Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

ABD’nin Çin’e uyguladığı gümrük vergileri hazır giyim sektörünün pazarını daraltabilir

Okuma Süresi: 3 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Kentin ve ülkenin gündemi gibi Gözlem Podcast’in gündemi de yoğun. Konuklarımız arasında yer alan hazır giyim ve konfeksiyon sektörü temsilcileri, üretimleriyle her zaman Türkiye’nin ihracatta ilk üç sektörü arasında yer aldıklarını belirterek yerel ölçekte enflasyon ve kur politikasının, küresel ölçekte ise Trump’ın gümrük vergilerinin ciddi bir belirsizliğe yol açtığını vurguluyorlar
ABD’nin Çin’e uyguladığı gümrük vergileri hazır giyim sektörünün pazarını daraltabilir
Paylaş:
2007 yılında, dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile bir röportaj yapmıştım ve işgücü maliyetleri ile ilgili bir soruma yanıt verirken şunu söylemişti: “Hindistan’da günlük 1 doların altında geliri olan nüfus ne kadar, biliyor musun? 700 milyon kişi!” İnanılmaz bir rakam.
Bugün Vietnam gibi, Kamboçya gibi ülkelerde de durum farklı değil; milyonlarca insan, çok düşük ücretler karşılığında sanayi üretim süreçlerinde yer alıyorlar. Söz konusu ülkeler, bu şekilde elde ettikleri maliyet avantajıyla küresel ticarette önemli ölçüde rekabetçi olabiliyorlar. Tekstil ve hazır giyim sektörleri ise bu ülkelerin en güçlü kaslarından birini oluşturuyor.
 
“Çok pahalıyız”
 
Gözlem Podcast için görüştüğümüz Türkiye İhracatçılar Meclisi Sektörler Konseyi Üyesi ve Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş’ın altını çizdiği ilk ve en önemli konu da bu oldu. “Ucuz maliyetlerle üretim yapan uzak doğu ülkeleri, artık Amerika Birleşik Devletleri’ne doğrudan ihracat yapamayacak. Bu ülkeler rotalarını Avrupa’ya çevirirse, Türk hazır giyim ihracatçılarının mevcut rekabetçilik seviyesinin yeterli olup olmayacağını bilmiyoruz.”
Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin mali genel kurul toplantısında görüştüğümüz Sertbaş, sektörlerinde 2024 yılında yüzde 7’lik kan kaybı yaşadığını ve ihracatın 19,2 milyar dolardan 17,9 milyar dolara gerilediğini belirtiyor ve ekliyor: “Hala çok pahalıyız.”
 
“Durgunluk, uzun sürdü”
 
Elbette ki gerilemenin tek bir sebebi yok; pandemiden bu yana üretici olsun ya da olmasın tüm ülkeler az ya da çok daralma ve durgunluk yaşıyorlar. Yapısal reformların sürekli başka gündemlerin gerisinde kalarak ertelenmesi ve kırılgan yapısıyla Türkiye ekonomisi, 80’leri andıran enflasyonist bir sürece girdi. Avrupa’nın talebinde de daralma yaşandı. Sertbaş, buna bağlı olarak hedef revizyonuna gittiklerini belirtiyor: “Bizim ana pazarımızı Avrupa oluşturuyor ve Avrupa’da da enflasyon ile birlikte yaşanan durgunluk, beklediğimizden uzun sürdü. Biz de toparlanma adına beklentilerimizi 2026 yılına ertelemek durumunda kaldık. Pandemi sonrası ilk dönemdeki siparişleri şu an alamıyoruz. Bu yıl yaşanacak gelişmeler çok önemli; beklentilerimizi 2027’ye ertelemek zorunda kalırsak, sektör ciddi sorunlarla karşılaşacak. ABD Başkanı Trump’ın ucuz maliyetlerle büyük miktarda üretim yapan Çin, Kamboçya ve Vietnam gibi ülkelere yönelik uygulamaya koyduğu gümrük vergileri de kaygı yaratan bir unsur. Bu vergiler, pratikte ‘Artık sizden ithalatımı sıfıra indiriyorum’ anlamına geliyor. Bu ülkeler hedef pazarlarını, bizim ana pazarımız olan Avrupa’ya çevirirlerse, zaten rakiplerimize oranla yüksek olan maliyetlerimizle rekabetçiliğimizi kaybetme riski ile karşı karşıya kalırız.”
 
Gerçekçi kur politikası
 
Gözlem ekibi olarak ziyaret ettiğimiz Ozmoz Tekstil ve Simurg Tasarım’ın kurucuları Mukadder Özden ve Mahir Özden de, Sertbaş’ın kaygılarını paylaşıyorlar. Ege Giyim Sanayicileri Derneği’nin geçmiş dönem başkanları arasında da yer alan Mukadder Özden, başka konuların öncelenerek imalat sanayi sektörlerinin zora sokulmasının kritik bir hata olacağı görüşünde. Mukadder Özden’in dikkat çektiği konulardan bir diğeri ise insan kaynağı konusu. Özden, sadece tekstil için değil, diğer pek çok sektörde işi bilen ustalar jenerasyonunun sektörden ayrıldığı ve yerine yenilerinin gelmediği uyarısını yaptı.
Sanayicilerin fabrikalarını Mısır’a taşıdıklarını hatırlatan Mahir Özden ise “Türk tekstil ve hazır giyim üreticisinin halen tutunduğu tek dal, kaliteli üretimdir. Ancak bu çok önemli özellik de elden gitmekte. Mısır ciddi sübvansiyorlarla bizim üreticimizi kendi ülkesine çekiyor. Ne yazık ki böyle bir süreç yaşıyoruz ve Mısır’ın kapasitesi dolana kadar gidişler sürebilir. Trump’ın vergi kotası koyduğu uzak doğudaki üretim maliyetlerinin düşüklüğü, bizim için ciddi bir dezavantaj. Şu anda ihracatçılar olarak en önemli beklentimiz, gerçekçi bir kur politikasının uygulanmasıdır” açıklamasını yaptı.
Mukadder ve Mahir Özden’in açıklamalarının tamamını geçtiğimiz hafta Gözlem Gazetesinde okudunuz. Bu söyleşinin gozlemgazetesi.com’da da yer aldığını hatırlatalım.
Tekstil ve hazır giyim, ülkemiz için vazgeçilmez sektörler. Üretim ve ihracat ile istihdam yaratan tüm sektörler gibi. Makro ekonomideki tüm tartışmalardan azade olarak şu gerçeğin altını çizerek bitirelim: Kalıcı refahın yolu, üretimden geçiyor. Ve üretimin her daim desteklenmesi gerekiyor.