Derda deva randevu

Bayram haftası nedeniyle ekonomi dışında bir konuyu yazmak istedim. Zaman zaman okuduğum kitaplarla ilgili kısa bir değerlendirmemi gündeme alıyorum. Bu defa son okuduğum “Derde Deva Randevu 4” yazarı Murat Menteş. Gazeteci, roman yazarı, sahaf, TV kanalları ve ajanslarda metin yazarlığı yapan yazar 2016 yılında OT Dergisi’nin şef editörlüğünü de icra etti. 2018 yılından bu yana Çizer Hakan Karataş ile birlikte “Derde Deva Randevu” kitap dizilerini hazırlamaya başlamışlar ve en son 4 numaralı seri kitapları yayınlanmıştır. 2012-2013 yıllarında “Yeni Şafak” gazetesinde köşe yazarlığı yapan yazar 2013 yılındaki siyasi gelişmeler sürecinde bu gazeteden ayrılmış olup “Korkma Ben Varım” adlı romanı Türkiye Yazarlar Birliği tarafından roman ödülüne layık görülmüştür. Dublörün Dilemması, Ruhi Mücerret, Antika romanları ilgi uyandırmıştır.

Derde Deva Randevu kitapları adeta bir edebiyat ve felsefe ansiklopedisi niteliğinde. Serinin 4. kitabında 11 yazar, sanatçı, felsefeci yer almakta olup her bölümde hayali olarak bir yazarla buluşuluyor, konuşuluyor, adeta romanda bir yolculuk yapılıyor. Okurla düşünürü hayalen buluşturan yazar okurların yazar ve düşünürlerle dostane bir yakınlık kurmasını sağlıyor. Serinin son kitabındaki yazarlar, düşünürler ve sanatçılar ise şunlar; Diyogenes, İbn-i Haldun, Jane Austen, Tolstoy, Ahmet Rasim, Aşık Veysel, Cemil Meriç, Tezer Özlü. Çizer Hakan Karataş’ın yetkin çizgileri de her bir söyleşiyi belgesel bir öyküye döndürüyor. Seriye istediğiniz kitaptan, istediğiniz sayfadan başlamak mümkün.

Kitapların ortak özelliği aynı konulara farklı bakış açılarının bir arada bulunabilmesi. Hayali olarak yazar, sanatçı ve filozoflarla buluşuyorsunuz. Okuduğunuzda hem hüznü, hem mutluluğu yaşıyorsunuz. Düşünmeme yol açan çok aforizmalar oldu. Okuyucuya merak uyandırıyor, edebiyatla ilgisini arttırıyor. Son okuduğum bu kitaptan dikkatimi çeken bazı diyalogları şöyle özetlemek mümkün;

Diogenes:

-Felsefe size ne kazandırdı?

-Bir kuruşum bile yokken zengin olma ayrıcalığını.

İbn-i Haldun:

-Çöküş döneminde yeni vergiler konur. Zira saltanatın masrafları artar. Ticaret kesatlaşır, üretim azalır,

Abbasiler hacca gitmeye bile vergi koymuşlardı. Selahaddini Eyyubi ise vergileri kaldırmıştı.

-Kimler mutluluğa ve servete kavuşur?

-Boyun eğmeyi ve yaltaklanmayı bilenler.

-Peki ya entelektüeller, bilginler?

-Üstatlar ve has sanatçılar terbiyeleri gereği gururlu oldukları için hükümdarın önünde eğilmezler ve asla zengin olamazlar.

-Biat nedir?

-İtaate dair söz vermektir. İşlerimi sana havale ettim. Hoşlanmasam da emirlerine boyun eğeceğim demektir. Biat Arapçada bey’at (satış) kelimesi ile aynı köktendendir. Biat eden kimse ruhunu kendi arzusuyla satmış olur bir bakıma.

Tolstoy:

-Sanat eserinin nitelikleri nelerdir?

-Sanat eserinde 3 nitelik ararım.

– 1. İçerik: Sanat yapıtı bize hayatın yeni bir yanını gösteriyor mu? Bu yeniliğin maliyeti mühim ve gerekli mi? 2. Biçim: Yapıtın biçimi güzel ve içeriği ile uyumlu mu? 3. İçtenlik: Yaklaşımda samimilik var mı? Bize anlatılana sanatçının kendisi inanıyor mu?

Einstein:

-Hayal gücünün bilgiden daha önemli olduğunu söylerken ciddi miydiniz?-Kesinlikle

-Görelilik kuralında mesela, hayal gücünün ne katkısı olabilir?

-Bir insan bir ışının üzerine binecek olsa diye hayal kurdum.

Aşık Veysel

-Saz aşık kimdir, nedir?-Tabiatın bir cilvesi aşıkları yakar, gider sevilip sevmek hevesi ömür boyu akar gider.

-Aşıklar ne yer, ne içer?-Ehl-i aşıklar hırstan kinden yüreğini yıkar gider.

-Şehirli-köylü ayrımı yoksul ile zengin farkı bunların nedir cevabı?-Beni hor görme gardaşım ‘Sen altınsın ben tunç muyum? ‘Aynıvar’dan var olmuşuz. ‘Sen gümüşsün ben sac mıyım?

-Birliğe mâni yön var mı fikir ayrılıklarında?

-Kim okurdu kim yazardı.

 Bu düğümü kim çözerdi

 Koyun kurt ile gezerdi

 Fikir başka başk’olmasa.