Neden bu yola çıktık?

Engelli Bireyleri Koruma Ve Yetiştirme Vakfı olarak neden bu yola çıktık? Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 1 milyardan fazla engelli birey mevcuttur. (Dünya nüfusunun yüzde 15’i.)

Ülkemizde yapılan en son TÜİK araştırmasına göre ise bu oran ülke nüfusunun yüzde 13’ü yani yaklaşık 9 milyon birey olarak bilinmektedir. UNESCO verilerine göre ise bizim gibi az gelişmekte olan ülkelerde engelli çocukların yüzde 90’ının eğitim almadıkları veya eğitim alam imkanlarına ulaşamadıkları biliniyor.

Ülkemiz özelinde bu 9 milyon bireyin 3 kişilik çekirdek aile olduğunu düşünürsek etkilenen nüfusun yaklaşık 27 milyon olduğu öngörülebilir. Bu veriler bize dünyadaki en büyük azınlık kesimin engelli bireyler ve ailelerinin olduğunu göstermektedir. Engelliler ile ilgili, doğumdan başlayarak yaşamının sonuna kadar bize (devletimize) emanet olduklarının bilincinde olmalıyız. “Devlet kendisine emanet edilen engelliyi takip etmeli, ona sahip çıkmalıdır” ve bu arada “akraba evliliklerinin” riskleri topluma anlatılmalıdır.

Bu bilinçle bu kapsamlı konu Belediyeler, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, ilçelerin halk eğitim merkezleri, İl Sağlık Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü ve STK’ların işbirliği ile ele alınmalıdır. (Bugüne kadar, Konak Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlarına ve tüm resmi birimlerine desteklerinden dolayı müteşekkiriz.)

Proje kapsamında;

  1. Konak Engelsiz Yaşam Köyü projesinin İzmir’in diğer ilçelerinde de yaygınlaşması…
  2. İl sağlık müdürlüğü ile işbirliği yaparak İzmir’deki tanı almış engellilerle ilgili sayısal verilere ulaşılması.
  3. Engelli, yaşlı bakım elemanı yetiştirmek üzere sürekli eğitim merkezleri kurulması.
  4. Aileler için boş zaman yaratmak amacıyla engelli saatlik bakım merkezlerinin açılması.
  5. İzmir ilinde erken tanı ve erken müdahale çalışmalarının başlatılması.
  6. Bebek dünyaya gelmeden önce belirlenebilmesi için gebelik öncesi ve gebelik sürecince yapılacak testler, bu noktada önemi ve gerekliliğinin anlatılması, sağlanması için tarama yapılması.
  7. Yeni tanı alan bebek ve çocukların ailelerine psikososyal destek programının başlatılması.
  8. Tanı alan bebek ve çocuklar için eğitsel değerlendirme süreçlerini tamamlayarak uygun eğitim ortamlarına yerleştirerek, takibinin yapılması. Erken, yoğun eğitime katılımlarının sağlanması.
  9. Belediye kreşlerinde “kaynaştırma-bütünleştirme” eğitimlerinin verilmesi için gerekli yapılanmanın oluşturulması.
  10. Eğitimciler için özel eğitim programlarının açılması. Sınıf öğretmenlerine bilinçlendirme eğitimleri verilmesi.
  11. Okul döneminde sürecek desteklerin planlanması.
  12. Okul sonrası hayata devam desteği verilmesi.
  13. Çalışacak iş bulma zorlukları için (İş-Kur ile işbirliği) planlama yapılması.
  14. Medyada tv ve dizilerde engelli bireylerin sorunlarına yer verilmesi, farkındalık çalışmalarının yetersiz olmasına çözüm üretilebilmesi.
  15. Toplu taşımada yaşadıkları sıkıntıların halledilmesi.
  16. Belediyecilik kapsamında kentin fiziksel koşullarının ivedilikle düzenlenmesi. Bu planlanmanın her bir engel grubu için ayrı ayrı düşünülerek yapılması.

-Engellilerin soruları dediğimizde her engel grubunun kendine özgü sorunları bulunmaktadır. Örneğin bir tekerlekli sandalye kullanıcısı için mimari sorunlar birinci sırada gelirken işitme engelliler için mimari şartlar hiçbir şekilde sorun değildir ve kentin planlanmasında  farklı ihtiyaçları vardır.

-Öncelikle engellilere ilgili devlet (hükümet) nezdinde kararlar alınırken mutlaka engellilerin görüşü sorulmalıdır. Alınacak her karar öncesi engellilerle ilgili yerel yönetimler ve STK’lar çağrılıp görüşleri alınmalıdır. Toplum tarafından engelliliğinin anlaşılması için kamu spotları yaptırılıp toplumsal farkındalık yaratılmalıdır. Engellilerin sosyal yaşama katılımı ve görünür olmaları sağlanmalıdır.

  1. Nihai hedef;

-Engelli çocuğu olan bir ailenin en büyük endişesi “Ben öldükten sonra çocuğuma ne olacaktır”tır. Bizim için de nihai hedef engelli bireylerin yalnız kaldıklarında yaşamlarını sevgi dolu ve kaliteli bir ortamda sürdürebilecekleri bir yaşam kurmaları için bir yaşam alanı oluşturmaktır.

Bu ihtiyaca karşılık vermek üzere “Özel gereksinimli bireyler huzur evleri” kurmak ve kontollü bir şekilde devamlılığını sağlamaktır.

 

Proje kapsamında bakıma muhtaç durumdaki özel gereksinimli bireylerin hayatları boyunca onlar için en uygun ortamlarda güvenlik ve bakılmaları sağlanacaktır.

-Engellilerin yaşadığı sorunlar için, genel olarak toplumda bazı farkındalıkların oluşması gerekir. Böylece onların hayatını kolaylaştırmak için harekete geçilir. Engelli olmak bir seçim değildir. Bu nedenle herkes bir engelli adayıdır. Engelli olan insanların toplumdan dışlanması söz konusu olduğunda, bu durum daha büyük sorunlara neden olmaktadır.

-Devlet, Belediye, Vakıf ve STK’ların işbirliği ile özel bakım merkezlerinin açılması ve bu sistemin tüm ülkede kurulması, açılan bu merkezlerde özel gereksinimli çocuklarımızın öncelikle güvenlik, psikolojik ve fiziksel sağlığı da dikkate alınarak meslek atölyeleri, spor ve hobi atölyeleri gibi alanların da desteklenerek sosyal anlamda sınırlı hayatlarında iş uğraş programlarının oluşturulması sağlanmalıdır.

-Ve yapılması gerekli tüm bu faaliyetler için mutlaka “Engelliler Bakanlığı” kurulmalıdır. Engelliler Fonu oluşturulmalıdır.

 

NOT: Bu yazı yeni dönemde gelecek olan belediye başkanları için vakfımızın genel koordinatörü Bahar Bozarslan Öncel tarafından öneri niteliğinde hazırlanmıştır.