Farklı bir açıdan 31 Mart seçimleri (2)

31 Mart seçimlerinin ardından ilk yazıda CHP ve 2023 seçimlerinde Millet İttifakı ve Emek ve Özgürlük ittifakı partileri üzerinden yapılan analizden sonra, ikinci yazıda seçimin en büyük hayal kırıklığını yaşayan Ak Parti, büyük bir başarı elde eden Yeniden Refah Partisi ve nispeten mevcut konumunu koruyan MHP’nin sonuçlarını ele alacağım. Bu yazıda da yine birinci bölümde olduğu gibi Belediye Meclisi ve İl Genel Meclisi oylarını temel alarak bir değerlendirme yapmaya çalıştım.

31 Mart’ta Cumhur İttifakı bileşenlerinin aldığı oylar şu şekilde gerçekleşti:

  • Ak Parti: %32.4
  • Yeniden Refah Partisi: 7%
  • Milliyetçi Hareket Partisi: 6.6%
  • Büyük Birlik Partisi: %1.3
  • Hüda- Par: %0.7

Önemli bir nokta, Ak Parti ile MHP’nin özellikle büyük şehirler olmak üzere meclis üyelerinden ittifak yapmış olmalarıdır. Bu açıdan MHP seçmeninin en azından bir kısmının Ak Parti’ye oy vermiş olduğunu var saymak gerçekçi olacaktır. Bu seçmen kitlesinin yüzdesinin ne kadar olduğunu ancak araştırmalar sonucu görebileceğiz, ancak bu etkiyi %1 gibi bir oranda MHP’ye ek olarak yazmak mantıklı görünmektedir.

MHP’nin potansiyel ek oylarını göz ardı ettiğimizde bile, Ak Parti’nin kaybının açıkça ortada olduğunu görebiliriz. Rakibi CHP, kendi ittifakı içindeki tüm partilerden oy alarak diğer partileri neredeyse adeta yok ederken, Ak Parti’nin kendi ittifakında önemli bir güç ve zemin kaybı yaşadığını görüyoruz.

Ak Parti’nin bu kaybında en göze çarpan kayıp Yeniden Refah Partisi’ne karşı gerçekleşmiştir. 

14 Mayıs 2023 seçimlerini hatırlarsak, o zaman Cumhur ittifakı içinde Ak Parti ve YRP’nin almış oldukları oy oranı farklı sonuçlanmıştı:

  • Ak Parti: %35.6
  • Yeniden Refah Partisi: 2.8%

Bu verilere göre, 14 Mayıs’ta Ak Parti’ye oy veren seçmenlerin %4’lük kesiminin (yani her 10 Ak Parti seçmeninden 1’i) bu seçimde YRP’ye oy verdiği görülüyor. Bu duruma ilginç bir ışık tutan bilgi ise, bu iki partinin toplam oylarını karşılaştırdığımızda, 14 Mayıs 2023’te %38.4 iken, 31 Mart 2024’te %39.4 olduğudur. Yani Ak Parti ve YRP’nin toplam oy oranı artmış durumda, ki bu oldukça ilginç bir tabloyu gözler önüne seriyor.

Çıkan bu sonuçlar, Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı içerisindeki önemli bir oy payı kazandığını ve Ak Parti’ye karşı güçlendiğini, Cumhur ittifakı seçmeni için bir alternatif haline geldiğini ve Ak Parti’ye karşı olası yeni bir ittifakta pazarlık gücünün arttığını gösteriyor. YRP’nin %7’lik seçim barajını geçmiş olması, olası bir seçimde TBMM’de ittifaksız temsil edilmesi için önemli bir kapı açmaktadır. Bu bağlamda, YRP’nin 31 Mart seçimlerinde (CHP’nin ardından) zaferle ayrılan ikinci parti olduğu açıkça görülmektedir.

Ak Parti açısından, YRP’ye karşı yaşanan bu kaybı engellemek ve kaybedilen seçmeni geri kazanmak için izlenecek stratejinin büyük önem taşıdığını söyleyebiliriz.

Ak Parti’nin karşısında iki seçenek var gibi duruyor:

1) Cumhur İttifakı içindeki seçmeni hedefleyerek, YRP tarzında daha muhafazakar bir söylem benimseyerek ve bu yönde hareket ederek oy tabanını korumak.

2) YRP’ye kaybedilen oyları geri almaya odaklanmak yerine karşı ittifaktan oy alarak, merkezi siyasete daha fazla yaklaşarak kayıplarını telafi etmeye çalışmak.

Önümüzdeki aylarda hangi stratejinin benimseneceğini göreceğiz. Bu tercih, hem Ak Parti hem de Türkiye için kritik bir karar olacaktır.

Kişisel tahminim birinci seçeneğin gerçekleşeceği, isteğim ve ümidim ikinci seçeneğin tercih edilmesi yönündedir; zira ülkenin geleceği ve kutuplaşmanın azaltılması açısından bu stratejinin daha olumlu sonuçlar doğurabileceğini düşünüyorum.

Bir diğer önemli nokta ise, Ak Parti’nin oy kaybının sadece belirli bir bölgede değil, ülke genelinde gerçekleşmiş olmasıdır. Örneğin, Ak Parti Türkiye genelinde en yüksek oyu %47 ile Malatya’da almışken, bütün Türkiye’de sadece 5 şehirde %40’ın üzerinde oy almıştır.

  • Malatya: %47
  • Rize: %45
  • Bayburt: %44
  • Ordu: %41
  • Erzurum: %40.01%

Ak Parti için özel bir yeri olan, partinin üst düzey kadrolarının önemli bir kısmının doğum yeri olan Trabzon ise %Ak Parti’ye son 22 yılın en düşük desteğini vermiş, oylar %40’lık sınırın altında,%39.8’de kalmıştır.

Ak Parti Türkiye çapında en yüksek oyu Malatya’da alırken, en düşük oyu ise %9 ile Mersin’de almıştır. Mersin gibi önemli bir büyükşehirde %10’luk sınırın altında kalırken, Cumhur ittifakı ortağı MHP ise % 23 oy alarak ikinci parti olmuştur. Mersin özelinde nasıl bir toplumsal dinamik olduğunu daha iyi anlayabilmek adına şehri iyi bilen uzmanların görüşlerine başvurmak faydalı olabilir.

Ak Parti’nin ülke çapında yaşadığı kayba karşılık, CHP en büyük rakibi olarak, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Bursa, Mersin gibi şehirlerde %40’ın üzerinde oy almıştır. Ankara, Edirne, Kırklareli, İzmir ve Muğla gibi şehirlerde ise %50’ye yaklaşmıştır. Ak Parti’nin denize kıyısı olan şehirlerdeki gücünün azaldığını ve CHP’nin bu bölgelerde öne çıktığını gözlemliyoruz. Bu duruma deniz kıyısına ek olarak sınır bölgelerindeki şehirleri de eklersek tablo daha da ilginç bir hâl alıyor.

Türkiye’nin dış dünya ile olan etkileşiminin daha yoğun olduğu şehirlerde Ak Parti’nin gücünün azaldığını gözlemlemekteyiz. Bunun yanı sıra, geleneksel olarak Ak Parti’ye en çok destek veren büyükşehirler arasında yer alan Konya ve Kayseri’ye de dikkat çekmek gerekir. Konya’da Ak Parti %39 oy alsa da, YRP %23 oy oranıyla ikinci parti olmuş ve ciddi bir taban oluşturmuştur. Kayseri’de ise MHP, Ak Parti listesinden seçime girmesine rağmen, Ak Parti ve MHP’nin toplam oyu %34’te kalmıştır; ancak YRP %20’lik bir oy oranıyla önemli bir başarı elde etmiştir.

Yeniden Refah Partisi açısından, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş gibi şehirlerde birinci parti olmasa da büyük bir başarı elde etmiştir. YRP, Kahramanmaraş’ta %33 ve Şanlıurfa’da %30’a varan oy oranlarıyla Ak Parti’nin oylarını ikiye bölmüş gibi görünmektedir.

İttifakın diğer bir parçası olan MHP, tüm Türkiye çapında her hangi bir şehirde birinci parti olabilen 4 partiden birisidir. İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerde Ak Parti ile ittifak yapmasına rağmen, MHP Çankırı, Karaman, Tokat ve Erzincan gibi şehirlerde birinci parti olmayı başarmıştır. Bu şehirlerin ilginç yanı, Ak Parti ve MHP’nin farklı listelerle ve çekişmeli bir yarışın ardından seçimi tamamlamış olmalarıdır.

Bu yazı ile seçim sonuçlarının ittifaklar ve bileşenleri açısından ikinci bir değerlendirmesini gerçekleştirdik. 3 bölümlük seçim analizi yazılarının son bölümü olacak gelecek bölümde ise, partilerinin oy oranlarını kat kat geride bırakarak demokratik zaferler elde eden belediye başkanlarını ele alarak analiz etmeye devam edeceğiz.