Seçim, geçim, heyelan

Toprak kayması seçim derler ABD’de, öylesine oldu. Halkın sağduyusunun 31 Mart 2024 seçimlerinde, kişiler ne kadar böbürlenirse böbürlensin galip geldiğini söyleyebiliriz. Bir cümle daha bu heyelanlı seçim hakkında:  Mansur Yavaş’ın konuşması bana sanki İmamoğlu konuşmasından daha doyurucu gibi geldi. Özgür Özel de güzel konuştu. Doğrusu Erdoğan’ı dinleme gibi bir arzum da yoktu, çünkü yeterince dinledik. ‘Nas’mış, ‘falan’mış, ‘filan’mış. Gemicikleri ile ne kadar çabuk giderse o denli iyi. AK Parti döneminin daha geniş analizi yapılacaktır elbet ama Çekoslovak sefirimiz vs. daha görevde iken şimdilik erken. Emekliler hakkında daha geniş yazmak gerekiyor. Bu tam benim konum esasen, demografi. Bu seçimde çok etkili olduklarını sanmam. Tencere çok etkili olmuştur.

31 Mart seçimleri acayip giysilerle (kendi anlayışlarına göre dini giysiler) ve ellerinde silahla ortaya çıkıp etrafı tehdit eden meczuplara da bir cevap oldu. Mart ayında seçim yaparsan olacağı bu tabii. Kedilerin yapacakları daha iyi işler var, trafoya falan sokmak zor.

Gerçekçi olalım CHP başarı ile kazanmadı. AKP abuk ekonomik ve diğer politikaları ile kaybetti bu seçimi.

Hava döndü. Umalım kazasız belasız bu süreç neticelenir.

Ukrayna’da da hava döndü. Bir NATO generali, cephede atılan bir Rus bombası ile öldü. Esasen Ukrayna savaşının bittiğini Zelenski de anladı da ABD tam kabullenemiyor anlaşılan. ABD çözüm değil sorun oldu dünyada. Filipinler’de böyle, İsrail’de öyle, Suriye’de öyle. Şimdi önümüzde onların seçimi var.  Kasım 2024’e kadar bu dünyanın lider ülkesinin kibirden arınacağını ve ciddi reformlara gireceğini de sanmam. Bir devin hastalanması tedirgin edici bir süreç. Savaş hastalığından nasıl kurtulacak? Silah hastalığından? Korkarım bir veya birkaç on yıl en azından sürer bu kültür değişikliği. Eh, balık da baştan kokar malum.

Eisenhover, 1961 deki tarihi konuşmasında ülkesini askeri sanayi kompleksinin çıkarları açısından uyarmıştı. Kehanet gibi bir konuşma olduğunu insanlar ancak ABD tarafından kaybedilen bunca savaştan ve 60 yıl sonra anlayabiliyorlar.

Ateşli silah ile olan ölümlere gelince… ABD de geçen yıl 40 bin kişiye yaklaştı, bizde 2 bin küsur. Aynı nüfusta olsak 7 bin civarında olacak idi. Silah satışı ve ruhsatlandırma işini ciddi olarak bu günden gözde geçirmekte fayda var.

İstikamet kötü. İngiltere’de geçen yıl bizim nüfusa oranlarsak yaklaşık 200, İspanya’da 500, Polonya’da ise 300 ateşli silah ile ölüm var. Yolumuz tedbir alsak da barış yolu olmalı. Yurtta silah, dünyada silah değil.