Her türlü imkansızlıklara, yokluklara, iç ve dış ihanetlere rağmen Düvel-i Muazzam denen soyguncu sürüsüne karşı kazandığımız müthiş zaferin başlangıcı olan, TBMM’nin (Hacı Bayram Veli Hazretlerinin huzurunda başlayan) açılışının 105. Yılını idrak ediyoruz. Vatanını gerçekten seven ve samimi inanç sahibi olan herkes gibi gurur duyuyoruz. Bunu başaranlara (Gazi Mustafa Kemal ve ekibine) minnettarız.
-Ne yazık ki¡ milli değerlerimizden gurur duymayan; Ne mutlu Türk’üm diyene, Türk ve TC kavramlalarına ve andımıza karşı çıkan bu iktidar; Milli bayramlarımızın coşkusunu yok etmek için, her yola başvurmuştur. Halbuki; Türk Milleti,23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim günleri, hep gurur ve coşku ile kutlamıştır. Samimi inancının gereği olarak da Ramazan ve Kurban Bayramlarına, Kandillere, Ramazan Ayına, gereken sevgiyi göstermiştir. Bu iktidar; bizi sevip, saydıklarımızdan uzaklaştırmak için, her yola başvurmuştur. Vehhabiliğe, Selefiliğe, yol açmıştır. Tüm kadroları ve kumu kaynaklarını, din baronlarına tahsis etmiştir.
İslam projesinin uygulanması ile güzel dinimizi, dejenere etmiştir. Camileri, parti şubeleri haline getirmiştir. Ateizme ve Deizme zirve yaptırmıştır. Neticede, toplumu, birbirine hasım kesimler haline sokmuştur. Devamlı gerilim/politikası ile huzur bırakmamıştır. Yetmezmiş gibi, iktidarı kaybetmemek uğruna, 14.902 şehidimizin ve 21.667 gazimizin suçlusu, terörist başını, gündemin başına oturtmuş; Terörün TBMM’deki temsilcisi partiyi şımartmış; Masumları vahşice katleden canileri affetmiştir. Öte yandan ise; muhalif sesleri susturmak için, akıl almaz bir başka tehdit, kanunsuzluk, tutuklama politikası uygulamıştır. Fikir, ifade, inanç, teşebbüs hürriyetleri ile can ve mal güvenliğini, yok etmiştir. Yargıyı tam anlamı ile politize etmiş, hukuk düzenini yok etmiştir. Tüm kurumları ve sektörleri (eğitim, sağlık, hukuk, ekonomi) çöktürmüştür. Cinayetler, sapıklıklar, uyuşturucu, kumar, fuhuş, kadına şiddet, yolsuzluklar, rüşvet, torpil, kamu malı yağması, yeşil katliamları, mafya ve çetelesme vb zirve yapmıştır.
Milletin yazama enerjisini, hayallerini, ümitlerini yok etmiştir. (Akla ve mantığa aykırı biçimde; toplumu germek, huzuru bozmak, insanları sokağa dökmek için her yola başvuruluyor.
-Ülkemiz; tüm milletlerarası araştırmalarda, (demokrasi, seçim güvenliği, itibar, vergi adaleti, yolsuzluklar, adil gelir dağılımı, basın hürriyeti, bağımsız yargı, sefalet, vs) hep son sıralarda yer almaktadır. Perişan durumdadır. ABD ve AB’nin güdümündedir. Dışa bağımlıdır. Borç ve faiz sarmalının esiridir. Yandaşların dışında herkes mutsuz, umutsuz ve perişandır.
1-Tarıma ve hayvancılığa darbe vuracak; hayvan sayısını azaltacak; dışa bağımlılığı artıracak; Fiyat artışlarına sebep olacak; GDO'lu üretimi hakim kılacak; bir İKLİM KANUNU getirilmektedir. Çok tehlikelidir. İktidar; ciddi bir tarım üretimi planlaması yapmak; Tarıma gerekli destekleri sağlamak; Yağmurlama sistemi ile su israfını önlemek; Sözleşmeli tarım ve tarım sigortası uygulamalarına önem vermek; Topraksız tarım, yağmur suyu depolamasını geliştirmek; ÖTV’siz ve KDV’siz mazot sağlamak; Gençleri tarıma yönlendirme teşvikleri uygulamak; vb. tedbirleri alacağına, (gelişmiş ülkelerin reddettigi) bir uygulama yapmaktadır. Halkı, açlığa, sefalete, suni gıdalara, GDO’lu üretime, mahkum etmektedir. (Son bilgilere göre, Gümrük Vergisiz, 500 ton domuz ithaline izin verilmiştir.) (Tarımda istihdam, 2014 yılında yüzde 20,3 idi. 2023 yılında yüzde 14,8’e düştü. 5 Milyon 180 binden, 4 Milyon 695 bine indi.) Ülkemizde 18 bin köy okulu kapatıldı. Ama (iktidarın has evladı mülteciler için) Suriyeye'de bile 825 okul inşa edildi. Çok önemli ve zaruri olan, ASKERİ HASTANELER, hala açılmadı. (32 hastane kapatılmıştı)
Devam edecek.
23 NİSAN
23 NİSAN

Paylaş: