İzmir Alsancak’ta İZELMAN tarafından işletilen bazı otoparkların, pilot uygulama kapsamında konut sahipleri ve işyerlerine tahsis edilmesi sessiz ama büyük bir sorun yaratmış durumda.
Uygulamanın yapıldığı bölge, uzun yıllardır otopark sıkıntısının kronikleştiği, iş hayatının son derece hareketli olduğu bir merkez. Buradaki otoparklar her ne kadar yetersiz olsa da, gün içinde birkaç kez devir yapan yapılarıyla en azından sınırlı da olsa bir çözüm sunuyordu.
Yeni uygulamayla birlikte bu denge tamamen bozuldu. Artık Alsancak’ta söz konusu bölgede acil bir işi olan bir kişinin araç park etme şansı neredeyse yok. Bölgeye yakın kapalı otoparklar hem pahalı hem de çoğu zaman dolu.
Belediyenin yaklaşımı tıpkı eğitimde okulları kapatarak sorunu çözdüğünü düşünenlerin mantığına benziyor. Üstelik tahsis edilen bu park yerleri de günün büyük kısmında boş kalıyor. Konut sahipleri işlerine gittiklerinde, otopark alanları atıl durumda duruyor. O sırada bölgede işi olan vatandaşlar ise sokak sokak dolaşarak otopark arıyor.
Bu da uygulamanın kent yaşamına katkı değil, net bir yük getirdiğini gösteriyor. Oysa dünyanın pek çok kentinde otopark sorunu, yeraltı otoparkları, deniz altı otoparkları ve çevrede oluşturulan geniş transfer alanlarıyla çözülüyor. Üstelik otopark işletmeciliği kârlı bir sektör olduğundan, bu yatırımlar belediyeye ek yük oluşturmadan Yap-İşlet-Devret modeliyle kolaylıkla hayata geçirilebilir.
Belediyelerin eksik kaldığı nokta, soruna pratik ve gerçekçi yaklaşmak. Bu eleştiriler sürerken bir başka konu da gündemde: Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın Buca metro hattını Alsancak’a, oradan da yer altından Bostanlı’ya uzatma hedefi. Ayrıca Alsancak bölgesine araç girişini yasaklamaktan söz ediyor. Bu iddialı projelerin hayata geçebilmesi için kapsamlı hazırlık yapmadan ilerlemek mümkün değildir.
Araç girişinin sınırlanması için öncelikle periferide geniş otopark alanları kurulmalı, eş zamanlı olarak şehir merkezine hızlı ve kolay ulaşım sağlayan raylı sistemler planlanmalıdır. Ayrıca merkezde acil işler için “yarım saati geçmeyecek” park alanları oluşturulması da ihtiyaçtır.
Konut sahipleri için deniz veya yer altında yapılacak otoparklar da vurguladığımız gibi aynı şekilde fizibil bir yatırımdır. Yanı sıra Başkan’ın “Bostanlı’ya kadar deniz altı tüneli” söyleminin ham bir proje olduğunu belirtelim. Bu proje, hem büyük maliyettir hem de yetki alanı açısından Büyükşehir Belediyesi’nin kapasitesini aşmaktadır.
Çevre ve Ulaştırma Bakanlığı başta olmak üzere merkezi yönetimi de ilgilendirir. Üstelik faydası da çok tartışmalıdır. Alsancak tarafında zaten sıkışık olan trafik felç olur. Hani bir ucu Narlıdere olursa da, Karşıyaka’dan gelenler şehir merkezine ya da çevre yoluna yönelirse trafik tam kilit hale gelir, sadece Çeşme dışında pek bir işlevi olmaz. Bu da anlamsız bir masraftır.
Neticede “seçmene selam” niteliğinde yorumlanması mümkündür. Sonuç olarak, Alsancak’taki pilot uygulama çözüm getirmek yerine yeni sorunlar üretirken, büyük projeler de doğru planlama yapılmadıkça birer hayal olarak kalmaya mahkûm görünüyor.
Alsancak’ta otopark uygulaması: Çözüm diye sunulan yeni bir sorun
28 Kasım 2025, 20:39
Alsancak’ta otopark uygulaması: Çözüm diye sunulan yeni bir sorun
Paylaş:
