Dünya örnekleri ve Türkiye’nin kendi tecrübeleri gösteriyor ki, bir çatışmanın sona ermesi, sürdürülebilir bir barışın gerçekleşmesi demokratikleşme olmadan sadece sembolik silah yakma ve iyi niyet çağrıları ile mümkün olmuyor. Çünkü barış ile demokratikleşme birbirinden ayrı düşünülemez. Türkiye’de toplumsal barışın kalıcı hale gelmesi, terörün bitmesi kadar demokrasinin toplumu kapsayıcı olmasına bağlıdır. Barışın gerçek zemini, sadece müzakere masalarında değil, hukukun üstünlüğüyle, eşit yurttaşlıkla ve şeffaf yönetişimle birlikte kurulabilir. Demokratikleşmenin merkezde olmadığı bir barış süreci, Türkiye için sürdürülebilir bir çözüm değil, sadece her an kopmaya hazır bir dönem olur.
Barış süreçlerinde öncelikle silahların susması elbette önemlidir. Elde silahla barış masasına oturulmaz. Ama tek başına yeterli değildir. Bu sadece çatışmanın görünürde bitmesidir. Adalet, eşitlik ve kapsayıcılık gibi demokratik temellerin eksikliği devam ederse barışın altı boş kalır, siyasal düzene duyulan güven zayıflar. Türkiye’nin kendi deneyimi de bunu gösteriyor: Çatışmaların kökeninde büyük ölçüde demokratik açıklar yatıyor. İnsanların gündelik hayatlarını ve aidiyet duygularını şekillendiren sorunlar çözülmeden Ne oluşturulan müzakere masaları ne T.B.M.M çatısı altında kurulan komisyonlar kalıcı bir çözüm üretemez. Bunun için yapılacaklar açıktır: Türkiye’de demokratikleşmeyi, tek devlet ve tek bayrağı merkezine almayan bir barış süreci yüzeysel kalır ve kısa sürede kırılır.
Türkiye'nin cumhuriyetten önce başlayan en az 200 yıllık bir demokratikleşme süreci ve deneyimi var. Bu işe yeni başlamıyoruz. Yapmamız gerekli olan yıpranmış demokratik kurumların güçlendirilmesi, denge denetleme mekanizmalarının işler hale getirilmesidir. Çok partili demokratik gelenek, kamusal tartışma kültürü, secimler, mitingler, protesto amaçlı gösteriler Türkiye’nin siyasal hafızasına kazınmış durumda. Yani bugün verilecek demokratikleşme mücadelesi sıfırdan başlamıyor; tersine, köklü ama yıpranmış bir mirası yeniden canlandırmak üzerine inşa ediliyor. Türkiye siyasetinin demokrasiye inanması ve kendi kısa siyasi ve bireysel çıkarlarını, uzun vadeli toplumsal barışın önüne koymaktan vazgeçmesi gerekiyor.
Türkiye’nin hüsranla biten barış süreci denemeleri oldu. Toplumun bilgilendirilmediği, bilmediği için katılmadığı bu denemeler başarısız oldu. TBMM sürece neredeyse hiç dâhil edilmedi. Barış, yalnızca siyasi iktidar elitleri ile yapılan bir pazarlık değil; toplumsal bir sahiplenme meselesidir. Bu nedenle bugün kurulan yeni Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, her kesimden halkın surece katılımını sağlayarak çalıştırılırsa soruna çözüm için farklı bir bakış açısı oluşturulabilir.
Demokratikleşme olmadan barış olmaz; ama demokratikleşmenin de en sağlam dayanağı hukukun üstünlüğüdür. Türkiye’de yargının bağımsızlığına, adaletin tarafsızlığına ve temel hakların korunmasına dair yıllardır biriken sorunları yok sayamayız. Bir tarafta eşit vatandaşlık, demokratikleşme konuşurken diğer tarafta iktidara anayasal çerçeve içinde muhalefet edenlere, gösteri hakkını kullananlara, ana muhalefetin yerel yöneticilerine, diyanet işleri aracılığı ile kadınlara ayrımcılık yapılmasına sessiz kalamayız... Bugün toplumun geniş kesimlerinde adalete olan güvenin sıfırlaması, sürecin önündeki en ciddi engellerden biridir.
Barışın kalıcı olabilmesi için Türkiye’nin yeniden bir hukuk devleti olduğunu hatırlaması şart. Bunun için sadece demokratik kurumlarda reform yapmakla kalmamalı, istisnasız bütün kurumlar demokratik denetime tabi olmalı, siyasetçiler görevlerini yasal çerçeve içinde kalarak yapmalı hesap verebilir olmalı, mahkemeler bağımsız ve erişilebilir çalışmalıdır. Ancak bu temeller üzerine inşa edilen bir barış süreci, her iki tarafta da var olan toplumsal güvensizliği azaltır ve devletin meşruiyetini güçlendirir. Eğer her iki taraf niyette samimi, hedefte ortak iseler yol haritası bellidir... Gerçek barışın sigortası, hukukun üstünlüğüdür. Unutmayalım ki barış dar pazarlıklarla değil, toplumsal kabul ve ortak sahiplenme ile yaşatılır.
Barış süreci
Barış süreci
Paylaş: