Kamu tasarruf adımları derhal atılmalı

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Akdaş, kamudan beklenen tasarruf adımlarının hala atılmamasını eleştirdi.

EBSO Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı İzmir Ticaret Odası (İZTO) Toplantı Salonunda gerçekleştirildi. Toplantıda yönetim kurulu adına konuşma yapan Metin Akdaş, Küresel ekonomiye ve ülke ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. IMF’nin son raporunda yer alan bilgileri paylaşan Akdaş, “IMF küresel büyüme tahminini, 2023 yılında olduğu gibi 2024 ve 2025 yıllarında da yüzde 3,2 olarak öngörmektedir. Gelişmiş ekonomiler için tahmini; yüzde 1,7, gelişmekte olan ekonomiler için yüzde 4,2, Avro Bölgesi için yüzde 0,8’dir. Küresel mal ve hizmet ticaret hacmine ilişkin büyüme hızı tahmini ise yüzde 3’tür. Türkiye için 2024 tahminini yüzde 3,1, 2025 tahminini yüzde 3,2 olarak korudu. Yüzde 3’ler seviyesi ne yazık ki, potansiyel büyümemizin çok altında olup, enflasyon için yüzde 59,5, işsizlik için yüzde 9,6 öngörülmektedir” ifadelerine yer verdi. IMF’in bu son raporu ile 2024-2026 Orta Vadeli Program’da yer alan tahminler karşılaştırıldığında ortaya çıkan tabloyu değerlendiren Akdaş, “OVP ile bizim, IMF’e göre daha iyimser olduğumuz net bir şekilde görünüyor. Dileriz gerçekleşen OVP tarafı olur. Sadece 2024 yılı için konuştuğumuzda bile büyümeyi biz yüzde 4’ler seviyesinde, enflasyonu yüzde 33’ler seviyesinde bekliyoruz. Dolar kuru 2024 için 36-37 olarak aynı seviyelerde. Elbette ki bu tahminler, bugünkü koşullar aynen devam ettiği sürece geçerlidir. Jeopolitik ve iklim risklerinin bu kadar aktif olduğu, krizlere açık bir dünyada 1 ay sonrasını bile tahmin etmek güçleşebiliyor” dedi.

“Kamu üzerine düşeni yapmalı”

Kamu harcamalarında tasarruf adımlarının atılması gerektiğini vurgulayan Akdaş, “Sıkı para politikasının tek başına yeterli değil. Son toplantıda faizi sabit bırakan Merkez Bankası, kısıtlı da olsa bir süredir adımlar atıyor. Kredi kartlarına ve tüketimi kısmaya yönelik kararlar açıklanıyor. Ancak, mutlaka maliye politikası da buna ayak uydurmalıdır. Kamudan beklenen tasarruf adımları hala gelmedi. Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tasarruflara ilişkin şöyle bir açıklama yaptı: ‘Tasarruftan kamuda gereksiz harcamaların ortadan kaldırılması, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması anlaşılmalıdır. Yani bundan farklı bir şey anlaşılmamalı. Bütçelerin buna göre revize edilmesi için bizler de şu anda bir çalışma yapıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığımız tasarruf adımlarını takip edecek, resmi taşıt kullanımlarından haberleşme giderlerine, temsil, tören, ağırlama hizmetlerinden demirbaş alımlarına kadar tüm harcamalar gözden geçirilecektir.’ Öyle bir noktadayız ki, artık yapılacak, edilecek söylemlerini geçmemiz gerekiyor. Direkt somut adımsa adım, belirli bir programsa program tek tek atılmalı ve açıklanmalıdır. Bizler de diyebilmeliyiz ki, evet birtakım bedeller ödüyoruz ancak kamu da üstüne düşeni yapıyor” diye konuştu.

“İzmir’in sorunu, birden fazla planı olması”

EBSO Eski Başkanı Uğur Yüce de İzmir’in en büyük sorununun sanılanın aksine bir planı olmaması değil, birden çok planı olması olduğunu ifade etti. Yüce şu ifadeleri kullandı: “İzmir neden geriye gidiyor? Bunun birkaç sebebi var. Bu sebeplerin en önemlisi, İzmir’in planı olmaması değil, kentin birden fazla planı olması. Asında son 30 yıldır devam eden sorunumuz bu. Vilayetin İZKA üzerinden bir kalkınma planı var, belediyenin bundan ayrı bağımsız bir kalkınma raporu var. İZTO’nun var, EBSO’nun var… ESİAD, EGİAD gibi derneklerin var… Kentte bir yığın rapor var. İzmir’de Vali ve Belediye Başkanının bir araya gelip bir plan yapma olasılığı yok. Görev, EBSO, İZTO ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanlarına düşüyor. İzmir için ihtiyacımız olan çalıştay değil; biz İzmir’i tanıyoruz, biliyoruz. Bizim için bundan sonra sadece helvayı karmak kaldı. Bunun için de ihtiyacımız diyalog ve karar mekanizmasıdır.”

“Firmaları, nakit akış dengesizliği batırır”

EBSO Meclis Başkanı H. İbrahim Gökçüoğlu ise “Finansmana ulaşımda zorluk, yurtdışı ve yurtiçi talep düşüşü ile karşı karşıyayız. İşletmelerin sağlığı ve devamı nakit akışının aksamamasına bağlıdır. Firmaları borç batırmaz, nakit akış dengesizliği batırır. Enflasyonu engellemek için sunulan kur korumalı mevduat devredildikten sonra Merkez Bankası 818 milyar TL yaklaşık 37 milyar dolar zarar etti. Bu zararı halkın ödediği vergilerden yine halkımız üstlenecek. Bu süreçte tüm bakanlıklardan Diyanet İşleri’ne kadar tüm kurumların sınırsızca yapılan harcamalar bütçenin rekor açık vermesi kamu personel sayısının 5 buçuk milyona ulaşması, 20 milyona yakın yeşil kartla destek yapılan bir konuma gelinmesi ve dahası israf ile kamunun sorumsuz davranmasını kabul edemeyiz. Adil rekabet mali disiplin için en kısa sürede devlet politikası olarak ciddi şekilde uygulanmalı her şey kayıt altına alınmalıdır. 22 yıldır sorunun palyatif tedbirlerle çözülemeyeceği anlaşıldı. Yabancı yatırımcıları yeniden ülkeye çekebilmek için güven vermeliyiz” dedi.

“Et fiyatlarındaki artış çok boyutlu bir problem”

EBSO Meclis Üyesi Hasan Küçükkurt da artan et fiyatlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Gıda enflasyonu ve et fiyatlarındaki artışın, çok boyutlu ve kompleks bir problem olduğunu aktaran Küçükkurt, “Bu sorunların üstesinden gelmek için, tüm paydaşların iş birliği içinde, kapsamlı ve sürdürülebilir stratejiler geliştirmesi şarttır” ifadelerini kullandı.