Ahir ömrümüzün son demlerinde yıllarca üzüntü çekmek ülkemizin geleceğini ve torunlarımızın akıbetini düşünerek çile çekmek ve devamlı üzülmek mukaddermiş. Ne yazık ki bu iktidar yüzünden her yeni gün eskisinden daha kötü olmuştur, Türk tarihinin en sıkıntılı en başarısız dönemi yaşanmıştır.
-Her gün her saat her kanalda AKP ve MHP Genel başkanlarının sert suçlayıcı hakaret kin ve nefret dolu tehditkar ayrımcı konuşmalarını (mevcut başarısızlık tablosuna rağmen) övünmelerini dinlemekten;
-Hangi konularda ihtisas sahibi olduklarını ve sayısını bilmediğimiz kerametleri kendilerinden menkul saray danışmanlarının her konuda ahkam kesmesinden yargıya bakanlara ve bürokratlara talimat vermesinden;
-Muhalefet ve iktidara dalkavukluk etmeyenlere farklı fikirleri savunanlara karşı yürütülen hukuka aykırı anti demokratik siyasi ahlaka uymayan baskılardan, tutuklamalardan, tehditlerden, yüz kızartıcı transferlerden, sadece mesnetsiz iftira ve yalanlara dayanan zulümlerden fikir, ifade, inanç ve teşebbüs hürriyetleri ile can ve mal güvenliğinin yok edilmesinden “Ya rozet ya kelepçe” tehditlerinden yargının iktidarın emrine girmesinden;
-Yasakların, yolsuzlukların, yoklukların, yozlaşmanın, (milli, dini, ahlaki) tüm değerlerimizin dejenerasyonunun Türklüğe ve Hanefi inancına yapılan saldırıların (Şia, Vehabillik, Selefilik gibi) ehlisünnet dışı gruplara verilen desteklerin zirve yapmasından;
-Rüşvet, yolsuzluk, liyakatsizlik, kul hakkına tecavüz, şirk, torpil, lüks, israf, kumar, uyuşturucu, fuhuş, cinayet, kadına şiddet, mafya ve çetelerin akıl almaz boyutlara ulaşmasından;
-Tüm halkımızı perişan eden fakirlik, sefalet, işsizlik, hayat pahalılığı, gelir dağılımı çarpıklığı, vergi adaletsizliği (yandaşları sağlanan 700 milyar TL'lik vergi avantajları, çok yerden maaş ve ücret alanlar, yap-işlet soygunu, kur mevduat ve benzeri rezaletlerden) tablosundan, çöplerden sebze ve meyve toplayanları görmekten;
-Eğitim, sağlık, tarım, sanayi, dış itibar, velhasıl her alandaki trajik çöküşten, üniversitelerin ilmi yayını olmayan, yurtdışı periyodiklerde yazısı bulunmayan ya da hiç atıf yapılmayan liyakatsiz rektörlere teslim edilmesinden;
-İktidarın halktan kopuk olmasından, vatandaşın derdi ile ilgilenmemesinden, koltuğu bırakmamak için teröristlere ve bebek katiline bile taviz vermesinden, DEM partinin dümenine girmesinden, bunların küstahça talep ve konuşmalarına karşı çıkmamasından, tamamen ABD'nin talimatlarına göre hareket edilmesinden, milli bütünlüğümüzün çok ciddi bir tehlikeye maruz kalmış olmasından, Suriye'de terör devletine göz yumulmuş olmasından, aslında bir Ermeni örgütü olan PKK’nın Kürtlerin temsilcisi olarak kabul edilmesinden, Türk ve İslam düşmanı, İsrail uşağı, megaloman Trump’a tavizler verilmesinden, soykırım yapan İsrail'e karşı sadece laf üretilmesinden (Elbette tüm Türk ve İslam dünyası aciz pısırık şahsiyetsiz hali ile utanılacak durumdadır. Tam anlamı ile köledir.)
-Sömürge Valisi rolü oynayan terör koordinatörü ABD büyükelçisinin hala istenmeyen adam ilan edilip kovulmamasından;
-İktidarın devamlı olarak yüce dinimizi istismar etmesinden, başta gençlerimiz olmak üzere halkımızı dinden soğutmasından, (Dindarım diyenlerin sayısı %52'den %46'ya inmiş, Ateistim diyenler %2'den %8'e çıkmış) (Nihayet o koltuğa layık olmayan ailece lüks ve seyahat düşkünü, kul hakkını hiçe sayan, yakınlarına pervasızca torpil yapan, müsrif, sadece iktidara hizmet eden diyanet işleri başkanından kurtulduk. Kendisini Rabbimize havale ediyoruz.)
-Mala mülke doymayan, her biri servet sahibi, milyonlarca kardeşimizi köle gibi istismar eden, çoğu bir dış gücün emrinde, din baronlarının kamu kaynaklarını hortumlamasından, devlet kadrolarını istila etmesinden, cenneti pazarlamalarından, çoğu aile fertlerinin yönetiminde olan vakıf ve dernekleri, aktarılan kaynakları okumaktan
-Yeşil alanlarımızın, tarım topraklarının, su havzalarının, kıyılarının tüm su kaynaklarının maden ve benzeri bahanelerle yandaşlara peşkeş çekilmesinden, yok edilmesinden, ağaç katliamlarından, zehir saçmalarından hak sahiplerine yapılan baskı ve zülümlerden, mülki amirlerin iktidar mensuplarının, emir komutasına girmesinden parti devletine dönüşmüş olmaktan,
-Gerçek amacı AKP Genel Başkanı'nın saltanatının devamını sağlamak, bunun için DEP’i kullanmak olan “TBMM Milli Dayanışma Kardeşlik ve Dayanışma Komisyonu” yutturmacasını izlemekten bıktık usandık tükendik.
Bıktık, usandık, tükendik
Bıktık, usandık, tükendik
Paylaş: