Kemal Sunal’ın başrolünü oynadığı “Varyemez” filminde, iç çamaşırı üretimi yapan bir sanayici olan karaktere “Neden iç giyim?” diye sorarlar. Kemal Sunal’ın cevabı şudur: “Aç insan çoktur, yoksul insan çoktur, ama donsuz insan yoktur.” Bu mizahi diyalog, ihracattan ve sürekli tartıştığımız diğer tüm unsurlardan bağımsız olarak hazır giyim ve konfeksiyonun aslında tek başına ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. Ancak yüksek oranda yerli girdiyle çalışan, istihdamı sürükleyen ve ihracatla döviz girdisini ciddi oranda destekleyen hazır giyim sektörü, maliyetler artarken kurun sabit kalmasının sıkıntısını yaşıyor. Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı ve Meba Giyim Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Çağlar Bağcı’ya sektörün mevcut durumunu sorduk ve özetle “Bıçak kemiğe dayandı” yanıtını aldık...
- Dış ticarette kur baskısı ve içeride artan maliyetler, ihracatçıyı giderek daha fazla zorluyor. Genel manzarayı ve hazır giyim açısından durumu nasıl görüyorsunuz?
- İhracatçının talep ettiği yönde adımların atılmasına yönelik gerçekçi bir beklentiniz var mı peki?
- Firmalar bu durumla nasıl baş ediyorlar ya da baş etmeye çalışıyorlar?
- Ekonomi yönetiminden zaman zaman üretim modelinizi veya sektörel faaliyetlerinizi değiştirmeniz yönünde tavsiyeler geliyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Üretimini Mısır gibi ülkelere taşıyan firmalar var, bu bir çözüm mü?
- Meba Tekstil’i biraz anlatır mısınız? Ne zamandan beri faaliyet gösteriyorsunuz, ihracat pazarlarınız ve hedefleriniz neler?
“PANDEMİ, SEKTÖRE ‘ARTI’ YAZDI”
“Pandemi başladığında önce ‘eyvah’ dedik, Ama sonra iş tersine döndü. Hükümetin üretimi tamamen kapatmaması da bizim için en büyük avantaj oldu. O dönemde neredeyse yüzde yüz tam teslimat yaptık müşterilere. Bunu yapan tek ülkeydik. Bu birazda Türk milletinin çevikliğinden ve zekâsından da kaynaklandı. Online satışlar da artınca pandemi, bizim sektöre ‘artı’ yazdı. Şimdi zaten pandemi döneminde kazandığı müşterileri kaybetmemeye çalışıyor ihracatçı.”