Linet isimli müzisyen bir kızımız!
Tanımam, bilmem.
Medyadan öğrendiğimize göre bu kızımız Yahudi kökenli olduğu için konserine mani olmuşlar. Yetmemiş linç etmeye yeltenmişler! Neden? Gazze’deki kıyımdan sorumlu tutmuşlar! Yazık.
Türk’ün düşmanlarına hoşgörünün envaiçeşidinin gösterildiği bugünde dininden ötürü birisine söz söylemek en azından kendini bilmezliktir.
Üzeyir Garih bir gün bana, “Kaç neslinin mezarını biliyorsun?” diye sormuştu. Ben dedemin, anneannemle babaannemin mezarlarını biliyorum deyince gülmüş; “Benim bu topraklarda 500 yıllık mezarım var.” demişti. Elbette bizlerde kayıt denilen şey pek yenidir. Çocuk doğar, anne veya babası altı ay veya bir sene sonra nüfusa kaydettirir. Veya evdeki Kur’an-ı Kerim’in son sayfasına not düşer: “Kar yağarken veya Mehmet askere gittikten iki ay sonra Ayşe doğdu.”
Linet’in Yahudiliği aklıma getirdi.
Lozan yine gündemde! Lozan müzakereleri sırasında; Yahudi cemaati azınlıklara ait 42. maddeden “Bize azınlık demeyiniz” deyip azınlık haklarından feragat etmiştir. Yine Lozan müzakere heyetinde Hahambaşı Nahum Efendi’nin, Sami Günzberg’in, Munis Tekinalp’in bulunduğunu da unutmayalım. Yurttaşlara ayrım yapmadan insanca yaşanacak bir ülke olmak yerine itiş kakışa rağbet etmek kime ne kazandırır?
Sözü toparlarsak Yahudi olmak, Rum olmak, Ermeni olmak, Süryani olmak, Türk olmak bir kimliktir, bir şahsiyetliliktir. Ama önemli değildir. Önemli olan insan olmak ve Türkiye’yi vatan bilmektir. Linet kızımıza yapılanların bir daha tekrarlanmayacağına olan ümidimi hâlâ koruyorum. Linet’lerle, Lefter’lerle, Ara Güler’lerle, Fedon’larla, Kriton Curi’lerle, Bennar Nahum’larla, Jak Kamhi’lerle, Vitali Hakko’larla, Coşkun Sabah’larla ve daha niceleriyle bu ülkenin zenginleştiğini unutmayalım ve Linet’lere sahip çıkalım.
Biraz sevgi
23 Mayıs 2025, 21:57
Biraz sevgi
Paylaş:
