Bir süredir gündemi, Cumhurbaşkanı'nın ABD seyahati ve Trump ile görüşmesi, işgal ediyor. Ancak; ortada sağlıklı bilgiler mevcut değil. Her şey flu. Ne kadar çok şey verdiğimiz, aşağı yukarı belli. Ancak; ağızlara çalınan bir parmak bal ve şovmen Trump'ın çocukça, abartılı, ciddiyetten yoksun “övgü ve iltifatları dışında” alınan somut bir şey yok. Bu tablonun, “başarı” olarak dile getirilmesini, anlamak da mümkün değil. (Bu tablo, şahsen millî gururumu rencide etmiştir. Zafer denmiş, hezimet yaşanmıştır)
225 Adet Boeing almayı taahhüt ettik. Benim, 5 milyon evladım; ne işte, ne de eğitimde değilken, “Ev genci” diye tarif edilirken; 123 bin ABD’liye istihdam imkânı sağlıyoruz. Açıklamalara göre; 40 milyar doların üzerinde borçlanıyoruz. Sayemizde; emniyet problemi sebebiyle durdurulan üretim, yeniden başlayacak. Yaşanan 3 büyük kaza ve değişik hatalar yüzünden, itibar ve güven kaybı yaşamış Boeing'e hayat suyu vereceğiz. Hem de, bu firmanın, İsrail'in en büyük destekçisi olduğunu bile bile.
F-35 ile ilgili taleplerimiz kabul edildi mi? HAYIR. Edilecek mi? Kesinlikle HAYIR. Zira; Rum, Ermeni ve Siyonist Lobileri ile Türk Düşmanı, Yahudi lobilerinin temsilcisi, Trump'ın amiri, küstah, saygısız, Dış İşleri Bakanı, buna geçit vermez. Kongreden geçirtmezler. (Kaldı ki; bu konuda niçin ısrar ediyoruz. Çok pahalı. Çok kaza yapıyor. Başarısız. Katar Ve Suudi Arabistan’a yapılan saldırılarda, apaçık görüldü; Bir yararları olmadı. Kaldı ki; ipin ucu, devamlı ABD’nin elinde. Bu uçakları en önde gelen düşmanlarımızą: ABD, İsrail ve Yunanistan’a karşı kullanmamız imkânsız. Hemen bloke edilir.)
F-16 ile ilgili taleplerimizin kabul şansı var mıdır? Zannetmiyorum. Bugüne kadar olduğu gibi, yine sallayacaklar. Trump, yine tutmayacağı sözler verecek. Dostum Erdoğan Edebiyatı yapacak. “Bu ekip çok zeki”, “Bu kadar güzel insan Hollywod’da bile yok” diyecek.
Nükleer Anlaşma imzalanmış? Nedir, muhtevası nasıldır? Bilen yok.
Rusya'dan gaz ve petrol almamalıymışız? Trump isterse, Erdoğan bunu yaparmış? 20 yılda, 70 milyar metreküplük alım anlaşması imzalanmış? Tam 43 milyar dolarlık bir kazık. Zira Rusya'dan alınanın maliyeti 290 dolar. ABD’nin maliyeti 614 dolar. Tam bir soygun. Bu arada, Azerbeycan, Katar, Türkmenistan, vb. ülkelerin fiyatları da; ABD ile mukayese edilmeyecek kadar ucuzdur. Ayrıca; Rusya işini garantiye almıştır. Sistem “İster al, ister alma. Ama mutlaka öde” tarzındadır. Yani, taahhüt edilen alımın parası, mutlaka ödenecektir. Güvenilmez, İsrail uşağı, katliamların ve soykırımın bir numaralı suçlusu, (Nedense, Netanyahu'ya devamlı suçlamalar yağdırılır ama Trump'a toz kondurulmaz. Aksine, bu tipe, sık sık, nerede ise her cümlenin başında, “Dostum” diye hitap edilir.) Türk ve İslam düşmanı, ahlaki hasletlerden mahrum, Trump hatırına, niçin bu zararı yüklenelim?
CAATSA yaptırımı kalkacak mı? HAYIR. Zira gurur duyduğumuz, biran önce üretilmesi için devamlı dua ettiğimiz, KAAN'ı bu yolla engellemektedirler. Türkiye'nin hava kuvvetlerinin güçlenmesini arzu etmemektedirler. (İsrail ve Yunanistan yandaşı olarak.) Bize, uçak motoru satacaklar mıdır? HAYIR. Bu ne biçim dostluk ve müttefikliktir? (Ne gariptir ki, en azılı düşmanlarımız, başta ABD, İngiltere, Almanya, Yunanistan, vb olmak üzere, NATO üyeleridir.) Yerli motorun üretimi yıllar alacaktır. Bu arada, Endonezya'ya yapılan satış da riske girecektir. Ayrıca CAATSA'nın; Rusya, İran, Kuzey Kore ve Türkiye'ye olmak üzere, sadece 4 ülkeye uygulandığını bilelim. Çevre ve yeşil enerji düşmanı dostumuz Trump'ı ve Türk düşmanı, ABD’yi iyi tanıyalım.
Niçin; dereyi görmeden, paçaları sıvadık? Daha yola çıkmadan, ABD’ye çok büyük Gümrük avantajları sağladık? Karşılığında ne aldık? Hiç…
Heybeli Ada Ruhban Okulu'nu niçin açalım? Niçin, Barteleomosun “Ekumeniklik Oyunlarına” alet olalım? Niçin, bağrımıza çok tehlikeli bir yılanı sokalım? Niçin, Haçlı oyunlarına destek verelim?
PEKİ; Gazze, Ege'deki adaların silahlandırılması, Yunanistan’ın ABD askeri üsleri ile donatılması, Mavi Vatan, Kıbrıs, SDG, vize kuyrukları, nadir toprak elementleri gibi hayati konular konuşuldu mu? Bilmiyoruz. Zira; antidemokratik tek adam rejiminde, her şeye tek kişi karar veriyor. Kimseye danışmıyor. Kimseye (TBMM, kendi partisi, muhalefet, halk vs.) bilgi vermiyor. Ülke kaynaklarını fütursuzca harcıyor. (Hem içte, hem de dışta). Cıvık övgüler, Rahip Bronson olayı, Suriye zaferi, meşruiyet konusu, vs. hep yuvarlak laflar. Bu yüzden; Yandaş medya abartsa da, ABD medyası, bunlara yer vermiyor. (HalkBank davası dışında).
SONUÇ: ABD güdümünde bir Türkiye. Hep verici. ABD’de hep sömürücü. Ve gerçekleri gizlemek için uygulanan, baskı rejimi...
Bir parmak balın maliyeti...
3 Ekim 2025, 18:29
Bir parmak balın maliyeti...
Paylaş:
