Kendi düşenin ağlamaya hakkı yoktur

 Mahalli idari seçimlerinin, oy verme günü geldi. Cenab-ı Hak; hepimize feraset ve basiret versin. Doğru karar verelim. Liyakat sahibi, dürüst, vizyon ve inisiyatif sahiplerine görev verelim. Beyin yıkama operasyonlarının, içi boş sloganların, din baronlarının, istismarlarının ve çıkarlarımızın etkisi altında kalmayalım. Ülke ve beldemizin çıkarlarını ön planda tutalım. Yalan, iftira, tehdit, baskı ve menfaat tekliflerine, seçim rüşvetlerine kulak asmayalım. Demokrasiye, adil bir düzene, ahlaki yapıya, sahip çıkalım.

-Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de iktidar, tüm kamu kaynaklarını, kadrolarını, sorumsuzca kullanmıştır. Her türlü iftira, baskı, engelleme ve tehdit yollarına başvurmuştur. Tayinle gelen bakanlar dahil, tüm mülki amirler, iktidar adayları için çalışmışlardır. Yandaş medya, her türlü yalanı, iftirayı mubah saymıştır. “Oy yoksa hizmet yok” demiştir.

-İnşallah oy verme ve sayımı sırasında, haksızlıklar ve hukuksuzluklar yaşanmaz. Yetkili merciler adil ve tarafsız davranır. Geçen seçimdeki rezaletleri yaşamayız.

-İktidar, devamlı olarak pembe tablolar çizse, vaatleri sıralasa ve (22 yıldır olduğu gibi) “SABIR” tavsiye etse de, ülkemizin gerçek durumunu iyi bilelim. Makro yönetimde, bu kadar başarısız olan iktidarın, bu seçimden güçlenerek çıkması halinde başımıza neler geleceğini iyi düşünelim. Sonradan pişman olmayalım. Saltanat düzeninin önünü iyice açmayalım;

1- Enflasyonda (açık ara) emekli maaşlarındaki azlıkta, gelir dağılımı eşitsizliğinde, fakirlikte, işsizlikte, hayat pahalılığında, sefalette, (kumar-uyuşturucu, kadına şiddette, fuhuşta, mafya ve çeteleşmede, rüşvet, yolsuzluk, israf, lüks ve saltanatta) dünya rekorları kırmıştır. İşçi emekli, esnaf, memur, öğrenci, velhasıl herkes mutsuzdur, büyük sıkıntı içindedir. (Yandaşlar, din baronları, çok yerden maaş alanlar, beşli çete vb. hariç.)

2-Sarayın sadece şubat ayı harcaması, bir milyar 454 milyon TL’dir. 17,6 milyon kişi sosyal yardıma muhtaçtır. 3,9 milyon evladımız fakirlik yüzünden okuyamamaktadır. Hapishanelerde uyuşturucu suçundan yatan 47 bin 255 hükümlü, 12 bin 229 tutuklu vardır. Çiftçinin borcu 700 milyar TL’ye çıkmıştır. Merkezi yönetimin borcu 6 trilyon 965 milyar TL olmuştur. (1 yıl içinde ödenmesi gereken tutar 225 ,4 milyar dolardır.) 2023 yılında faize 1,2 trilyon tl, yap işlete 673 milyar TL, uçak ve diğer araç kiralamalarına 8,5 milyar tl, dernek ve vakıflara aktarma 1,9 milyar TL, diyanete 92 milyar TL, Somali’ye 31 milyon TL, saraylara 1,9 milyar TL, Suriyelilere 1.500 milyar TL, uzay yolculuğuna 55 milyon dolar, SGK’ya 850 milyar TL, 81,6 milyar TL (SGK desteği olarak) işverenlere, kur korumalı mevduata 800 milyar TL ödenecektir.

3- İki aylık bütçe açığı 304 milyar TL’dir. Örtülü ödenek harcaması 2,2 milyar TL, faiz ödemesi 176 milyar TL’dir.

4-2002’den bu yana (kayda giren) kazalar sonucu işçi ölüm sayısı 32 bin 773’tür.

5-15 Temmuz ihaneti sebebiyle 696 bin 526 kişiye işlem yapılmıştır. 123 bin kişiye mahkumiyet kararı verilmiştir. 99 bin beraat, 350 bin de takipsizlik kararı vardır. Ancak hiç ibret alınmamış, tüm devlet kadrolarının cemaat mensuplarına peşkeş çekilmesi operasyonu devam etmiştir. Görev için aileye özellikle şehzade Bilal’e yakınlık, mutlak itaat İmam Hatip mezunu olmak şart kılınmıştır. Peki ama İmam Hatiplerde kul hakkı, şirk, emanete ihanet etmemek, liyakat ve istişarenin önemi, lüks ve israftan kaçınmak, rüşvet, iftira, yalan, güzel ahlakın önemi, adil olmanın zaruri olduğu gibi konular okutulmuyor mu? Bu haliyle, iktidar başta güzel dinimize sonra da dindarlara, çok büyük zarar vermiyor mu? Her tarafı sahte şeyhler, mehdiler, seyyidler kaplamış durumda. Milyonlarca insanımız köle gibi sömürülüyor. Sömürücüler de lüks ve israf içinde yüzmekteler. Müsrif diyanet teşkilatı da iktidar sözcüğü görevini, üstlenmiştir.

6-İsrail’e devamlı sözle saldırılıyor. Ama icraat yok. 22 yılda ihracatımız 8 kat artmış. Halen de günde Burak Erdoğan’ın gemisi dahil 8 gemi mal taşıyor. Bu hainlerin petrol, kablo, çelik, çimento, dikenli tel vb. önemli ihtiyaçları tarafımızdan karşılanıyor. (Laf çok yaptırım yok.)

7-Aynı beceriksizlik, deprem tedbirleri konusunda da geçerlidir. Bol bol laf üretiliyor. Tutulmayan vaatler veriliyor. Ancak vatandaşın yaptığı yardımlar bile yerine ulaştırılmıyor. Depolarda çürüyor. Ve sıkılmadan AFAD Kızılay ve Diyanet devamlı olarak yardım talep ediyor. (Denetim de yok hesap veren de.)