Gün, kırgınlıkları bir kenara bırakma günüdür. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kurultaydan hemen sonra Sözcü Gazetesi’nden Saygı Öztürk’e söylediği o cümle, aslında hem partinin hem de ülkenin ihtiyaç duyduğu yeni dönemin anahtarıdır: “Artık kimseyi dışlamayacağız. Küskünleri geri kazanacağız. Birlikte büyüyeceğiz.”
Bu sözler…
Sadece bir siyasi partinin iç muhasebesi değildir. Aynı zamanda siyasetin ve toplumun üzerine çöken sert rüzgârı dindirecek, yaraları saracak, yeniden birlik iklimi yaratacak bir yaklaşımın ilanıdır. Özgür Özel kurultayda güçlü bir performans sergiledi; fakat asıl mesajını salonun dışına taşıdı. Partinin demokrasi geleneğini, vefasını ve birleştirici ruhunu yeniden ayağa kaldırma hedefinin altını çizdi. Bugün kırgınlıkları büyütme günü değil; ortak hayallerde buluşma günüdür.
CHP’ye uzun yıllar emek verenler kendini dışlanmış hissetmemeli; diğer partilerden gelenlere açılan kapılar partinin kendi insanlarını da kucaklamalıdır. Çünkü CHP, kuruluşundan bu yana vefanın, dayanışmanın ve ortak mücadelenin partisidir. Ve bu kurultayda hedef açıkça ilan edilmiştir:
Hedef iktidardır.
Kurultayda aslında ne söylendi?
Özgür Özel’in kurultay konuşması, aylarca süren zor bir dönemin adeta röntgeniydi. 19 Mart’tan bu yana yaşananlar, yalnızca hukuki süreçlerin toplamı değil; siyaseti kilitlemeyi, CHP’yi felç etmeyi, muhalefetin sesini kısmayı amaçlayan planlı bir operasyondu.
CHP’nin pozitif gündemi görünmez kılınmak istendi. Toplumun sorunlarına dair çözüm sözleri duyulmasın diye uğraşıldı. Parti, adeta bir sis perdesinin içine alınmaya çalışıldı. Bir yanda özgürlüğünden mahrum bırakılan partililer… Eşinden, çocuğundan, yuvasından koparılan insanlar… Ağır bedeller ödetilen, yalnızlaştırılan kadrolar…
Diğer yanda ise dimdik duran bir örgüt… Yılmayan, dağılmayan, omuz omuza çalışan bir kadro… Özel’in “Her şeye rağmen çalıştık” sözünün arkasında işte bu mücadele vardı. Bir göz içerideki arkadaşlarda, diğer göz toplumun beklentilerinde… CHP hem direndi, hem üretti.
Ve kurultay kürsüsünde verilen en net mesaj şuydu: “Bizi durduramadılar. Ne adalet arayışımızı, ne iktidar yürüyüşümüzü.”
Toplum krizde, değişim beklentisi zirvede
Bugün Türkiye’de karı koca çalışan birçok aile ay sonunu getiremiyor. Asgari ücretli daha maaşı cebine girmeden borçlarını hesaplıyor. Emekliler, bir ömrün karşılığı olarak sefalet ücretine mahkûm ediliyor. Gençler, bu topraklarda hayal kuramıyor; umutlarını valizlere dolduruyor. İşte tam da bu yüzden, Türkiye’deki tüm toplumsal koşullar CHP’nin iktidarı ile çözülebilir. Ancak bunu topluma iyi anlatmak gerekir.Toplumun beklentisi değişimden yana, adaletten yana, liyakatten yana… AKP’nin artık bu topluma vereceği bir umut kalmamıştır.
Çözüm bekleyen Türkiye ve CHP’nin programı
Toplum artık laf değil, çözüm istiyor. CHP’nin iktidar yürüyüşünü güçlendirecek olan da bu taleplere verilecek somut karşılıklardır. Ne diyor CHP?
1) Ekonomide adalet ve güçlü program:
– Asgari ücretin gerçek enflasyona göre belirlenmesi.
– Emeklinin insanca yaşayacağı bir gelire ulaşması.
– Tarım ve hayvancılığın desteklenmesi.
2) Liyakat esaslı devlet yönetimi: Torpilin, kayırmacılığın, “dayı sistemi”nin sona ermesi.
3) Adalet reformu: Bağımsız yargı, eşit adalet ve hukukun üstünlüğü.
4) Gençlere umut: Özgür üniversiteler, adil sınav sistemi, nitelikli eğitim ve istihdam.
5) Sosyal devletin güçlendirilmesi: Kimsenin yatağa aç girmediği bir ülke.
6) Demokrasi ve özgürlük: Kutuplaşmanın azaltıldığı, herkesin nefes alabildiği bir siyaset.
Hedef: Ülkeyi yeniden ayağa kaldırmak
Özgür Özel kürsüde hedefi net şekilde açıkladı: “CHP, bir seçim kazanmaya değil, ülkeyi yeniden inşa etmeye talip.” Bu nedenle mesele salt oy almak değil; Türkiye’nin ağırlaşan sorunlarını çözecek kadroları yetiştirmek, bilimsel temelli bir program hazırlamak ve o programdan gerçek bir hükümet vizyonu çıkarmaktır.
“Bu kararlılıkla buradayız” cümlesinin altındaki gerçek şudur: Heyecanımız var. Kadromuz var. Programımız hazır. Bu kez yarım kalan bir yürüyüş değil, tamamlanacak bir görev için sahadayız.
Parti Meclisi güçlendi, İzmir kazandı
Parti Meclisi’nin 80 kişiye çıkarılması ve 37 yeni ismin kadroya katılması, CHP’nin kurumsal kapasitesini güçlendirme hamlesidir. Özellikle ekonomi ve dış politika alanındaki deneyimli isimler listeye girerek partiye yeni bir enerji kattı.
İzmir ise bu dönem güçlendi. Deniz Yücel ve Murat Bakan’ın yeniden PM’de yer almasıyla yetinilmedi; Ednan Aslan ve Salih Uzun da eklenerek temsiliyet genişledi. Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki tecrübesiyle Yankı Bağcıoğlu da unutulmadı. Rahmetli eski baro başkanımız Güneş Atabay’ın kızı, ekonomi alanında önemli bir isim olan Güldem Atabay; ve tecrübeli siyasetçi Bihlun Tamaylıgil gibi güçlü isimlerin PM’ye seçilmesi, İzmir’in ağırlığını daha da artırdı. Bu tablo, CHP’nin hem tecrübeye hem yenilenmeye aynı anda alan açtığının göstergesidir.
Aslanoğlu da olmalıydı
Yine de bir eksiklik var… Şenol Aslanoğlu’nun PM dışında bırakılması, özellikle İzmir’de ciddi bir kırgınlık yarattı. İl başkan adaylığı açıklandı, geri çekildi; tüm bu süreçten sonra PM’ye girmesine kesin gözüyle bakılan bir ismin dışarıda kalması soru işaretlerine yol açtı.
Ben onun yerinde olsam üzülmem; mahkemeden beraatini alır, ön seçime girer ve milletvekilliğine yürürüm. Çünkü bazen kayıplar kazanca dönüşür. Siyasette önü açıktır; iletişim gücü yüksek, toplumla bağı kuvvetli bir isimdir. Ancak CHP’nin vefa geleneği düşünüldüğünde, bu kararın örgütte burukluk yarattığı da açıktır.
CHP’ye düşen adil duruşu korumak
Bugün CHP’de belediye başkanları, milletvekilleri, bürokratlar tutuklu. Haksız yargılamalar bir süredir devam ediyor. CHP’nin görevi nettir: Hukuksuzluğa karşı durmak, mağdurların yanında olmak. Çünkü bu parti, Atatürk’ün kurduğu, temiz siyaset iddiasını taşıyan bir partidir.
CHP’nin gücü;
– Hesap verebilirliğinden,
– Adaleti önceleyen duruşundan,
– Yolsuzluklara karşı tavrından gelir.
İktidar yolculuğunda bu ilkelerden ödün vermek mümkün değildir.
Son söz: Bugün Türkiye’de değişim beklentisi büyüktür. Ve bu değişimi gerçekleştirebilecek kurumsal birikime, tarihsel sorumluluğa, toplumsal tabana ve liyakatli kadrolara sahip yegâne parti CHP’dir.
Kurultayda verilen mesaj nettir: Birlik. Bütünlük. İktidar yürüyüşü.
Yol uzun olabilir… Ama hedef artık her zamankinden daha açıktır: Ülkeyi yeniden ayağa kaldırmak.
CHP’de hedef iktidar, ülkeyi yeniden ayağa kaldırmak
Atila Sertel yazdı... CHP’de hedef iktidar, ülkeyi yeniden ayağa kaldırmak
Paylaş: