Jale Yılmaz: Fark yaratan ayakta kalacak

Deniz yolu konteyner konsolidasyon hizmetleri alanında Türkiye’nin önde gelen firmalarından JMS Uluslararası Taşımacılık Müdürü Jale Yılmaz, lojistik sektöründe zorlu bir dönem yaşandığını parsiyel taşımacılık yaptıkları için tamamen konteyner taşımacılığı yapan forwarderlara göre bu dönemden daha az etkilendiklerini kaydetti.

JMS Müdürü Jale Yılmaz, lojistik sektöründe karşı karşıya kaldıkları sorunları paylaştı. Yılmaz ayrıca şirketlerinin dijital dönüşüm yolculuğunda yaptığı çalışmalardan da söz etti.

Lojistik sektörünün, pandemide çok yüksek tüketim ve navlunlarla iş yaparken; şu an tam tersi olarak bütün dünyanın tüketimi kıstığı resesyona girdiği bir dönemi yaşadığını kaydeden Yılmaz, “Amerika’nın hala resesyona girmediği söyleniyor. Asıl o girdiği zaman bu işin şeklinin biraz daha değişeceği belirtiliyor. Kızıldeniz kriziyle navlunlar biraz daha yukarı çıkar gibi oldu ama tabii ki pandemi zamanındaki seviyelere asla gelemedi. Bir destinasyona 10 bin dolara gönderdiğimiz konteyner, şu anda 2 bin dolarlara indi. Kâr marjları çok düştü. Herkes pandemi zamanındaki iş hacmine göre bir istihdam yarattı. Herkesin ona göre satış ekibi, operasyon ekibi, dökümantasyon ekibi, saha elemanı oldu. Hacimler çok yüksekti, çok büyük işler yapılıyordu ama birdenbire 5 katı 6 katı azaldı.  Herkes istihdamı azaltmadan bu işi nasıl götürebileceği noktasından çözümler üretmeye çalışıyor, bu süreci en az hasarla yönetmeye çalışıyor. Personel çıkarmak bu işin en kolay kısmı. Herkes elinden geldiğince bu işi olduğu haliyle götürmeye çalışıyor. Ama 2-3 senede bizim bütün maliyetlerimiz ortalama 3 katı kadar arttı. Maliyetler arttı, kâr marjı düştü. Balon gibi herkes şişmiş ve sıkılmış durumda, bunu işletmeler nereye kadar götürecek bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Özellikli işler önem taşıyor”

Yaşanan bu zorlu dönemde parsiyel taşımacılık yapan forwarderların, tamamen konteyner taşımacılığı yapanlardan daha az etkilendiğini söyleyen Yılmaz, şöyle konuştu: “Parsiyel taşımacılık bir konteyner içinde birden fazla firmanın malını alıp yükleme yapılmasından ibaret bir taşıma şekli olduğu için bir konternera 10 tane konşimento basabiliyorsunuz. Gemi acenteleri özünde bu işi yapıyorlar. Forwarder olarak bizim farkımız, gemi acentesinin gözünde ‘o konteyner benim konteynerim’ ve 10 tane firmanın evrakını düzenleyerek bir nevi bir kargo taşıması yapıyoruz. Bu da bir avantaj sağlıyor. Parsiyel taşımacılık yapan forwarderlar, tamamen konteyner taşımacılığı yapanlardan bu yönü ile ayrılıyor. Parsiyel taşımacılıkta bir katmadeğer sağlanıyor. Altyapı gerektiren bir iş. Bir deniz departmanında tamamen konteyner yapan bir firmada iki kişinin yaptığı iş, operasyon yoğunluğunun daha fazla olması sebebiyle 6-7 kişi ile yapılabiliyor. Bu süreçte tamamen konteyner taşımacılığı yapan forwarderlar ekonomik koşullardan çok etkilendi ama parsiyel taşımacılık yaptığımız için bizler biraz daha sıyrılabildik. Şu anki konjonktürde bir şeyler yapabilmek için farklı olmak, fark yaratmak gerekiyor. Aslında her zaman böyledir fakat bugüne kadar işler yolunda olduğu için kimseye dokunmadı. Bundan dolayı büyük gemi acenteleri de şu anda kendi forwarder şirketlerini kurarak kendi bünyelerinde, parsiyel işine girmeye başladılar. Altyapısını yaptıkları için bu işin böyle şekilleneceği çok belli. Fark yaratanlar bu işin içerisinden sıyrılacak. Katmadeğer sağlamak gerekiyor. Fark yaratan ayakta kalacak. Dijitalleşmeyle birlikte global dünyada her şeye çok rahat ulaşılabiliyor. Müşteriler de bunun farkına vardı. Katmadeğer ve fark yaratmak çok büyük önem taşıyor. Operasyonu müşteri dijitalleşme sayesinde kendi de yapabiliyor. Özellikli işler bu yüzden önem taşıyor.”

“Dijitalleşerek hata payını azaltıyoruz”

Dijitalleşme konusunda yaptıkları çalışmalarla birçok sorunu ortadan kaldırmayı hedeflediklerini dile getiren Yılmaz, “Parsiyelde her yerden bir sürü mal gelip toplanıyor. Orada karmaşalar olabiliyor. Bu yüzden yaklaşık 5-6 yıl önce bir yazılım yaptırdık. Firmamızı malların taşınması ve toplanması noktasında adapte ettik. Şoförlerimizin elinde tabletler ve mobil etiket basan terminaller var. Kargonun fotoğrafını çekip sisteme referans numarası girildiğinde bilgiler sistemde görülebiliyor. Tüm paketlerin üzerinde barkot etiketleri var. O etiket tarandığında hem biz hem de müşteri sistemden fotoğrafları, irsaliyesi, yazışmalar, rezervasyon bilgilerine ulaşabiliyor. Böyle bir erişim sağladık. Malın hasarını görebiliyor, en önemlisi de yükün karışma durumu ortadan kalkıyor. Çok kullanışlı bir yazılım yaptık. Şu anda deniz taşımacılığının parsiyel kısmında bunu kullanan kimse yok. Şimdi de başka bir yazılım yaptırıyoruz. JMS’nin her şeyiyle dahil olduğu, müşterilerin de kullanabileceği bir yazılım olacak” dedi.  Dijitalleşme ile amaçlarının o işin hata payını azaltmak olduğunu söyleyen….  “İşimizi daha az evrakla yapabiliyoruz. Operasyon ve satışın olduğu böyle bir sistemde dijitalleşme çok güzel ama insandan kopabilmek mümkün değil” diye belirtti.

“Dijitalleşmeyi hatlar yanlış yorumladı”

Dijital dönüşüm çerçevesinde lojistik sektöründe yapılan yeniliklerin olumsuz etkiler de yarattığını ifade eden Yılmaz, “Hatlar tamamen dijitale, robota döndü. Her şey dijitalleştiği için bir yük ile ilgili bir sorun yaşandığında her şey -call center gibi- zor ilerliyor. İlgili, yetkili bulamıyoruz. Dijitalleşme böyle olacaksa korkunç. Muhatap bulmakta çoğu yerde çok zorlanıyoruz. Benim çevrem olmasa operasyonel sorunları kolay çözemem. Dua ediyoruz ki hiçbir işimiz aksamasın. Örneğin gemiden yükünüz kesildi. Neden kesildiği hakkında bilgi almaya çalışıyorsunuz. Önceden arayıp soruyorduk. Şimdi yanıtı alamıyoruz, sebebi bulamıyoruz. Dijitalleşmeyi hatlar çok yanlış yorumluyorlar. Bütün dünyada bu böyle. İnisiyatifin insanların elinden alınarak sisteme entegre edilmesi büyük sıkıntı oldu” diye konuştu.

“Finansör olarak algılanıyoruz”

Forwarderların finansör olarak algılandığını ifade eden Yılmaz, “Finansal yük, biz forwarderların üzerinde çok büyük baskı oluşturuyor. Müşterilere verdiğimiz vadenin aynısını satın almayı yaptığımız gemi acentelerinden alamıyoruz. Forwarderların 1 ay idare etmesi gerekiyor. Örneğin 10 bin dolar ödedikten 1 ay sonra alınabiliyor. O da eğer 1 ay vade varsa… Bu her zaman Türkiye’de kanayan bir yaradır. Buna ‘Tamam’ diyen de biz forwarderlarız” eleştirisini yaptı.