Yumurta sektörünün önemli isimlerinden Bedri Girit, sözünü sakınmayan bir başkan olarak bilinir. Piyasanın kılcal damarlarını avucunun içi gibi bilir ve bilimsel anlamda da işine hakimdir. Ekiz Yumurta’nın temsilcisi olarak uzun süredir Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanlığını yürüten Bedri Girit’i Zeynep Gürel ile ziyaret ettik, Türkiye’nin “büyüme modeli” olarak benimsediği ihracatın bugünkü durumunu ve tavukçuluk ile yumurta sektörünü sorduk...
İhracatçının sıkıntılarını sektörel ve genel anlamda sürekli dile getiriyorsunuz, ne yaşıyor şu an Türkiye’nin ihracatçısı?
Biz eskiden ihracat yaparken birinci hedefimiz para kazanmaktı, pazarlarımıza hakim olarak bu pazarları genişletmekti. Ama şimdi birinci gündem maddemiz, mevcudu korumak haline geldi. Çünkü pazarımızı geliştirmek için ihtiyaç duyduğumuz enstrümanlardan mahrum durumdayız. İhracat, sadece ihracatçının hedefi olmamalı; devletin de ihracatı geliştirme hedefi ve politikası olmalı. Şu anda bir bakanlığın getirdiği regülasyonla bir diğer bakanlığınki çelişebiliyor, o durumdayız. Örneğin bir bakanlık süt tozu üretimini teşvik eden kararlar alırken bir diğeri süt tozu ihracatını yasaklıyor. Süt tozunun iç piyasamızda bir karşılığı yok, belli ki biz bunu ihraç etmek için üretiyoruz. Bir diğer sıkıntı, ihracatçı olsun olmasın tüm firmalarımızın ortak sorunu olan finansmana erişim. Eximbank’ın kaynakları sınırlı, diğer bankaların kredi çekmek istediğimizde önümüze koyduğu faiz rakamları da ortada. Üstelik enflasyon ile paralel gitmediği için sıkıntı yaratan bir kur baskısı ile karşı karşıyayız. Geçen yıl dolar ile sattığınız ürünün fiyatını bu yıl neden artırdığınızı bir yabancıya açıklayabilmeniz çok zor. Çalışanlarınızın maaşlarını açıklanan enflasyonun üzerinde artırmanız gerek, çünkü onlar da fiyat baskıları karşısında zorluk yaşıyorlar. Eskiden zam oranı belirlenirken bir taraf mutlu, diğer taraf mutsuz olurdu; son dönemde pek çok işverenin de mutsuz olduğunu görüyorum.
Yumurta ihracatında Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu kesintisinin kaldırılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tavuk yumurtasında kilogram başına 1,5 dolar tutarındaki bir kesintiydi bu. Bu kesintinin kaldırılması bizi sevindirdi. Bu kararı yalnızca bir mali yükün kaldırılması olarak değil, aynı zamanda sektörümüzün önünü açacak, ihracatçılarımıza nefes aldıracak stratejik bir adım olarak değerlendiriyorum. Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu kesintisinin uygulandığı dönemde bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 60 oranında ihracatta düşüş görülmüştü. Şimdi bu açığı kapatacağız. Ayrıca geçici olarak uygulandığına inandığımız kota sisteminin de kalkmasını bekliyoruz.
Ekiz Yumurta’yı biraz anlatır mısınız? İhracat pazarlarınızı hangi ülkeler oluşturuyor? Ürün ve iş geliştirme faaliyetlerinizden söz eder misiniz?
Evet, raf ömründen ötürü çok uzağa gidemiyoruz gıdada. Ekiz yumurta olarak Ortadoğu ve özellikle Körfez bölgesinde ciddi hakimiyetimiz olduğunu söyleyebilirim. Irak önemli bir müşterimiz. Diğer Körfez ülkelerine de ihracat yapmaktayız. Ayrıca İtalya başta olmak üzere Avrupa ülkelerine de ihracat yapıyoruz. İç piyasada da çok güçlüyüz. Prensip olarak hiçbir zaman hayvansal yem kullanmıyoruz. Ar-Ge’ye büyük önem veriyoruz ve bu alanda ciddi çalışmalarımız var. İyi tarım uygulamalarına ağırlık veriyoruz.
İklim konusuna sürekli vurgu yapıyorsunuz; şu anda tavukçuluk sektörü açısından durum nedir? Nasıl etkiler yaşanmakta?
Bugün artık hangi ürünün veya hangi canlının nerede ve nasıl yetişeceği konusunda iklim unsuru belirleyici hale geldi. İnsanoğlu şimdi buna her zamankinden daha fazla dikkat etmek durumunda.Ama maalesef böyle olmuyor. Bizim sektörümüzde tavukların biogüvenlik açısından dip sularını içmesi gerekiyor, çünkü bakteri olmaması lazım. Karpuz yetiştirirken dereden çektiğiniz suyu kullanabilirsiniz, karpuz osmoz prensibiyle o suyu hücrelerinde süzerek kullanır. Ama tavukta durum farklı, tavuk çamurlu bir su içtiğinde doğrudan sindirim sistemine karışıyor. Ben bu işe başladığım yıllarda biz 20-30 metrelerden temiz dip suyu çıkarırdık; ama şimdi 150 metreye kadar insek de temiz dip suyu bulamıyoruz. Su konusunda Bakanlığın çok ciddi manada önlemler alması ve adım atması gerekiyor.
Değişik yumurta çeşitleri var, organik ve gezen tavuk yumurtası gibi. Bu ürünlerde ne gibi farklılıklar oluyor?
Yumurtada en önemli kriter tazeliktir. Taze bir yumurta lezzetli ve besleyicidir. Gezen tavuk yumurtası muhteviyat olarak büyük bir fark yaratmaz; tavukların kümeslerde bir arada bulunması onların doğası gereği bir durum. Bu salonda elli tavuğu serbest bıraksak, hepsi birden bir odaya gidip bir arada duracaklardır. Piyasada sirkülasyonu daha fazla olan yumurtaların tazelik oranının daha yüksek olacağını söyleyebiliriz.
Türkiye’de üç konuda düzenleme yapmak isteseniz bunlar neler olurdu?
Bizim için tabii ki en önemlisi hukuk sistemidir. İkincisi ekonomide güven ve istikrarı sağlamak adına adımlar atmaktır ki güvenilir bir hukuk sistemi, zaten ekonomide de güven ve istikrarın altyapısını oluşturur. Üçüncüsü ise eğitim olacaktır. Hukuk ve eğitim sistemlerimiz düzgün işlemeli. Biz fakir ama mutlu bir ülke de olabiliriz; ancak zengin ama mutsuz olmak daha kötü bir şey olsa gerek.
Bakanlıkların uygulamaları birbiriyle çelişiyor
Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Zeynep Gürel’e yumurta üretimi ve ihracatı konusunda açıklamalarda bulundu.
Paylaş: