26 Mayıs ülke siyaseti için çok önemli bir tarih. O gün, CHP'nin, Özgür Özel'in seçildiği kurultaya yönelik “Şaibe” iddiaları ile ilgili mahkeme kararı açıklanacak. Kulislerde yaygın söylenti, mahkemenin kurultayı tüm sonuçları ile iptal edeceği. Hukuki ifadeyle kurultay “Mutlak butlan” ile batıl olacak. Yani hukuk âleminde hiç var olmamış addedilecek. Bunun manası kurultay öncesi CHP yönetiminin geçerliliğini koruması.
Mahkeme iptal kararı verirse 45 gün içinde yeni bir kurultay toplanması öngörülür, deniyor. Bu gelişme söz konusu olursa Kemal Kılıçdaroğlu bu görevi teslim alır mı? Kemal Bey kurultay sonuçlarını içine sindirememişti. İhtimal, görevi hemen kabul etmese de, uygun bir mizansenle, ısrarlara dayanamayıp partinin başına geçebilir, diye değerlendiriliyor.
Peki, böylesi bir gelişme nasıl sonuçlar doğurur? Hatırlayın Kılıçdaroğlu ve ekibi kurultayı ilk turda çok az oy farkıyla kaybetmişti. Yine son kurultayda Özgür Özel oybirliği ile seçilmiş olsa da, parti meclisinde, örneğin Tunç Soyer tüm delegelerin üçte birinin oyunu almıştı. Yani bir kısım delegelerin içine sinmeyen durumlar yok değil.
Ancak şimdilerde CHP bir yükseliş ivmesi yakalamış durumda. Her ne kadar demode bir yöntem olan parti mitingleri ile söylemler kendini tekrar etmeye başlamışsa da, rüzgâr arkalarından esiyor. Bu sebeple Kılıçdaroğlu'nun çok akıllı bir siyaset izlemesi sürpriz olmaz. Akla Mansur Yavaş’la ittifak yaparlar mı sorusu geliyor. Belki de kendisi yerine genel başkanlık için başkasını işaret edebilir.
Neyse, hayatın gerçeği, Kılıçdaroğlu artık eskimiş bir marka. Diğer yandan, an itibariyle Özgür Özel ve ekibinin partinin ellerinden alınma ihtimaline karşı Ankara'da “Alternatif parti merkezi” hazırlıklarına giriştikleri yine kulislerde söyleniyor. Bu senaryolar gerçekleşirse CHP'nin bölünmesine kadar giden bir süreç yaşanabilir. Hani, denilebilir ki iktidarının da beklentisi budur.
Pek tabii, mahkeme kararı iptal yönlü çıkarsa bu durum, Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel başta olmak üzere partide bir “İtibar kaybı”na yol açar. Bir anlamda “Şaibe” söylentileri hükme bağlanmış demektir. Bu noktada Kemal Kılıçdaroğlu yargısal bir destek sağlamış olacaktır. Hiç şüphesiz, kararın siyasi olduğu hep söylenecek, yazılacaktır. Ancak, zaten Ekrem İmamoğlu ile ilgili yolsuzluk iddiaları bir kısım CHP’liler de bile soru işaretleri uyandırmaya başlamışken, bu karar zihinleri biraz daha karıştırabilir.
Tüm bu olası gelişmeler AK Parti karşıtı seçmeni üzebilir. Bu arada Tayyip Erdoğan “Erken seçim” olmayacak söylemiyle sanki kişisel planda siyasete nokta koyabileceği mesajını veriyor. İktidar kulislerinde de giderek Hakan Fidan sesleri yükseldiği, konuşuluyor. Anlaşılan siyaset her cephede hareketleniyor.
CHP’de çarşı karışıyor
CHP’de çarşı karışıyor

Paylaş: