “10 milyon avroluk” teklifte bulundu. İngiliz Kulübü “25 milyon avro” istiyor. Görüşmeler sürüyormuş. Türk Futbolu “Avrupa Piyasasına ağırlık koymaya” başladı, zamanı geldi mi, yoksa erken mi?
K – Türkiye’nin Avrupa oyuncu piyasasında bu kadar yüksek bedellerle var olmasının birkaç nedeni var. Birincisi Türkiye’deki hem genelde hem de futbolun içinde bulunduğu “çılgınlık” ortamında artık “ayarın” iyice kaçması. Hızlı başarı beklentisi nedeniyle altyapı kurmak yerine çarkın dışarıdan yetişmiş futbolcularla döndürülmeye çalışılması. Ayrıca Türkiye’nin oynanan futbol ve dünya futbolundaki yerinin Avrupa’nın pek çok ülkesinden geri olması nedeniyle, yıldız futbolcuların Türkiye’ye gelirken yüksek meblağlar istemesi. Çok para ödüyoruz çünkü Türkiye, gelen futbolcuların vitrinde olduklarını hissetmediği arka planda kalmış bir futbol ülkesi. Tablonun Türkiye tarafında da artık eskiye göre ciddi miktarda kaynağı belirsiz para ortaya çıktığı için Türkiye’den yapılan tekliflerin iyice yüksek hale gelmesi var. Olan, Türk futbolunun, Avrupa Piyasası’na ağırlık koyması değil, ağırlığı azaldığı için daha yüksek bedel ödemek zorunda kalması.
+++++
CHP mitinglerindeki kalabalık toplumsal tepkiyi gösteriyor
22 Ağustos 2025, 17:37
CHP mitinglerindeki kalabalık toplumsal tepkiyi gösteriyor
Paylaş:
