“Tek Araçla Gidelim” diyor trafik sorununa çözüm üretiyor

İstanbul’da taksi sorununu tek araçla çözmek için yola çıkan Martı Kurucusu Oğuz Alper Öktem iyi gidiyor… Türkiye’nin en genç girişimcileri arasında yer alan Oğuz Alper Öktem, dünyanın birçok ülkesinde uygulanan Paylaşımlı Yolculuk konusunda Yönetmeliğin bir an önce çıkmasını bekliyor.

Taksi sorunu yüzünden zaman zaman büyük zorluklar yaşanan İstanbul’da bu sistemin kuralları ile açılan uygulanması gerektiğini savunan Öktem iki noktaya şu sözlerle dikkat çekiyor:

– İki şeye dikkat ediyoruz. Araçların sadece elektrikli olması bizim için çok önemli. Ve paylaşım çevre için ekonomi için herkese iyi gelecek. Yani olayın hem verimli tarafı hem de çevreci yanı bulunuyor.

Kısa adı TAG olan Tek Araçla Gidelim uygulaması uzun ve kısa yolculuklarda paylaşım ekonomisini teşvik etmek amacıyla kurulduğunu belirten Martı Kurucusu Öktem yu bilgileri aktarıyor:

– Tek Araçla Gidelim kelimelerinin kısaltılmasından doğan TAG kavramı, Sürücülerin araçlarını diğer kişilerle paylaşarak enerji tasarrufunu ve trafiğin azalmasını hedefliyor. Ancak Martı TAG’ın önünde bazı engeller var, bunlardan ilki Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği’nin Türkiye’de olmaması, dünyanın en büyük ekonomilerine sahip ülkelerde var olan bu yönetmelik maalesef ülkemizde bulunmuyor, bu sebeple Martı TAG uygulamasıyla araç paylaşımı yapan kişiler, bu işten kazandığı paranın vergisini ödeyemediği için sosyal bir güvenceye de sahip olamıyor.

Martı kurucusu Oğuz Alper Öktem ile Martı TAG uygulamasının ülkemize ne gibi faydalarının olacağını ve Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği’nin neden yürürlüğe girmesi gerektiğini şu bilgilerle anlatıyor:

– İstanbul’da yaşam trafik sorunu sebebiyle bir hayli zorlaştı. İstanbul Avrupa’nın en kalabalık şehri ve dünyanın da en büyük 10 metropolünden biri. Böyle bir şehirde ulaşımın bu kadar kötü hâlde olması kabul edilebilir bir şey değil. O yüzden biz Martı’yı tamamen İstanbul ve diğer şehirlerimizde vatandaşımızın yaşadığı ulaşım ve trafik sorunlarına alternatif bir çözüm olsun diye ürettik. Dünyanın ilk metrosu Paris’te ikincisi ise İstanbul’da kuruldu. Fakat sonrasında maalesef ülkemizin atlattığı kötü badirelerden dolayı metro çalışmalarına devam edemedik. Türkiye’nin tekrardan ekonomik olarak bu tarz büyük altyapı yatırımları yapacak hale gelmesi Turgut Özal dönemine kadar sürdü. Taksim Tüneli’nden sonra İstanbul’da açılan ikinci metro 1980’li yıllarda faaliyete başlamış. O sırada bütün Avrupa şehirleri 100 yıl boyunca ulaşım problemlerini metrolar açarak çözmüşler. Ülkemizde ise maalesef sermaye olmadığı için ve kötü hadiseler yaşadığımızdan dolayı bu soruna çözüm bulunamamış. Şu anda Türkiye 30 yıldır ulaşım konusunda dünyanın büyük metropollerini yakalama uğraşında. Tabii ki bu durumun bazı avantajları da var. Türkiye’nin metroları, Paris metrolarına veya Londra metrolarına göre çok daha yeni. Ancak kişi başına düşen metro durağı ve kilometre kareye düşen metro sayısı olarak çok gerideyiz. Bu sorunlar 20-30 yılda çözülebilecek şeyler değil, çok ciddi altyapı yatırımları yapılması gerek.

İstanbul’daki alt yapı yetersizliğinin insanları içten yanmalı motorlu taşıtlara mahkum ettiğini ifade eden Oğuz Alper Öktem devamında şu önemli noktaların altını çiziyor:

– Bu durumu çözmek için alternatif internetin getirdiği bazı yenilikler var, örneğin paylaşımlı araçlar. Bu konsept dünyanın her yerinde var artık. Bir tuşa bastığınızda kapınıza paylaşımlı yolculuk yapmak üzere araçlar geliyor. Dünyanın 151 ülkesinde Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği var. Bu yönetmeliğin olmadığı ülkeler baktığınız zaman; Moğolistan, Küba, Kuzey Kore, Eritre ve bir de Kongo Cumhuriyeti. Bunun dışında dünyanın her yerinde bizim yaptığımız TAG uygulaması gibi yolculuk paylaşımı yapabileceğiniz uygulamalar var ve 151 ülkede bunun özel kanunu var. Dünyanın her yerinde olan bu nimet İstanbul’da neden olmasın? Paylaşımlı yolculuk olarak baktığımızda İstanbul’da 110 bin şoförümüz var ve 110 bin insan bu işten ekmek yiyor. 2 buçuk milyona yakın da kullanıcımız var. Toplamda 15 milyon insan ise martıyı kullanıyor.

Kendisinin de paylaşımlı yolculuk yaptığını söyleyen Oğuz Alper Öktem, “benim Togg marka aracım var, O aracımla benim 450-500 tane paylaşımlı yolculuğum vardır. Kendim boş zamanlarımda bol bol seyahat yapıyorum. Bugüne kadar paylaşımlı yolculuk sistemini kullanıp da ben memnun kalmadım diyeni görmedim. 2 buçuk milyon insan kullanıyor ve yüzde 98 memnuniyet oranı var, 100 bin kişi bu işten evine ekmek götürüyor. Dünyanın bütün ülkelerinin bu durumu plaka sayısını arttırarak çözmeyip de Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği ile çözmesinin bir sebebi var çünkü doğru bir tanedir, bu işteki doğru da budur. Bu sistemin gelişmesi için sadece yönetmeliğe ihtiyaç var.”