Geçtiğimiz yıl 10 milyon doların üzerinde ihracat başarısına imza atan Uçak Kardeşler Gıda AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı olan ve aynı zamanda Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı da yürüten Hayrettin Uçak, bir yandan üretim krizleriyle, iklim değişikliğiyle, yüksek maliyetlerle boğuşurken; diğer yandan üreticinin alın terini, markalaşmayı ve sürdürülebilirliği şirket politikalarının temeline koyduklarını dile getirdi.
Gazetemizin sorularını samimiyetle yanıtlayan Hayrettin Uçak, ihracat pazarlarındaki değişimden su krizine kadar pek çok konunun ele alındığı bu söyleşide, sadece bir şirketin değil; tarımın, üreticinin ve Türkiye'nin ihracat potansiyelinin fotoğrafı paylaştı.
- Uçak Kardeşler şirket grubunun kuruluş hikâyesini ve gelişim sürecini paylaşır mısınız?
- Şirketin stratejik hedefleri nelerdir?
- Yaş meyve ve sebze ihracatında karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdir? Bunları nasıl aşıyorsunuz?
- Sektördeki rekabet koşullarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Uçak Kardeşler'in bu rekabetteki konumunu nasıl görüyorsunuz?
Mısır çok avantajlı. Su problemleri yok. İklim çok uygun. Nem yok, rutubet yok. Girdi maliyetleri çok düşük. Onun için biz de mümkün olduğu kadar bunlarla cebelleşmeye çalışıyoruz ve pazarlarımızı kaptırmamak için elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz.
- Pazar demişken önümüzdeki dönemde nerede potansiyel görüyorsunuz?
- Yukarıda konuşmanızda sürdürülebilirlik hedefinden bahsettiniz. Sürdürülebilirlik uçak kardeşler için tam olarak neyi ifade ediyor?
- Çiftçilerle olan ilişkileriniz nasıl? Bu ilişkileri güçlendirmek için neler yapıyorsunuz?
Acaba doğru yolda mıyız? Yoksa yanlış üretim mi yapıyoruz? Çünkü burada pazarlarımızın da kriterleri farklı farklı. Avrupa, ilaç kalıntıları değerlerini farklı istiyor. Rusya farklı istiyor. Yani bu üretimi de yapmak bir hayli zor. Onun için bu sorunlarla sürekli içli dışlı olduğumuzdan dolayı, üreticimizle sürekli birlikte olunca onlar bizi bizleri biliyor ve anlıyoruz.
Gerçekten üreticilerimize de en azından sizin aracılığınızla da tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Çok zor bir İş yapıyorlar. Ama bu alın terleri ile yaptıkları üretim, bir ana sütü gibi helaldir.
- Bir su eksikliğinden bahsettiniz. Yağışlar da çok düşük seviyelerde. Yaşanan iklim ve su krizi tarımı nasıl etkiliyor? Bunun için bir çözüm yolu var mı?
- Biz de Hollanda gibi susuz tarıma geçme şansımız yok mu peki?
- Gelecek için planlarınız ve beklentileriniz neler?
İşletmelerimizi modernleştirmek, makinelerimizi biraz daha yeni sistemlere geçirebilmek, insan gücünü biraz daha azaltabilmemiz, işte efendime söyleyeyim robotlaşmayı artırmak. Şu anda zaten deneme süreçleri devam ediyor. Mesela geçen sene elma bahçesine robotu sokmuşlar, elma toplatıyorlar. Tabii biraz da özellikle yakından izledim. Güzel şeyler bunlar. Bu yolla maliyetlerimizi aşağı çekerek rekabet gücümüzü arttırabilmemiz bizim tek hedefimiz o.
- Son olarak hem Uçak Kardeşler hem de Türkiye’nin tarımsal ihracatı üzerine genel durumu nasıl değerlendirirsiniz?
Burada bizim sektörde tahsil çok da önemli değil. Belli bir konu ve konumda tahsil önemli ama onun dışında tarlada çalışacak olan, işletmede paketlemede çalışacak olanların çok efendime söyleyeyim, tahsil aramıyoruz. Çünkü nihayetinde bu insan gücüyle ve becerisiyle yapılacak olan bir iş olduğu için o da tabii bizlerin işte bu piyasada hakikaten ciddi bir fayda sağladığını görmemizi sağlıyor diye düşünüyorum.