Candaş Tolga Işık’a cevap

Geçtiğimiz günlerde Tv100’de Candaş Tolga Işık isimli bir vatandaş kendine göre İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’e sözüm ona eleştirilerde bulundu.

“6 ve üzeri yıkıcı deprem üretme potansiyeline sahip 21 fay hattı bulunan İzmir’in konut stokunun %60’ı riskli yapı…

İzmir’de doğalgaza erişim %69. Türkiye’nin en büyük 3 şehrinden biri olan İzmir’de 2024 yılında odun yakarak ısınan insanlar var…

Türkiye’nin doğru düzgün altyapı kurulmadığı için musluk suyunu en pahalı kullanan şehri İzmir…

Alt yapıya yatırım yapılmadığı için her yağmurda selle, taşkınla boğuşan İzmir…

Çöpünü mü sayayım, köstebek yuvasına dönen yollarını mı, 15 adet söz verip 5 yılda tek bir battı çıktı yapılamayısını mı, trafik kaosunu mu, Ege’nin merkezinde toplu taşımada %2,5 olan deniz ulaşımını mı?

Depremden sonra 2 yıldır yenisini buraya mı yapalım başka yere mi diye karar verilemediği için belediye binası yok İzmir’in…

Ve bu şehrin 5 yıldır başındaki belediye başkanı, aday gösterilmeyince kadar bekleyip şimdi hak hukuk adalet filan anlatıyor…

Tunç Bey,
Sizin tek sınırınız kendi evinizin bahçesi olmalı! İzmirlinin 5 yıldır aldığınız ahıyla o sınır size bir ömür yeter!” ifadelerini kullandı.

Şimdi basın sektörüne 63 yılını vermiş sorumlu bir kişi olarak kendisini aydınlatıyorum:

Öncelikle sizden şu 30dk’lık videoyu izlemenizi rica ediyoruz. (https://youtu.be/lT2dD5ycAvM?si=sVr8H3UYR0B3vWmr)

Bugün olası bir deprem sonrası senaryoya en hazır şehirlerden biri İzmir’dir. Tunç Soyer göreve gelir gelmez Deprem Daire Başkanlığı’nı kurarak, bu konuyu önceliği haline getirdiğini gösterdi. İzmir’in konut stokunun yüzde 70’i riskli yapı. İzmir’deki bu riskli yapıların 100 bin tanesinin deprem karnesi hazırlandı, bina kimlik belgeleri teslim edildi. Böylece İzmir tarihinde ilk defa mikrobölgeleme ve zemin hareketliliği çalışmaları yapılarak, kentin gelecek yapılaşması için bir rehber ortaya konmuş oldu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi önce İzmir depremi, ardından 6 Şubat depremindeki koordinasyon becerisiyle takdir topladı. Deprem bölgesinin 4 şehrinde konteyner kentler ve Hatay’da sahra hastanesi kurdu. BirKiraBirYuva kampanyasıyla 33.098 aileye kira desteği için 330 milyon lira sağlayan tek belediye olmasının yanı sıra süreci şeffafça yürüterek tüm Türkiye’nin güvenini kazandı.

30 Ekim İzmir depreminden İzmir Büyükşehir Belediyesi de etkilendi. Belediye binası ağır hasarlı olduğu için yıkıldı. En kısa sürede hazırlanan alternatif çözümle Kültürpark’ta yer alan büyük hol alanları büyükşehir belediyesi ofislerine dönüştürüldü. Yeni yapılacak belediye binası için de mimari yarışma düzenlendi. Yarışmayı kazanan projeye https://sehirmeclisleriyarismasi.izmir.bel.tr/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Ayrıca kentsel dönüşümde Türkiye’de bir ilke imza atan büyükşehir belediyesi, bir kooperatifçilik modeli olan Halk Konut ile vatandaş ve belediyenin gücünü bir araya getirerek, vatandaşın uygun koşullarda ev sahibi olabilmesinin önünü açtı. Bu uygulamanın kısa zamanda diğer belediyelere de sıçrayacağını şimdiden görebiliriz. 

İzmir’in 6 bölgesinde 248 hektar alanda kentsel dönüşüm çalışmaları ise hızla devam ediyor.

Doğalgaz konusu doğrudan hükümet ve özelleştirilmiş şirketlerle ilgili bir konu. Ancak Tunç Soyer, beş yıl boyunca temiz enerji konusunda canla başla çalışan ve İzmir’de fark yaratan bir başkan oldu. Özellikle ulaşımda, körfez temizliğinde, yenilenebilir enerji kullanımında yürütülen çalışmalar sayesinde İzmir Avrupa’nın ilk Karbon Nötr 100 Şehri arasına girdi. Bu vesileyle de Tunç Soyer’e ICLEI başkan yardımcılığına seçildi.

İzmir’de suyun pahalılığı vatandaş tarafından çok eleştiriliyor. Ama bunun sebebi sanıldığı gibi altyapı yatırımlarının eksikliği değil. Eğer bir şehir kullandığı suyu baraj ve benzeri yüzey sularından temin ediyorsa maliyeti düşer. İzmir ise toplam tüketilen suyun yüzde 50’den fazlası yer altından pompalarla çekiliyor. Bunun sadece elektrik maliyeti bile su fiyatının yükselmesine sebep. Kaldı ki İzmir’in en pahalı suyu kullanması iddiasına ilçelerin atık su bertaraf bedellerinin, İZSU idaresinin faturalarına eklenmek suretiyle tahsil edilmesi yol açıyor. O bedeller doğrudan doğruya ilgili ilçeye aktarılıyor; büyükşehir belediyesinin kasasına girmiyor. Ancak bu durum vatandaş açısından büyükşehir belediyesine ödenen bir rakam olarak algılanıyor.

Altyapı yatırımı konusunda İzmir Büyükşehir Belediyesi Türkiye’de öncü konumda. İzmir Büyükşehir Belediyesi 5 yıl boyunca bütçesinin yüzde 35-40 aralığını yatırıma ayırmış. Sadece yağmur suyu hattına baktığımızda son 50 yılda imal edilen 642 kilometre yağmur suyu hattına sadece bir dönemde, 303 kilometre yeni hat ekmiş. Bu durumda İzmir tarihinde yapılmış toplam yağmur suyu hattının yarısı kadar kanalı 5 yılda inşa etmiş.  (Altyapı yatırımları ile ilgili detaylara bu linkten ulaşabilirsiniz: https://www.youtube.com/live/QMgzW-EdXQ8?si=N_vLNjtQtyvmSpLu)

Çöp konusu belediyelerin en çok eleştirildiği konulardan biridir. Ama sorumluluğun ilçe belediyelerinde olsa da hep büyükşehire yüklenilir. İlçe belediyelerinden işlerini iyi yapanlar da eksik yapanlar da vardır. İzmir Büyükşehir belediyesi ilçe belediyelere gereken desteği veren bir belediye. Örneğin Buca’ya 23 adet çöp kamyonu satın alıp devretti. İlçe belediyesi yetkisinde olmasına rağmen birçok alanın temizliğini yine büyükşehir belediyesi üstlendi, tüm ilçe belediyelerine temizlik işçisi desteği verdi. İzDönüşüm projesinin başlaması ve 2 yeni çöp alanının kurulması yine Tunç Soyer döneminde gerçekleşti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi bozuk yollarla eleştirilen bir belediye fakat birçok yerel yönetimin cesaret edemediği bir şey yaptı ve işe önce sokakların altındaki altyapıyı değiştirmekle başladı. Bu çok zor ve büyük bir çalışma. İnsanların geleceğini çalan uygulamalara imza atmak yerine altyapı sorununu çözmekle işe başlamak bir tercihti. Geçmiş 50 yılda yapıldığı gibi sorun halının altına süpürülmeye devam edilseydi, bu problem bu kadar gündeme gelmeyebilirdi. Öncelikle adına bileşik sistem denen yağmur suyu ve pis su kanallarının ayrıştırarak işe başladı. Bunların birlikte çalışması İzmir’in en büyük arıtma tesisi, Çiğli Arıtma Tesisi’ne kapasitesinin üzerinde bir yük bindiriyordu. Bu durum arıtma tesisinin kapasitesini aşırı zorlamakta ve suyun yeterince arıtılmamasına sebep olmaktaydı. Körfez’in sürekli olarak kirlenmesin sebebi de buydu. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmirlileri koku sorunuyla baş başa bırakan meseleyi çözmek için öncelikle yağmursuyu ve pis su kanallarının ayrıştırılmasına karar verildi. Yine de bir not düşülmesi gerekir ki bozuk yollar çok olsa da yeni yapılan yollar ile İzmir tarihinin rekor asfaltlama yıllarını bu dönemde gerçekleştirildi.

Artan kent nüfusu nedeniyle dünyanın neredeyse tüm metropollerinde trafik bir sorun olarak karşımıza çıkmakta. Bu sorunun çözümü için de birçok yeni ulaşım planlaması yapılıyor. Bireysel araç kullanımını azaltmak, insanları sağlıklı ve konforlu topluma taşımaya yönlendirmek bu planlamalarda temel hedef olarak yer alıyor. Toplu ulaşımı yer altına almak için altgeçitler ve yeni metro çalışmaları hız kazanıyor. İzmir’de ulaşımı rahatlatmak adına yapılan tüm yatırımları İzmir Büyükşehir Belediyesi tek başına üstlenmek durumunda kaldı ve çalışmalar için öz kaynaklarını kullandı. Hükümetin raylı sistem için İzmir’e ayırdığı bütçe 3 bin lirayken, İzmir Büyükşehir Belediyesi uluslararası finans kuruluşlarından en fazla finansman getiren belediye olarak büyük başarı sağladı ve 5 yılda İzmir’de 952 milyon Euroluk raylı sistem yatırımı yaptı yani 31 milyar lira.

Tunç Soyer görev süresi boyunca 3 büyük raylı sistem yatırımı yaptı. Yapımı tamamlanarak açılışı yapılan Çiğli Tramvayı ile günde 100 bin yolcu, Narlıdere Metrosu ile günde 170 bin yolcu taşınabiliyor. Tüm zorluklara ve engellemelere rağmen temeli atılarak kazılarına başlanan Buca Metrosu günde 400 bin yolcu taşıyacak. Finansmanı hazır olan Buca Metrosu’nun çalışmaları vaat edilen tarihte tamamlanacak şekilde devam ediyor.

Yolcular raylı sistemleri kullanmaya başladıkça yollardaki lastik tekerlekli araç sayısındaki azalmaya bağlı olarak trafikte bir rahatlama yaşanıyor.

Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi deniz ulaşımını artırmak için filoya 4 yeni feribot ekledi. Filoya yeni eklenen otobüslerle de kentin ulaşımı zor bölgelerine ek seferler konuldu.

Tunç Soyer, seçim kampanyası döneminde 165 proje vadetmiş ve bunların 144’ünü tamamlamış bir belediye başkanı. Muhtemelen vaatleri gerçekleştirme oranı (%87 ile) en yüksek belediye başkanı. (İlgili bilgilere https://tuncsoyer.com.tr/tuncsoyer-sozverdikyaptik.pdf  kitapçığından ulaşabilirsiniz.)

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ömrü boyunca hak, hukuk ve adalet peşinde koştu. Yaptığı konuşma bir hak hukuk arayışı değil, sadece bir sitem içeriyordu. Siyasi sorumluluğunu koruyarak yine kendine yakışan, zarif bir cevap verdi.