Genç ve kadın

Siyasette kadın ve genç figürünü çoğaltmak çok doğru bir yaklaşım.

Ancak proje yeterli dayanaklar oluşturulmadan uygulamaya geçirtilirse, başarısızlık halinde sonrasını da olumsuz etkiler.

Karar vericiler bu defa özellikle “gençlere” daha bir mesafeli bakmaya başlarlar.

CHP yeni yönetimi ilçe belediye başkan adaylarında 30 ilçenin 9’unda kadınları tercih etti.

Yaş ortalamasına da bir hayli düşürdü.

Bahse konu yaklaşım tarzı prensipte hiç şüphesiz olumlu.

Ancak, “ancak” diyerek bu konuya dair tavsiyelerimizi iletmek isteriz

“Genç ve kadın aday” açıklamaları herkesin kulağına hoş geliyor.

Gençlerin dünyayı farklı kavrıyor olmaları, kadın duyarlılığının bambaşka pencereler açabileceği, siyasete yeni bir soluk getirmesi yönünden evrensel ölçütlerde hep savunulan ilkeler.

Ancak sadece “genç veya kadın” olmak yeterli olamaz.

Bir belediyenin en üst yöneticisi olabilmek; bütçe hakimiyeti, gelir yaratma, proje geliştirme, insan yönetimi, doğru iletişim, mevzuat bilgisi, ihale kararlarından, imar düzenlemelerine, seçmen nabzından, Genel Merkez ilişkilerine… zihni ve fiziki hazırlık ve birikim gerektirir.

Böylesi görevler, öncesinde bir altyapıya dayanmalıdır.

İlk aşamada partinin gençlik kolları ve benzeri kurullarında çalışmak,STK’larda aktif görev almak,iyi bir eğitim… özetle asgari bir donanım başlangıç noktasıdır.

Sonra bu amaçla kurulmuş parti akademilerinde bilahare hedeflenen belde de, mevcut başkanının yanında asistan, başkan yardımcısı ve benzeri bir görevde eğitimlerini tamamlamaları icap eder.

Benzer durumlar “kadın” adaylar içinde geçerlidir.

Evet, siyasette “genç ve kadın” olgusu mutlaka gereklidir.

Bu cesur tercihler sözünü ettiğimiz kalitelerle anlam kazanır bu sayede hayal kırıklığı yaratmaz.

Bugün siyaset bir geçim kapısı ve postların ahbap kayırmacılığı esasında dağıtıldığı kötü bir mekanizma.

Oysa, genç ve kadın kavramları, naifliği ve temizliği temsil eder.

Çok net olan bir olgu, sözünü ettiğimiz türden birikimli genç ve kadınların toplumumuzda sayıları yüzbinlercedir.

Yeter ki karar vericiler bu anlayışlarında samimi olsunlar, objektif kriterler belirleyerek nitelikli ve özlenen siyaset fidanlığı için çaba sarf etsinler.

Ancak, bugünkü fotoğrafta hiçbir parti için böylesi bir halis niyete dair kurumsal bir yapılanma göremiyoruz.

Neticede nepotik ilişkilerle aday yapılan ve muhtemelen seçildikleri anda ne yapacağı konusunda telaş içinde olan adaylar, hani düzgün niyetlerini korusalar dahi, neyin ne olduğunu öğrenmeleri için hep birlikte tüm bir belde sabırla beklemek durumunda kalıyor.

İyi planlanmamış uygulamalar bu defa bu umudun da körelmesine yol açıyor.

Kaldı ki bu olgun genel bir durum, pek çok yeni erkek adaylar için de geçerli.

Neyse, çok da kötümser olmayalım.