İş dünyası dijitalleşerek dönüşüyor

Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) ile Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD), “Yapay Zeka ile Akıllı Yarınlar” sloganıyla Dijital Dönüşüm Zirvesi düzenledi.

İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi’nde gerçekleştirilen zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, teknolojik yeniliklerin, küresel dönüşümün temel taşlarından birini oluşturduğunu ve sektörel ayrım gözetmeksizin iş dünyasının temelini yeniden şekillendirdiğini belirterek, “Yeni nesil teknolojilerin getirdiği yenilikler, katma değer yaratma, ekonomik büyümeye katkıda bulunma ve istihdam fırsatları sunma bakımından önemli bir role sahip. Enerji, sağlık, tarım ve otomotiv gibi çeşitli sektörlerde, yüksek teknoloji ürünlerinin kullanımı, ekonomik faaliyetlerde önemli bir ivme kazandırıyor. Küresel çapta mevcut belirsizlikler, küresel tedarik zincirlerinin daha dayanıklı ve sürdürülebilir hale getirilmesinin zorunluluğunu vurguluyor. Bu bağlamda, yeşil teknolojilere olan ihtiyaç artmakta ve dijital teknolojiler kullanılarak sürdürülebilir bir geleceğin altyapısı kurulmaktadır” dedi.

“Bireyler sürekli kendilerini dönüştürmeli”

Yapay zeka, 5G, nesnelerin interneti (IoT), robotik ve otomasyon gibi yeni nesil teknolojilerin; iş dünyası üzerindeki etkisinin tartışılmaz bir gerçek olduğunu vurgulayan Yelkenbiçer, “Bu teknolojik dönüşüm, ‘Makineler insanın yerini mi alacak?’ sorusunu akıllara getirse de aslında bu durum yeni iş fikirlerini, iş olanaklarını ve bireylerin sürekli olarak kendi yeteneklerine yatırım yapmasının gerekliliğini de ortaya koyuyor. Teknoloji ile hızla değişen dünyada insanların bu değişime ayak uydurabilmesi ve kendilerini sürekli olarak yenilemeleri gerekiyor” diye konuştu. Yapay zekâ ve robotik alanındaki ilerlemelerin, kaliteli eğitimin önemini artırdığını dile getiren Yelkenbiçer, “İşletmeler, rekabet avantajlarını sürdürebilmek ve verimliliklerini yükseltmek adına yeni teknolojilere yatırım yapıyorlar. Firmalar, yurtdışındaki rakiplerine kıyasla, yeni teknolojiler için gerekli becerilere sahip çalışan bulmada zorlanıyorlar. Beceri eksikliği hem işsizliğin artmasına hem de firmaların nitelikli insan kaynağı bulmakta güçlük çekmesine yol açıyor. Eğer eğitim kalitesini artıramazsak, nitelikli eğitimde eşit şartları sağlayamazsak, gençlerimizi yeni dönemin gerektirdiği yetkinliklerle donatamazsak, büyük zorluklar yaşayacağız. Ne iş gücümüzü rekabetin temel taşı olarak yetiştirebiliriz, ne de gençlerimizi memnun edebilir ve beyin göçünü durdurabiliriz” sözlerine yer verdi.

“İş dünyasında dönüşüm acil ihtiyaçtır”

Verimlilik artışı ve bu artışa ulaşmak için gerekli olan dijital dönüşümün, başarıya giden yolda temel taşlar olduğunun altını çizen Yelkenbiçer, “Şirketlerimizin teknolojiyi benimsemesi, içselleştirmesi ve teknolojik devrim için hazırlıklı olması acil bir ihtiyaçtır. Ülkemizin yüksek teknoloji üreten bir ekonomi olması, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına yönelik kalkınma stratejilerinin ve hedeflerinin odak noktası olmalıdır. Türkiye’nin bütüncül bir teknoloji üretim merkezine dönüşmesi; kamu, özel sektör ve akademik dünya ile koordineli bir şekilde, iş birliği içinde olması gerekmektedir. Yenilikçilik, araştırma ve geliştirme kültürünün ülkenin temeline işlenmesi şarttır. Beşerî sermayemizi kaybetmeden, insanı ve bilimi merkeze alan bir biçimde tüm iş dünyamızı dönüştürmemiz, orta gelir tuzağından çıkmamız için birinci önceliğimizdir” diye konuştu.

Zorlu: Dijitalleşme sorunların önünde ciddi bir potansiyel

ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, Devletin işlemlerinden ticarete, siyasetten eğitime ve sosyal yaşama kadar hayatın her alanında dijitalleşmenin söz konusu olduğunu belirterek, “Dijital dönüşüm artık her yerde; ancak, etkileri çok yönlü ve karmaşık bir boyut kazanmış durumda. Dijitalleşme ekseninde yaşanan sürekli ve olağanüstü değişim, toplumsal sistemin bütününde yeni bir dönemi başlatırken, ciddi riskler ve fırsatlar adeta birbirini kovalıyor. Siyasi çatışmaların, bölgesel savaşların, iklim değişikliği felaketinin, salgınların, küresel ekonomik sorunların yaşandığı, doğal kaynakların giderek tükendiği bir dünyadayız. Teknolojik gelişmeler ve yapay zeka bu sorunların hepsini kesen, ciddi bir potansiyeli içinde barındırıyor. Bu potansiyeli kontrol edebilmek, doğru kullanılmasını sağlamak ise konunun karmaşık yönünü oluşturuyor” dedi.

“Dijital dönüşüme şiddetle ihtiyacımız var”
Türkiye ihracatında yüksek teknolojili ürünlerin oranının yüzde 4 gibi düşük bir seviyede olduğunu kaydeden Zorlu, “Gelişmiş ülkeler arasında yer alabilmemizin yolu teknoloji ve inovasyona dayalı dijital dönüşümden geçiyor. Bu noktada nitelikli insan gücü yetiştirilmesi ve bilime dayalı kapsamlı eğitim koşullarının vakit kaybetmeden oluşturulması anahtar unsur. Dijital dönüşüm, ihtiyaç duyulan yetkinlikleri de evrimleştiriyor. Bilgi analizi, dijital okur yazarlık, değişime yatkınlık, yapay zekadan yararlanma ve problem çözme gibi analitik yeni yetkinlikler öne çıkıyor. Bu yetkinlikler özellikle yapay zeka tarafından yönetilen değil, yöneten olmamız kapsamında oldukça önemli. Kısaca ifade etmem gerekirse, nitelikli eğitim ve insan gücü, dijital dönüşüm ve katma değerli üretim formülüne dayanan bir zincirleme reaksiyona şiddetle ihtiyacımız var” diye konuştu.

“Yapay zeka, 97 milyon yeni iş yaratabilir”
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Küresel Riskler Raporu 2024’e göre, hem 2 yıllık kısa dönemde, hem de 10 yıllık uzun dönemde, ilk 10 risk arasında teknoloji kaynaklı risklerin yer aldığını aktaran Zorlu, “2 yıllık dönem için yanlış bilgi ve dezenformasyon ile siber güvensizlik dikkat çekerken, 10 yıllık dönem için bunlara yapay zeka teknolojilerinin olumsuz sonuçlarının da eklendiğini görüyoruz. Hız, üstün performans için çok önemlidir. Hızlı hareket eden şirketler emsalleriyle karşılaştırıldığında yavaş hareket edenlere göre, 2.1 kat daha yüksek operasyonel esneklik, 2.5 kat daha yüksek finansal performans, 3.0 kat daha yüksek büyüme ve 4.8 kat daha yüksek inovasyon rapor ediyor. Bu anlamda yapay zekanın sağladığı hız, verimlilik artışı gibi unsurların, 2030’a kadar küresel ekonomiye 15.7 trilyon dolar katkıda bulunması öngörülüyor. Buna karşılık 2025’e gelindiğinde, yapay zekanın 85 milyon işi ortadan kaldırabileceğinden, ancak 97 milyon yeni iş yaratabileceğinden de bahsediliyor. 12 milyon iş artışı çok dikkat çekici bir hesaplama. Ayrıca, dijital dönüşüm için küresel harcamaların 2026 yılına kadar 3.4 trilyon dolara ulaşması bekleniyor” bilgisini verdi.

Elban: Önce insanları dönüştürmeli

İzmir Valisi Süleyman Elban, öncelikle insanları dijital dönüşüm çerçevesinde dönüştürmek gerektiğini vurgulayarak, insanlarımızı bu alana yönelik hazırlayıp yetiştiremezsek, dijital dönüşümde yapılan çalışmaların eksik kalacağını söyledi. Elban şöyle konuştu:

“Dijital dönüşüme mecbur olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Ülke olarak, işletmeler olarak mecbur olduğumuzu biliyoruz. Bu dönüşümü sağlayamazsak rekabet, verimlilik şansını yakalayamayacağız. Sonuçta işletmemiz yok olmakla karşı karşıya kalacak. Ülke olarak henüz endüstri devriminde 2 buçuğu geçemedik. Bu yarışta da geri kalmamalıyız. Dijital dönüşümde asıl konuşmamız gereken konuların başında insan geliyor. Dijital dönüşümü konuşurken, nesnelerin interneti, veri analizi ve benzeri birçok konudan söz ediyoruz. İnsan dönüşümü, dijital dönüşümün en önemli parçası. İnsanlarımızı dijital dönüşüm çerçevesinde dönüştürmemiz gerekiyor. İnsanımızın dijital dönüşümünü sağlayamazsak, bu alana hazırlayıp yetiştiremezsek, dijital dönüşümde yaptığımız çalışmalar yarım, eksik kalacak. Dijital dönüşümün, insan dönüşümü ile birlikte tüm kurum işletmelerde bir an önce gerçekleşmesi gerekiyor. Eğer bunu başaramazsak, kurum, işletme, üniversite, STK’ların birbirinden ayrı şeyler yaptığı ama ülkenin ortak amacına hizmet edemeyecek. Eğer insan dönüşümünü başaramazsak, tıpkı endüstri devrimi ve diğer dönüşümlerde olduğu gibi ilerleme şansımız yok. Paradigma değişikliğine ihtiyacımız var. Başta insan kaynağımızın doğru planlanması yetiştirilmesi gerekiyor.”

İnci: Dijitalleşme, sürdürülebilir ekonominin ateşleyicisi

TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Perihan İnci ise “Üretimde verimliliğin artırılması ve dijital dönüşüm sürecinin hızlandırılması ülkemizin kalkınma stratejilerinde giderek merkezi düzeyde konumlanıyor. Dijital dönüşüm uzun bir süredir TÜSİAD’ın da çalışma alanları arasında yer alıyor. Dijitalleşmeyi sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomik büyümenin ateşleyici bir unsur olarak görüyoruz. Türkiye’deki dijital kültür ve ekosistemin güçlendirilmesine bilgi topluma geçişin hızlandırılmasına, inovasyon kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmaları hayata geçiriyoruz. Günümüzde dijital ekonomi 2000 yılına nazaran 2 kat büyüdü ve küresel gayrisafi yurtdışı hasıladaki payını 2021 yılında 11 buçuk trilyon doların üzerine taşıdı. Bu rakan toplam küresel gayrisafi yurtdışı hasılanın yüzde 15 buçuğuna denk geliyor. 2025 yılına gelindiğinde ise dijital ekonominin küresel gayrisafi yurtiçi hasıladaki payının yüzde 25 olacağını öngörülüyor. Başka bir deyişle 2025’e geldiğimizde dijital ekonominin büyüklüğü ABD’nin gayrisafi yurtiçi hasılasına eşit olacak. Gelişmiş ülkelerde ise bu oranın şimdiden yüzde 35’lere kadar ulaştığına şahit oluyoruz. Bu büyük pazarın içinde büyük veri nesnelerin internet, yapay zeka, geniş bant erişimi gibi dijital teknolojileri dijital ekonomide büyüme ve inovasyonun yapı taşları şeklinde sıralanacak. Ülkelerin ekonomik büyümelerini artırarak dünya ekonomik dengesinde yer almasının belirleyici de bu teknoloji alanlarında yaptıkları yatırımlar olacak” dedi.

Güllükaya: Verimliliğimizi dijital dönüşümle artırdık

“İşletmelerde Dijital Dönüşüm Araçları ile Verimlilik Artışı” isimli panelde konuşan Baknet Genel Müdürü Fatih Güllükaya, şirketin dijital dönüşüm sürecini paylaştı. Güllükaya, dijital dönüşüm araçları ile verimliliklerinin arttığını söyledi. Şirketin dijital dönüşümle ilgili yaptığı çalışmalardan örnekler veren Güllükaya şu ifadeleri kullandı:

“2019 yılında çalışanlarımız için daha az katma değerli olan işleri onlardan alıp robotlara yaptırdık. Bu şekilde verimliliği artırdık. 60 sürecimizi robotlar tarafından sağladık. Bunlar arasında müşteriden gelen siparişler, faturalar, üretim planları, raporlar, muhasebe bilgileri, bazı araştırmalar yer alıyor. Pandemide insanın dönüşümü söz konusu oldu. Uzaktan çalışma altyapısına geçtik. Çalışanlarımız şimdi de haftada 1-2 gün uzaktan çalışıyor. Bu altyapı ofise gelemeden çalışmayı sağlıyor. Pandemide artırılmış gerçeklik yöntemlerini kullanmaya başladık. Pandemi döneminde artırılmış gerçeklik teknolojilerini kullanarak mühendis ve teknisyenlerimiz ile bu süreci ayarlayıp hayata geçirdik. Bakım süreçlerinde yararlanıyoruz. 2022’de o ana kadar çalışmalarımızı gözden geçirip dijital dönüşüm yol haritamızı oluşturduk. Dikey ve yatay entegrasyonda nelere yapacağımıza karar verdik. Ve devam ediyoruz. Zaman ve verim kaybını bu sistemlerle ortadan kaldırdık.”

Akhisaroğlu: Dijital dönüşüm sonsuz bir yolculuk

“İyi Uygulama Örnekleri ve Öneriler” başlıklı panelde konuşan Norm Holding Teknoloji ve Dijital Dönüşüm Müdürü Kerim Akhisaroğlu, şirketin dijital dönüşümde izlediği yolu anlattı. Şirketin katma değeri olmayan, rutin işlerinin Normie adını verdikleri bir robot tarafından yapıldığını söyleyen Akhisaroğlu, SAP Akademi adında bir gelişim programı başlattıklarını bu programla ekiplerini güçlendirip, çalışanlarını yetiştirdiklerini ve bu programla ödüle layık görüldüklerini ifade etti. “Dijital dönüşüm sonu olmayan bir yolculuk” diyen Akhisaroğlu, “Dijital dönüşüm, durmadan hızlı bir şekilde yenilenerek devam eden bir süreç. Dijital dönüşümün gerçek ihtiyaçlardan beslenmesi gerekiyor. Sahadan beslenen bir ihtiyaç değilse en iyi teknolojiyi de kullansanız bir sonuca varmıyor. Akıllı bir hedef olmalı. Veri odaklı analiz ve karar verme süreçlerinde yapay zeka ile geleceğe yöne vermek olmazsa olmaz diyebilirim. Dijital dönüşümde en önemli kaynak insandır” diye konuştu.

“Optimizasyon, finansal kontrol ve adaptasyon önem taşıyor”

Arkas Holding CIO Mert Oruz, Her şirketin kendi kültürü ve buna göre bir dijital yol haritası dile getiren Oruz, Arkas’ın dijital dönüşüm projelerini paylaştı. Dijital dönüşümde, optimizasyon, finansal kontrol ve adaptasyonun büyük önem taşıdığını belirten Oruz,
“Dijital dönüşümde bu işin bir optimizasyonu, finansal kontrolünün mutlaka olması gerekiyor. Finansal kontrol konulduğunda hayat daha kolaylaşıyor, bu konulmadığında ise olmuyor. Ne patronlar ne çalışanlar kendini rahat hissediyor. Şirketin karına faydası çok önemli. Ve adaptasyon çok büyük önem taşıyor. Tüm yazılımlarımızı bulutta geliştiriyoruz. 2017’den bu yana en büyük bulut projesine sahibiz. Sektör regülasyonlardan dolayı bir türlü kendini buluta atamıyor. Bütün sistemlerimiz bulutta ve her şey cloud üzerinde yapılıyor. Son dönemde hibrit clouda geçtik” dedi. Oruz, Şirketi her zaman rekabetin içinde, maksimum karlılığın içinde tutacak, sürdürülebilir kılacak, sadece güncel datayla değil geçmişi analiz ederek, ileriyi de simüle ederek karar vermeye çalışıyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

“Mutlaka A planı olmalı”
Cevher Grup CEO’su Oğuz Özmen, 1955 yılında kurulan ve otomotiv endüstrisindeki hafif alaşımlı döküm teknolojilerinde uzmanlaşan firmanın dijital dönüşümünü anlattı. Özmen, genç bir takımla, yazılım ve dijitalizasyon projelerini hayata geçirdiklerini söyledi. Dijital dönüşümün olmazsa olmazlarını paylaşan Özmen, “Dijital dönüşümde A planı mutlaka olmalı. İnsan kaynağı da çok büyük önem taşıyor. Teknolojik dönüşüme hazır yetkin kişilerin içeride yetiştirilmesi, dışarıdan transferlerle güçlendirilmesi çok önemli” dedi.

“Yalın üretim ve dijital dönüşümü birleştirdik”

Vestel Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Eriş, “Kasımda 200 milyonuncu televizyonu üretmenin gururunu yaşadık. Televizyon şirketi olarak bilinse de hızla büyüyen bir teknoloji şirketi oldu Vestel. Dijital dönüşüme yalın üretim yolculuğuyla başladık. Dijital dönüşüme kayıplardan kurtulmadan geçilirse o kayıpları dijital dönüşüme taşınır. Yalın üretim ve dijital dönüşüm kollarını birleştirerek webs adını verdiğimiz organizasyonu kurduk. Birçok bölümle daha kaliteli, daha verimli, sürdürülebilir, zamanında teslimat yapabilen bir üretim organizasyonu geliştirmeyi amaçladık. Her tesisimizin dijital dönüşüm ve yalın üretim ihtiyaçları birbirinden farklı. Ve buna göre hareket ettik” dedi.

“Bakkalları dijitalleştirdik”

Philip Morris Dijital Dönüşüm Departman Yöneticisi Tarık Mete, şirketin sahip olduğu dijital alt yapı sayesinde geleneksel bakkalların dijitalleşmesine sağladıklarını kaydetti. Oluşturdukları dijital platformla 150 bin bakkal esnafı dijitalleştirdiklerini belirten Mete, “Artık bakkal esnaflarımızın yüzde 97’si siparişlerini dijital sistem üzerinden verebiliyorlar” dedi.

“Yenilikçilik sürdürebilir büyümeyi getiriyor”

“Yeni Dünyada Kazanmak” isimli bir sunum gerçekleştiren Kuika Yönetim Kurulu Başkanı Süreyya Ciliv, “Yenilikçilikte yeni icatlar yapmak değil yeni teknoloji ne olursa olsun onu işinize uygulamak önemli. Bu da tamamen bir takım oyunu. Takıma yenilikçi, girişimci insanları katıp, dünyada yüksek hedefleri olan takımlar oluşturmak çok önemlidir. Problemleri, yenilikçi girişimci insanlar çözer. Yenilikçi ve girişimci liderler davranışlarıyla örnek olur. Takımını harekete geçirir, ikna ve motive eder. Doğru yönü belirler, gösterir” dedi. İşin özünün, müşteriye odaklanmak olduğun vurgulayan Ciliv şu ifadeleri kullandı:
“İşin kanunu budur. Müşteriye odaklanıp ihtiyaçlarını iyi anlayıp en iyi çözümü geliştirmek gerekiyor. Her müşterinin ihtiyacı farklı. Müşteriye odaklanmada en büyük fırsatımız teknoloji. Tüm iş dünyası bir ortak noktası var: Müşteriye fayda üretmek. Müşteri önündeki tüm alternatiflere karşı bir fark yaratılması lazım. Fark çok kritik bir husus. Bütün olay yenilikçilik ve fark yaratmak. Eşsiz müşteri deneyimi için operasyonel mükemmellik, verimlilik ve hızlı inovasyon gerekiyor. Bunları başarınca sürdürülebilir karlı büyüme geliyor.”