Geçen yıl Daron Acemoğlu’nun aldığı “Nobel Ekonomi Ödülü” bu yıl üç değerli iktisatçıya “yenilik odaklı ekonomik büyüme” yi açıklamaları nedeniyle Joel Mokyr, Philippe Aghion ve Peter Howitt’e verildi. Ödülün bir yarısı Joel Mokyr’e (Northwestern ve Tel-Aviv Üniversitesi) “teknolojik ilerleme yoluyla sürdürülebilir büyümenin ön koşullarını” tanımladığı için, diğer yarısı ise diğer iki ekonomist Philippe Aghion (College de France, İNSEAD, LSE Üniversiteleri) ve Peter Howitt’e (Brown Üniversitesi) “yaratıcı yıkım yoluyla sürdürülebilir büyüme teorisini geliştirdikleri” için verildi.
Dünya tarihinde kalıcı büyümenin nasıl “yeni normal” haline geldiğini inceleyen Mokyr, bunun nedeninin yeniliklerin yeni yenilikler doğurabilmesi için “yalnızca bir şeyin ne işe yaradığını bilmenin yetmeyeceğini, bunun yanında neden işe yaradığını da anlamak gerektiğini açıklamaya çalıştı. Ona göre Sanayi Devrimi öncesinde ilerlemenin tıkanma nedeni de bu gerekliliğin tam olarak anlaşılmamasıydı. Toplumlar yeni fikirlere açık olmalıydı. Philippe Aghion ve Peter Howitt ise yaratıcı yıkımın modelini matematiksel olarak 1992 yılında ortaya koymuşlardı. “İlerleme sürekli bir yenilenme döngüsüdür.” Ancak bu döngü çıkar grupları tarafından engellenirse durma noktasına gelebilir.
Büyüme yalnızca üretim faktörlerinin (sermaye-emek) birikimiyle değil yenilik (inovasyon) bilgi birikimi ve kültürel alt yapı ile şekillenecektir. Mokyr’e göre bir ülkenin zenginleşebilmesi için; bilgi birikimi kuşaklar boyunca artmalı, bilimsel merak ve “neden, nasıl” soruları teşvik edilmeli, kültürel özgürlük ve entelektüel ortam gelişmelidir. Zenginlik sadece makinelerden değil, düşünme biçiminden doğar. Bu birlikteliğin(neden-nasıl) sağlıklı işleyebilmesi için kurumsal yapı gerekli olmaktadır. Daron Acemoğlu ve arkadaşlarının geçen yıl Nobel Ödülü almasına neden olarak geliştirdikleri “kurumsal yapı” gerekliliği bu noktada ortaya çıkıyor. Geçen yılki ödül gerekçesi ile bu yılki ödülün gerekçesini birlikte değerlendirdiğimizde “yaratıcı yıkım teorisi” daha iyi anlaşılmaktadır.
Aghion ve Howitt, Shumpeter tarafından daha önce ortaya atılan “Yaratıcı yıkım” teorisinin matematiksel modellemesini yapmışlardır. Buna göre eski teknolojiler, yeni teknolojiler yaratıldığında derhal terk edilmeli ve yenilerinin inşası gereklidir. Her yenilik eskiyi anlamsız ve işlevsiz kılar. Rekabet için yenilik gereklidir. Devlet otoritesi yenilikleri teşvik edecek nitelikte yapılanmalıdır. Yenilik eskiyi yıkar. Bu anlamda yıkıcıdır. Ancak verimlilik arttığından yaratıcıdır da. Eskide ısrar durağanlığı ve verimsizliği arttırdığından toplumsal ilerlemeyi durdurur. Tarihte yaşanmış çok örneği var. Gelişmekte olan ülkelerin ülkemiz de dahil “orta gelir tuzağı”na takılıp kalmaları da bunun en güzel örneklerinden birisidir. Ancak yaratıcı yıkım için kurumların esnekliği ve politik uyum kapasitesinin geliştirilmesi gereklidir. Liyakat bazlı iyi ve verimli girişimciler verimsiz işletmelerin yerini almalıdırlar. Bu konuda daha önce yazdığımız üzere, dünyada zombi şirket sıralamasında ön sıralarda olan ülkemizde bu tür verimsiz şirketlerin ayakta kalmasını önleyip yeni ve verimli şirketlerin önlerini açmalıyız.
Üç ekonomistin görüşlerini bir araya getirirsek ülkelerin büyümeyi sürdürülebilir kılmak ve refahlarını arttırabilmek için yapmaları gerekenleri şöyle özetlemek mümkün. Birincil derecede önemli olan eğitim, bilgi, inovasyon. Tüm araştırmalar, teşvikler ve politikalar inovasyon, yenilik yaratma üzerine odaklanmalıdır. Fikri özgürlüğü, bilginin evrenselliği ve kurumsal şeffaflık gelişmenin ön koşullarıdır. Toplumlar değişime izin verdikleri ölçüde büyürler. Yaratıcı yıkım sonunda sosyal uyum ve politik istikrar şarttır. Ödül komitesinin ödül gerekçesi de kayda değer; “Teknoloji ve yenilik modern yaşamın her alanına dokunuyor. Üretimden sağlığa, iletişimden enerjiye kadar her sektörde dönüşüm yaratıyor. Bu yılki ödül ekonominin dinamik yapısını anlamamıza ışık tutuyor.”
Uzun yıllardır orta gelir tuzağına takılan ülkemiz için bu ödül gerekçeleri ve ekonomistlerin tespitlerinden çıkaracağımız çok ders var. Öncelikle özgürlük, eğitim, inovasyon, kurumsal esneklik ve politik uyumla yaratıcı yıkımın önünü açıp verimsiz işletmeler yerine verimli işletmeleri teşvik edecek kurumsal yapı oluşturmamıza acilen ihtiyaç var. Ancak hepsinden önce çağdaş, evrensel eğitim, eğitim yine eğitim. Niceliğe değil niteliğe dayanan eğitim. Eğitimimiz verimli girişimciler ile yeni teknolojiler yaratmaya dönük bir yapıya bürünmeli.
2025 Nobel Ekonomi Ödülü ve yaratıcı yıkım
2025 Nobel Ekonomi Ödülü ve yaratıcı yıkım
Paylaş: