.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Acil durum yönetimi ve Google’ın başarısızlığı

Okuma Süresi: 3 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Acil durum yönetimi ve Google’ın başarısızlığı
Acil durum yönetimi ve Google’ın başarısızlığı
Paylaş:
Son zamanlarda yaşanan ve hepimizi derinden sarsan yangınlar, acil durum yönetimi konusunda geri kalmışlığımızı ve bu konuyu yalnızca “afet zamanları” gündeme getirmememiz gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Söz konusu, bu afetlerin yalnızca tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıklar ve finansal kayıplarla değil, en çok insani boyutlarıyla toplumları derinden etkilemekte. Felaketler, binlerce insanın yaşamını altüst ederken, aynı zamanda doğal yaşamı da yok ediyor. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’de yaşanan büyük orman yangınlarında yüzlerce hayvanın yanarak ölmesi, afetlerin yalnızca ekonomik değil, ekolojik ve etik açıdan da büyük birer kriz olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu nedenle acil durum yönetimine yatırım, yalnızca mali kayıpları önlemek için değil, insan hayatını ve ekosistemi korumak için de en yüksek öncelik taşıyor.
Google, bu hafta başı yaptığı ve Amerika basınında yer edinen açıklamasında Deprem Uyarı Sistemlerinin 2023 Türkiye Depreminde Çoğu Kullanıcıyı Uyar(a)madığını kabul ediyor.
Milyonlarca kişiyi uyarması beklenen sistem, yalnızca 469 kişiye üst düzey uyarı gönderebildi. Deprem ‘resmi sayılara göre’ 55 binden fazla can aldı.
Google, Şubat 2023’te Türkiye’yi vuran 7.8 büyüklüğündeki yıkıcı deprem öncesinde Android Deprem Uyarı Sistemi’nin (AEA) milyonlarca kişiye zamanında uyarı gönderemediğini kabul etti. Sistem, yaklaşık 10 milyon kişinin uyarılabileceği bir alanda sadece 469 kişiye “Harekete Geç” uyarısı yollayabildi.

Uyarı eksikliği felaketi büyüttü
"Asrın felaketi" dediğimiz, modern Türk tarihinin en korkunç depremi sırasında beklenen yüksek seviyeli uyarılar neredeyse hiç gönderilmedi. Sadece 500 bin kullanıcı, hafif sarsıntılar için tasarlanmış ve cihazın “Rahatsız Etme” modunu devre dışı bırakamayan düşük seviyeli “Dikkatli Ol” bildirimini aldı.
Oysa “Harekete Geç” uyarıları, uykudaki kullanıcıları uyandırıp hızla güvenli alanlara yönlendirmek için tasarlanmıştı. Depremin 04:17’de meydana gelmesi, uyarıların eksikliğini daha da kritik hale getirdi.

Algoritma depremin şiddetini yanlış hesapladı
AEA sistemi, ilk sarsıntıyı yalnızca 4.5–4.9 büyüklüğünde hesapladı. Bu yanlış değerlendirme, acil uyarıların devreye girmemesine neden oldu. Günün ilerleyen saatlerinde meydana gelen ikinci büyük depremde uyarı sayısı artsa da, toplamda yine milyonlarca kişi kritik uyarılardan mahrum kaldı.
Olay sonrası Google, algoritmalarını güncelledi ve yaptığı simülasyonlarda aynı koşullarda 10 milyon “Harekete Geç” ve 67 milyon “Dikkatli Ol” bildirimi gönderilebileceğini açıkladı.
Uzmanlar: “Bilgi çok geç paylaşıldı”
Colorado School of Mines öğretim üyesi Elizabeth Reddy, Google’ın aylarca sessiz kalmasına tepki göstererek şöyle konuştu:
“Bu küçük bir olay değildi, insanlar öldü. Bu uyarı sisteminin beklenildiği gibi çalışmadığını çok geç öğrendik.”
Uzmanlar, bazı ülkelerin Google’ın sistemine fazla güvenmesinden endişe duyuyor ve ulusal uyarı sistemlerinin önemine vurgu yapıyor.

Google’dan açıklama
Google, tüm deprem erken uyarı sistemlerinin benzer zorluklar yaşadığını belirterek şunları söyledi:
“Her büyük deprem, algoritmalarımızı geliştirmemiz için dersler veriyor. AEA, ulusal uyarı sistemlerinin yerine değil, onları desteklemek için tasarlanmıştır.”
BBC, şirketten 2025 Myanmar depreminde AEA’nın performansına dair bilgi talep etti ancak yanıt alamadı.

Acil durum yönetimi neden hayati önemde?
Büyük afetlerde ilk dakikalar, hayat kurtarmak için kritik öneme sahiptir. Acil durum yönetimi yalnızca erken uyarı sistemlerini değil, kriz anında doğru bilgiyi toplama, hızla analiz etme ve milyonlarca kişiye güvenilir şekilde ulaştırmayı kapsar. Bu nedenle, bu alana yapılacak yatırımlar doğrudan hayat kurtarmaya eşittir.
Dünyanın önde gelen teknoloji şirketleri bu konuda çeşitli girişimlerde bulunuyor. IBM, Watson teknolojisini afet senaryolarını modellemek ve kriz planlamasında kullanıyor. Google, AEA’yı geliştirmeye devam ederken, Palantir Technologies büyük veri analiziyle acil durum operasyon merkezlerine destek sağlıyor. Microsoft, AI for Humanitarian Action programıyla insani krizlerde hızlı yanıt kapasitesini artırmayı hedefliyor. Siemens Smart Infrastructure, şehir altyapılarının deprem ve yangınlara karşı dayanıklılığını artırmaya odaklanıyor. Oracle, kamu kurumlarının acil durum verilerini hızlı işleyebilmesi için bulut çözümleri geliştiriyor. Apple, “Apple Intelligence” teknolojisiyle arama-kurtarma ekiplerine enkaz altında hayatta kalanları daha hızlı tespit etme imkânı sağlıyor.
Bu örnekler, afet risklerinin azaltılması ve acil müdahale kapasitesinin güçlendirilmesi için teknolojiye yapılan yatırımların kritik önemini ortaya koyuyor. Uzmanlar, hem kamu hem özel sektörün bu alanı stratejik bir öncelik olarak görmesi gerektiğini vurguluyor.