.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Aziz Aktaş, “transfer aracı” olarak kullanılıyor

Okuma Süresi: 5 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Aziz Aktaş, “transfer aracı” olarak kullanılıyor
Aziz Aktaş, “transfer aracı” olarak kullanılıyor
Paylaş:
Gazeteci Yazar Murat Kışlalı, GÖZLEM’in ülke gündeminin başında gelen olay ve gelişmelerle ilgili sorularını cevapladı.

GÖZLEM – Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu başta olmak üzere Aydın’da CHP’li Söke, Sultanhisar, Yenipazar, Gaziantep’te Şehitkamil, Yalova’da Altınova belediye başkanları CHP’den AKP’ye geçti. Bunların yanısıra AKP’ye İyi Parti’den Isparta Yalvaç ve Aksaray Yeşiltepe belediye başkanları ile bağımsız Bozkurt belediye başkanı da geçti. Ana muhalefet CHP ve İyi Parti ne yapmalı?
K – Bir defa samimi olmalılar. Hem CHP, hem İYİ Parti’de bu işin bu noktalara varacağının önceden bilindiği anlaşılıyor. Buna karşın “transferler” ayyuka çıkınca samimi olmayan aşırı tepkilerin konuya uzak seçmenleri etkilemeye dönük olmaktan başka fazla bir faydası yok. Durumun ciddiyeti önceden tespit edilmişti. Niçin zamanında buna ilişkin karar alınmadı. Aydın’da CHP siyasetini 2002’den bu yana giderek artan bir şekilde Özlem Çerçioğlu’nun şekillendirdiği biliniyordu. İki dönem milletvekilliğinin üzerine 2014’den itibaren büyükşehir belediye başkanı olarak 4 dönem belediye başkanlığı çok uzun bir süre. Bu kadar zamanda yozlaşmanın olabileceği de belli. Özgür Özel gibi partideki her gelişmeye hâkim olmak isteyen bir genel başkanın “konuşulanlardan” haberdar olmaması mümkün değil. Sonuçta Çerçioğlu son olarak onun genel başkanlığı döneminde tekrar Aydın’dan aday gösterildi ve seçildi. O süreçte Erdoğan’ın başta CHP’li olmak üzere muhalif belediyelere dönük saldırısı henüz başlamamıştı ama yine de bu “bilinen başıbozukluk” ile CHP’nin yeni yönetiminin ilgilenmesi gerekirdi. Bundan sonra yapılması gereken, bir aparat olarak kullanılan Aziz İhsan Aktaş başta olmak üzere açığı olması ve üzerine gidilmesi muhtemel belediyeler ile ilgili tespitlerin doğru yapılıp, bu belediyelerin başkan ve yöneticileriyle beraber çalışılarak, istifa da dahil parti bünyesinde bir “temiz eller” operasyonuna girişmek. İktidarın saldırılarına “ön almak”. Önlemleri belirlemek ve buna uygun tasarrufta bulunmak. Özgür Özel, Eskişehir’de 25 yıl belediye başkanlığı yaptıktan sonra son yerel seçimlerde aday göstermediği Yılmaz Büyükerşen için “Yılmaz Hoca’nın bundan sonra bir eli Eskişehir’de, bir eli ülkemizdeki tüm sosyal demokrat belediye başkanlarımızın üzerinde olacak. Birlikte çalışmaya ve engin tecrübelerinden yararlanmaya devam edeceğiz” demişti. İşte bu “operasyon görevi”ni hayata geçirmek için de bundan daha uygun bir dönem olamaz. Tabii tüm bunlar bir tarafa, her belediyede bu tür usulsüzlük ve yolsuzlukların olabileceği, ancak bu muhalif belediyelere ilişkin saldırının esas nedenin Erdoğan’ın CHP’yi ve muhalefeti sindirme, ele geçirme, istediği gibi şekillendirme amacı olduğu unutulmamalı. Öyle olmasa, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yaptırdığı çalışmanın gösterdiği gibi, Aziz İhsan Aktaş’ın tüm belediye ve kamudan aldığı 594 ihaleden sadece CHP ile ilgili olan 121’ine değil, AKP’li belediyeler ve kamudan alınan 473 ihale ile ilgili de inceleme, soruşturma başlatılması gerekirdi.
GÖZLEM – 23 yıldır CHP’de milletvekili ve belediye başkanlığı yapan ve Aydın’da CHP’nin siyasetini belirleyen Özlem Çerçioğlu, AKP’ye katılım töreninde “...yargılanmaktan hiçbir zaman korkmadım. Alnım ak, başım dik. Bundan sonra sizlerle ve sayın cumhurbaşkanının himayesinde AKP çatısında hizmet etmeye devam edeceğim” dedi. Tutuklu gazeteci Fatih Altaylı, Özgür Özel’in kendisine “AKP’ye geçerse kocasının şirketini kurtarma sözü almış. Üzerinde 20-23 dosya varmış. İhsan Aktaş ile ilgili” dediğini aktardı. Özel, Erdoğan'a da "Bu mertlik mi? Yazıklar olsun" sözleriyle tepki gösterdi. CHP’li Belediye Başkanlarına, “benzer baskılarla partilerine katılmaları için baskı yapıldığı” iddiası yaygınlaştı, ne diyorsunuz?
K – Cumhuriyet’ten Barış Terkoğlu, CHP’nin Aydın siyasetindeki önemli isimlerinden birine dayandırdığı yazısında “CHP yönetiminin Aydın’a Çerçioğlu’nu ikna etmeye geldiğin anlattı. ‘Bir süredir AKP ile temasta olduğunu biliyoruz. Maalesef Aziz İhsan Aktaş’a ihaleler vermiş. Hakkında dosya açılmış. Bir süredir bekliyormuş.  Dosyada harekete geçildiğini şahsen gördüm. Savcılık yazılar yazmaya başladı. Özlem Hanım telaşlandı. ‘Bana da mı geliyor?’ dedi. Bir belediye başkanı arkadaşımıza ‘Ben 6 metrekarede vakit geçiremem’ demiş” diye yazdı. Sonuçta CHP’li Ensar Aytekin’in söylediği gibi “Topuklu Efe zoru görünce topukladı”, kendini sıfırladı, yaşadığı Aydın’da halkın arasına tekrar nasıl çıkacak? CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da hakkında tam 171 konudan soruşturma izni verildiğini belirterek “Ankara’dan birileri AKP’ye geç kendini kurtar’ dediler. ‘İşim olmaz’ dedim” dedi. Buradan da baskıların olduğu ve arttığı anlaşılıyor. Böylece iktidarın, doğrudan itirafçılara dayanarak belediye başkan ve çalışanlarını içeri alıp, onları da itirafçı yaparak baskıyı arttırmayı izleyen stratejisinin yanına, son Aydın “transferlerinde” görüldüğü gibi, belediye başkanlarını haklarındaki iddiaları kullanarak tehdit edip, AKP’ye transfer olmaya zorlamayı eklediği anlaşılıyor.
GÖZLEM – MHP lideri Devlet Bahçeli, belediyeleri hedef alan soruşturmalara ilişkin "Türkiye'nin ağırlaşan hukuki davalardan süratle kurtulması, sonuçta adaletin eksiksiz tecellisi sağlanmalıdır" diyerek “Bir an evvel tamamlanmalı” çağrısı yaptı. AKP iktidarı ise, “böyle” düşünmüyor; ne diyorsunuz, ne olacak?
K – Hiçbir şey olmaz. Bahçeli bu sözlerinde ne kadar samimi bilmiyorum. Ama daha önceden de İmamoğlu’na ilişkin benzer ifadeler kullanmıştı. Samimi olsa dahi, bu ifadeleri hiç şüphesiz kısmen de bu operasyonlara dönük iktidar tabanındaki soru işaretlerini, memnuniyetsizliği, haksızlık, adaletsizlik algısını biraz olsun hafifletmeyi amaçlıyor olsa gerek. Ancak bu isteğinden, talebinden hiçbir sonuç çıkmayacak. Çünkü Erdoğan girdiği bu yolda, sırf Bahçeli dile getirdi diye en önemli stratejisinden vazgeçecek değildir.
GÖZLEM – Orman Yangınları ile baş edemiyoruz; Çanakkale – Tekirdağ bağlamı hâlâ yanıyor… Yıllardan beri doğal sorunların başında geliyor, orman yangınları… Vatandaşlar soruyor; “Neden?” diye… Haksızlar mı?
K - Haklılar. Bu yangınların böyle zarar vermesinin en önemli nedeni liyakatsızlık. Rant yerine kamu yararı gözetilse yangınlar çıkar çıkmaz önlenebilir, ya da çok daha düşük zaiyatla söndürülebilir. 45 yılda 600 yangına müdahale eden yangın söndürme pilotu Suat Al her seferinde açıklıyor. Yapılması gereken “yabancı pilotlarla uçak kiralamak” yerine “devlet memuru Türk pilotlarla OGM veya THK uçaklarını kullanmak”. THK’ye yangınla mücadelede dünyanın en iyi uçağı olarak kabul edilen CL-415’lerden almak. Bunları yangınların çok etkili olduğu Çanakkale, İzmir, Antalya, Muğla ve Gaziantep illerinde özellikle yangın dönemlerinde konuşlandırmak. Suat Al “Önemli olan erken müdaheledir. ‘Duman var’ anonsu yeterlidir, hemen kalkarsın, alevlere dalarsın ve alevler seni değil, sen alevleri yutarsın” diyor. Bu uçakları satın almak için kaynak da var. OGM’nin 2025 bütçesinin sadece yüzde 38’i kullanıldı. Sayıştay OGM’nin Savunma Sanayi Fonu’na 8 yılda ödediği 347,7 milyon dolar karşılığında hiçbir ekipman alınmadığını tespit etti. Alın size tanesi 35 milyon dolardan 10 adet CL-415 uçağı. Gazeteci Yılmaz Özdil de gece görüşü olmayan mevcut uçaklar yerine, bir Türk mühendisin gece de dahil yangınlara iki saat içinde müdahale edebilecek hale getirilmesini sağladığı ve “yangına 30 metre yükseklikten 20 bin litre su boşaltabilen” TSK’nın mevcut 10 nakliye Airbus’unun kullanılmasını önermişti. Ama muhtemelen bir “rant” sağlamadığı için bu öneriler yine dikkate alınmayacak.
GÖZLEM – Fenerbahçe Kulübü, 2025 yılı ilk 6 ayında “764 milyon 627 bin 102 TL zarar edildiğini” açıkladı. Geçen yıl aynı dönemde ise “2 milyar 149 milyon 86 bin 389 TL kâr” elde edilmişti. Bu tablo ortada iken, Fenerbahçe yönetiminin “Osimhen gibi çok pahalı transferlerin peşinde olması” nasıl izah edilebilir?
K – Ali Koç’un ne olursa olsun Fenerbahçe’yi bir kez şampiyon yapmadan görevden ayrılmak istememesiyle. Artık böyle bir maddi gücü olan bir başkan olarak Fenerbahçe’yi şampiyon yapmadan başkanlığı bırakmayı hazmedemez.

++++++