1970 ve 80'lerde, yani yakın dönemde, dini bayramlarda savaşlarda ateşkese gidilir. İnsanların gözü önünde Vietnam savaşı hariç Savaş Hukuku ilkelerince sivillere işkence yapılmazdı. Bugün ise İsrail'in, Gazzelilere yiyecek yardımı sırasında silahla taradığı, yardım kolileri uçaktan atılırken onları havada parçaladıkları inanılmaz görüntüler dünya medyasındaki haberlerde birinci sırada yer almakta.
Batısından uzak doğusuna kadar toplumlar Gazze için ayağa kalktılar. Japonya'da milyonlarca insanın katıldığı bir mitingde İsrail kınandı. Vatikan'da Kardinal Matteo Zuppi, İsrail'in öldürdüğü Gazzeli çocukların isimlerini 14 Ağustos 2025'de yedi saat boyunca okuyarak dua etti. Çocukların hepsi Müslümandı. Ama bir Katolik din adamı onlar için dua etti. Keşke Diyanet İşleri de böyle bir eylemde bulunsa. Atatürk'ün din işlerini tarikat ve cemaatlerin elinden kurtarmak ve bu işleri tek elden idare etmesi için kurduğu Diyanet ise kreşler açıp dindar çocuklar yetiştirmek peşinde.
İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanlar Konseyini toplantıya çağıran ve 26 Ağustos 2025'de Cidde'de toplanan Konsey'den yapılan açıklama İsrail'i durduracak gibi değil. Zira onun arkasında bu katliamlara onay veren Nobel Barış Ödülüne talip Trump var. Gazze'deki soykırım bütün hızıyla devam ediyor. Bu katliama karşı İsrail içinden de sert eleştiriler gelmeye başladı. Yeni Savunma Bakanı artık ateşkes yapılması gerektiğini açıkça ifade etti. İsrail tarafından bugüne kadar 300'ü aşkın basın mensubu da öldürüldü. İsrail'de yapılan Netanyahu karşıtı gösterilerde ateşkes ilanı ve savaşın durdurulması istenmiş olmasına karşın Netanyahu'nun Gazze soykırımı devam etmekte. Hiçbir şeyin onu bu kararından vazgeçiremeyeceği anlaşılıyor.
Bundan sonra ne mi olacak? İsrail Gazze'ye yerleşecek. Trump sahil şeridinde oteller inşa edecek veya ettirecek. Filistin diye bir devlet olmayacak. Fransa Cumhurbaşkanı İsrail'i kınayan, Filistin'i tanımak isteyen bir devlet. Ancak Makron da iç politika sorunları ile meşgul. Bir yıl içinde neredeyse üç Başbakan istifa etti. Üçüncüsünün bütçe nedeniyle sonbaharda güven oylamasına gidip kaybedeceği güvenilir kaynaklara atıfta bulunan Le Monde gazetesi yorumlarının başında gelmekte.
Yanı başımızdaki Suriye'de ise işler daha da karışacağa benziyor. Kürtler henüz silahlarını bırakmadılar. Dürzü azınlığa uygulanan şiddete Ahmet al Şara da göz yummakta. İsrail Suriye içine adeta yerleşti.
Petrol savaşlarının yerini alacak su savaşları konusunda Türkiye'nin dikkatli olması gerekir. Suriye'ye giden Dicle ve Fırat'ın kaynakları Türkiye'de. Son yangınlardan sonra yağmur çekecek ormanımız da kalmadı.Bu yangın yerlerinin otele mi yoksa maden alanlarına dönüştürüleceği zaman içinde ortaya çıkacak.
Böyle bir dönemden geçmek tüm bu gelişmelere şahit olmak da kaderimizde varmış diyelim.
Büyük Taarruzun 103.yıldönümü vesilesi ile bu toprakları vatan olarak bizlere bahşeden başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Ulusal Kurtuluş Savaşımızda hayatlarını kaybeden şehitlerimizi anmak ve rahmet dilemek isterim.
Bitmeyen savaşlar bitmeyen çileler
Bitmeyen savaşlar bitmeyen çileler
Paylaş: