Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

AKP ve MHP’nin hedefi 400 milletvekiline ulaşmak

Okuma Süresi: 5 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
AKP ve MHP’nin hedefi 400 milletvekiline ulaşmak
AKP ve MHP’nin hedefi 400 milletvekiline ulaşmak
Paylaş:
Gazeteci Yazar Murat Kışlalı, GÖZLEM’in ülke gündeminin başında gelen olay ve gelişmelerle ilgili sorularını cevapladı.

GÖZLEM – PKK’nın “fesih kararı” sizi tatmin etti mi?
K –PKK 12. Kongresi’nin sonuç bildirgesinde “PKK’nın Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme noktasına getirdiği, bu yönüyle PKK’nın misyonunu tamamladığı” ifade ediliyor. Yani PKK’nın fesih kararı “örgüt başarılı olduğu” için alınmış. Kongrede konuşan örgüt liderlerinden Duran Kalkan kararı “...sonlandırıp bitirme değildir bu, çok daha güçlü ve iddialı biçimde yeni çıkışlar, kuruluşlar için ön açma, zemin oluşturma” diyerek açıkladı. Bildirgede bu “ön açılacak, zemin oluşturacak yeni çıkışlar, kuruluşlara” ilişkin “ipuçları” içeren ifadeler yer aldı: “Partimiz PKK kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’ndan alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı.” Bildirgede “Ortak vatan Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifi” Kürt sorunun çözüm çerçevesi olarak gösterildi. Bunlara göre hedefin Lozan’ın iptal edilmesi ve yeni bir anayasa yapılması olduğu açık. PKK’nın feshiyle eşanlı Lozan’da kurulan Kürt Enstitüsü’nün hedefi de “Kürt ulusunun kendi kaderini tayin etme”. Erdoğan’ın başdanışmanı Mehmet Uçum da “yeni anayasa”nın işaret fişeğini “...terörsüz Türkiye’ye geçişi takiben yeni anayasa başta olmak üzere kapsayıcı reformların yapılmasıyla tamamlanacaktır” ifadeleriyle atmıştı. Dikkat edin “anayasa değişikliği” değil, “yeni anayasa.” Buna göre sırada Anayasa’nın Kürt kimliğini ifade edecek şekilde “yenilenmesi” ve hatta Türkiye’nin Kürtlere soykırım yaptığının dünyada çeşitli parlamentolarda kabul ettirilmesine kadar gidecek gelişmeler var. AKP-MHP ittifakına DEM’in de eklenmesi ve AKP’nin titizlikle yürüttüğü milletvekili transferlerinin devam etmesiyle iktidar Meclis’te Anayasa’yı referandumsuz değiştirecek 400 milletvekili sayısına ulaşmaya çalışıyor.

GÖZLEM – Ekrem İmamoğlu hapisteyken, ellerinde 50 bin şehidin kanı olan Öcalan’ın serbest bırakılma atağını nasıl değerlendiriyorsunuz?

K – AKP’nin anayasa değişikliğine dönük çabalarıyla beraber bu açılımın en önemli unsurlarından birisi de Öcalan’a ve yüzlerce teröriste uzun vadede af getirecek düzenlemelerin planlanması. PKK fesihte silahların teslimini “Söz konusu kararların uygulanması Önder Apo’nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir” şartına bağlıyor. Buna göre Apo’ya ilk etapta İmralı’da bir villa ve sekreteryası için gerekli imkânlar tanınacağı, daha sonra da uzun vadede “umut hakkı” gibi bir düzenleme ile salıverileceği anlaşılıyor. Ayrıca bu kapsamda hem Türkiye’de yatan teröristler hem de yurtdışındakilerin infaz yasası değişiklikleri kapsamında affedileceği, büyük kısmının Türkiye ya da Suriye’de kalacağı, çok üst düzeydekilerin de anlaşılacak diğer ülkelere gönderileceği öngörülüyor. Hal böyleyken, “terörün sıfırlanması” sonucu DEM ile “kent uzlaşısı” gerekçesi ortadan kalkar da Ekrem İmamoğlu ve bu nedenle içeride tutulan diğer belediye başkan ve görevlileri ve hatta Can Atalay, Osman Kavala gibi diğer muhalifler de serbest bırakılır mı? Bu olursa, Erdoğan bu “yeni açılımın” faydalarını hakikaten konsolide edebilir, muhalefette “Adam haklıymış, ortamı bir anda düzeltti” dedirtebilirdi. Ama bu olur mu? Olmaz. Çünkü milletvekilleriyle kahvaltı buluşmasında dediği gibi “Bu süreçte iki hassas konumuz var. Biri terörsüz Türkiye, diğeri İBB’deki operasyon.” “İBB’deki operasyon” da sadece Cumhurbaşkanlığı seçimindeki rakibini elimine etmek değil, aynı zamanda başta Kanal İstanbul olmak üzere İstanbul’un ve Türkiye’nin rantını maksimize etmek, bekasını koruyabilmek. Öte yandan DEM ve PKK da “demokrasi” diyor ama iş içeridekilerin salıverilmesi konusuna gelince kendilerininki hariç elle tutulur bir çaba göstermiyorlar. Bu CHP’nin Van mitingine destek vermemelerinden de bariz şekilde belli oldu.

GÖZLEM – PKK’nın fesih açıklaması sonucunda terör biter mi?
K – Terör bitmeyecek bilakis Türkiye’nin güneyinde Suriye’nin kuzeyinde YPG adı altında devletleşecek. Terör bitme noktasına AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında gelmişti. Daha sonra özellikle ilk açılım süreci ve onun yarattığı tepki sürecinde şiddetlenerek arttı. AKP döneminde 3 bin 367 şehit verildi. Erdoğan’ın PKK’nın feshine ilişkin “Bu açıklamayı Kuzey Irak’la birlikte Suriye ve Avrupa başta olmak üzere örgütün tüm uzantılarını da kapsayan bir karar olarak değerlendiriyoruz” diyor ama bu sözler de zaman içinde unutulacak. Zaten PKK’nın feshinin Suriye’deki YPG ile hiçbir ilgisi olmadığını en açık şekilde DEM Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çavdar “YPG adı Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısında yok. Bugüne kadar hiçbir açıklamada ‘YPG Kongresini toplasın, kendini feshetsin, diye bir şey yok. ...Suriye’de apayrı bir süreç yürüyor. Kamışlı’da daha yeni bir kongre yapıldı” ifadeleriyle söyledi. Bu fesihle PKK’nın pek çok üyesi ileride Kürt devletini oluşturacak ve şimdiden federasyonlaşma yoluna giden Kuzey Suriye’deki YPG yapısı altına girdi. Yapılan açıklamalara göre PKK silahlarını gömecek ve bu süreci MİT takip edecek. Ancak PKK’nın silahının sayısı, yeri belli mi? Sonuçta kesinlikle tüm silahlarını teslim etmeyecek, ya kendi bildiği şekilde saklayacak ya da doğrudan YPG’ye veya diğer kendini feshetmeye KCK şemsiyesindeki örgütlere verecektir. Bunun da ötesinde bildirgede “öz savunmamızı güçlendirin” denilerek PKK’nın Türkiye içindeki uyuyan hücrelerinin de her an devreye girecek şekilde hazır tutulacağı anlaşılıyor.

GÖZLEM – İyi Parti’nin yeni genel başkanı Musavat Dervişoğlu, “iktidara ve iktidara destek veren MHP’ye karşı söylemlerini” sertleştirdi. MHP – İyi Parti “milliyetçi cephenin liderliği için” yarışıyorlar. Sizce kim kazançlı çıkacak?
K – PKK’nın fesih bildirgesinde Türkiye’nin mevcut Anayasası’nın en temel özelliklerine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin adeta tapusu olan Lozan Antlaşması’na karşı adeta savaş açılıyor, Türkiye “asimilasyon ve soykırım” yapmakla suçlanıyor. Buna karşın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli fesihten sonra yaptığı açıklamada “27 Şubat barış ve demokratik toplum çağrısıyla tarihsel sorumluluğu üzerine alan PKK’nın kurucu önderi Abdullah Öcalan’a... şükranlarımızı sunuyorum” diyor. Bildirgedeki ifadelere dönük, belki de 1 numaralı “Türk milliyetçisi” olması gereken Bahçeli’den en küçük bir tepki yok. Ya gol yedi, böyle bir açıklama beklemiyordu, süreci bozmamak adına tepki veremiyor. Ya da açıklamanın böyle çıkacağının farkındaydı ve bu durumun kendisine oy kaybettirmeyeceğini düşünüyor. Bu şartlarda MHP’nin oy kaybetmesi kaçınılmaz. SONAR firmasının son yaptırdığı seçim anketi MHP’nin oylarının yüzde 7,6’ya düştüğünü gösteriyor. Tabii bu “olaylı fesih”in tepkileri yakında daha iyi anlaşılacak. Ancak SONAR’ın anketine göre İyi Parti’nin oy oranı yüzde 7,2, Zafer Partisi’nin ise yüzde 4,6. Beraber 11,8 oy oranıyla yeniden iki yıl önceki genel seçimler öncesinde sağda alternatif hale dönüşen İyi Parti’nin oy oylarını yakalamış gözüküyorlar. İkisi de neredeyse aynı çizgide olan iki partinin seçimler yakınlaştığında beraber hareket etmesi hatta birleşmesi kadar anlamlı bir durum olmazdı. Ancak bu durumda işin içine maalesef iktidarın çıkardığı yargısal engeller ve egolar giriyor.

GÖZLEM – Fenerbahçe niye başarılı olamıyor? Gelecek sezon ne yapmalı?
K – Mourinho Beşiktaş mağlubiyeti sonrası “Lig başlamadan şampiyon belliydi” demişti. Böyle bir teknik direktörden ne bekleyebilirsiniz ki? Mourinho’nun gitmesi gerek. Ama gitmezse Başkan Ali Koç’un Mourinho ile masaya oturup “her maçta kadronun değişmesi ve ideal kadro oluşturamaması” sorununu çözmesi lazım. Futbol bir takım oyunu. Başarılı olan takımlarda muhakkak bir “omurga” oluyor ve bu oyuncular uzun zaman aynı teknik direktörle bir arada oynuyorlar. Mourinho kalacaksa bu yılki kadrodan bir “omurga” yaratılmalı, çok kişi gitmemeli. Ali Koç da başta santrafor olmak üzere 2-3 yere yüksek bütçe tutarak çok iyi transferler yapmalı. Mesela Galatasaray’ın parasını bulamadığı Osimhen’i alsın!