Kestelli: 2024 çok kritik bir dönüm süreci

İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Tarım sektörü, başta yüksek enflasyonun neden olduğu girdi maliyetlerindeki artış olmak üzere para ve maliye piyasalarındaki gelişmelerden doğrudan etkileniyor" dedi.

İTB Ocak Ayı Olağan Meclis Toplantısı İzmir Ticaret Odası (İZTO) Toplantı Salonu’nda, Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer yönetiminde gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Işınsu Kestelli, 2023 yılının ekonomik açıdan zor bir yıl olduğunu dile getirirken 2024 yılına dair de değerlendirmelerde bulundu. Kestelli, “İklim değişikliğinin neden olduğu arz yönlü sıkıntılar, büyük deprem felaketi ve seçim süreçleri ekonomik faaliyetleri de olumsuz etkiledi. Etkilenme derecelerimiz farklı olsa da tacir, sanayici ve tüketici olarak hepimiz bu durumu hissettik. Belirsizlik dönemlerinde, mal ve hizmetlerdeki fiyat hareketleri de keskin ve dalgalı oluyor ve doğal olarak tüm paydaşlar bundan etkileniyor. Bunu tescil bültenlerimizdeki birçok ürünün işlem miktarı, işlem hacmi ve fiyat hareketlerinden gözlemleyebiliyoruz” diye konuştu. İşlem hacmi verilerinden hareketle İzmir ve Ege Bölgesinin tarımındaki gelişmelerden söz eden Kestelli, “Bir önceki yıla göre tescil işlem sayımız yüzde 10 artış ile 55 bin adete, işlem hacmimiz ise yüzde 35 artış ile 88 milyar liraya ulaştı. Dolar bazında işlem hacmimiz ise 3,7 milyar dolar oldu. İşlem hacmimizin yüzde 65’i bitkisel ürünlerden, kalan yüzde 35’i ise canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerden oluşuyor. Bu durum tarımsal üretimimizde hayvancılığın ne kadar önemli olduğunun da önemli bir göstergesi. En fazla işlem gören ürün grupları yüzde 16 ile bitkisel yağlar, yüzde 11 ile yağlı tohumlar, yüzde 9 ile kırmızı etler ve pamuk olarak gerçekleşti. İşlem hacminin en çok artığı gruplar ise yüzde 204 ile canlı hayvanlar, yüzde 132 ile kuru incir ve yüzde 123 ile kırmızı et grubu oldu” dedi.

“Pamuk fiyatları beklentinin altında”

Pamuk fiyatlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Kestelli, “Çiğitli pamuk işlem miktarımız bir önceki yıla göre rekolte miktarındaki azalışa bağlı olarak yüzde 18 geriledi. Ortalama fiyat ise yüzde 17 oranında artarak 18 lira olarak gerçekleşti. Güncel fiyatların ise 23 lira seviyelerinde olduğunu söyleyebiliriz. Üretim maliyetlerindeki artış ve pamuğun ekim dönemi olan Nisan-Mayıs aylarındaki fiyatlar dikkate alındığında yeni sezon pamuk fiyatları üreticilerimizin beklentilerinin altında kaldı. Tekstil ve konfeksiyon sanayimizin yaşadığı talep daralması pamuk piyasalarını olumsuz etkiledi” bilgisini verdi.

“Kuru üzüm fiyatları yüzde 132 arttı”

Bir önceki yıl yaklaşık 350 bin ton seviyelerinde olan kuru üzüm rekoltesinin, içinde bulunduğumuz sezonda 200-220 bin ton seviyelerinde gerçekleşmesinin beklendiğini söyleyen Kestelli, “Üretimdeki bu ciddi azalışa rağmen Borsamız müstahsil işlem miktarında sadece yüzde 5 oranında bir düşüş oldu. Kuru üzümdeki asıl gelişme fiyatlarda yaşandı. 2022 yılında ortalama 20 lira seviyelerinde olan müstahsil fiyatları, rekoltedeki azalışa bağlı olarak 2023’de ortalama yüzde 132 oranında artarak 47 lira seviyelerine yükseldi. Nitekim günümüzde de 9 numara üzümler 70 lira civarında işlem görmeye devam ediyor” dedi.

“Kuru incirde ürün kalitesi düştü”

Kuru incirde ise rekolte açısından geçen yıla göre önemli bir değişiklik olmadığını ancak iklim şatlarının da etkisi ile beklenen ürün kalitesinin gerçekleşmediğini kaydeden Kestelli, “Borsamızda kuru incir işlem miktarı hem müstahsil hem de tacir satışı olarak yüzde 10 seviyelerinde artış gösterdi. İncir fiyatları 2021 yılında başladığı yükselişini sürdürdü.
2023 yılında ortalama müstahsil fiyatı bir önceki yıl göre yüzde 90 artarak 92 lira seviyelerinde gerçekleşti. Güncel işlemler ise yıl ortalamasından çok daha yüksek bir düzeyde, kalitesine göre 120-190 lira seviyelerinden gerçekleşiyor” şeklinde konuştu.

“Zeytinyağı fiyatında yüzde 190 artış”

Zeytinyağında önceki sezon üretimde rekor yaşandığını hatırlatan Kestelli, “Bu artış zeytinyağının üretim dönemi itibariyle daha çok 2023 yılı verilerine yansıdı diyebiliriz.
Müstahsil tescil miktarımız yüzde 30 oranında artarken, dünyada rekolte eksikliğinin de etkisi ile yıllık ortalama fiyatlar yüzde 99 oranındaki artış ile 97 liraya ulaştı. Tabii ki bu yıl ortalaması ve tüm zeytinyağı tipleri için oluşan fiyat. Ancak, zeytinyağı müstahsil fiyatlarını 2022 ve 2023 yıl sonları itibariyle değerlendirdiğimizde artış oranının yüzde 190’a yaklaştığını görüyoruz.
Nitekim, günümüzde sızma zeytinyağı fiyatlarında müstahsil işlemleri 250 lira seviyelerinden gerçekleşiyor” dedi.

“Sütte tavsiye fiyatı yetersiz”

2023 yılında toplam 555 bin ton süt işlemi gerçekleştiğini aktaran Kestelli, “2022 yılında ortalama 6,5 lira olan fiyat yüzde 76 artış ile 2023 yılında 11,4 liraya çıktı. Güncel fiyatların ise Ulusal Süt Konseyi tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan tavsiye fiyata paralel olarak 13,3 lira seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Artan maliyetler nedeniyle açıklanan tavsiye fiyatının yeterli olmadığı ve yeniden bir değerlendirme yapılması yönünde üreticilerimizin talepleri olduğunu da gayet iyi biliyoruz” dedi.

“Kırmızı ette fiyat artışı yapısal sorun işareti”

2023 yılında kırmızı et toplam işlem miktarının yüzde 7 gerileyerek 42 bin ton olarak gerçekleştiği bilgisini veren Kestelli, “Sektörde başta arz sıkıntısının neden olduğu ciddi fiyat artışı yaşandı. Borsamız verilerine göre bıçakta dana eti fiyatları ortalama olarak 2022 yılına göre yüzde 113 artarak ortalama 205 lira oldu. Günümüzdeki ise yaklaşık 275 lira civarında. Hayvancılık sektörü arz, talep ve fiyatlar açısından maalesef istikrarlı bir yapıya kavuşamadı. Oluşan piyasa şartlarından üretici memnun olmadığı gibi tüccar, esnaf ve tüketici de memnun değil. Üstelik bu yılın ilk 11 ayında 1 milyar doların üzerinde canlı hayvan ithalatı gerçekleştirildi. Bu duruma rağmen fiyatlarda bu denli artışın yaşanmasını sektörün önemli yapısal sorunları olduğunun bir işareti olarak değerlendirebiliriz” diye konuştu.

“Ekonomideki istikrar tarım sektörü için önem taşıyor”

Tarım sektöründeki üretim ve fiyatlarda yaşanan dalgalanmanın genel ekonomik konjonktürden soyutlanmasının mümkün olmadığını belirten Kestelli, “Tarım sektörü, başta yüksek enflasyonun neden olduğu girdi maliyetlerindeki artış olmak üzere para ve maliye piyasalarındaki gelişmelerden doğrudan etkileniyor. Bu anlamda Orta Vadeli Program ile ulaşılmak istenen ekonomik dengelenme ve istikrar tarım sektör için de büyük önem taşıyor.
Bu konuda sağlanacak iyileşmeler başta küresel iklim değişikliğine adaptasyon olmak üzere sektörün yapısal sorunlarının çözümüne odaklanmamıza imkân sağlayacaktır. 2024 yılını bu açıdan çok kritik bir dönüm süreci olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum” diye konuştu.

“UZAY TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGESİ İZMİR’DE KURULSUN”

“Uzay sistemlerinde ve uzay araştırmalarında ekosistemi güçlendireceğiz. 600 milyar doları aşan uzay ekonomisinden daha fazla pay alacağız. Ankara’da “Uzay Teknoloji Geliştirme Bölgesi” kuracağız” açıklamasını yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’a çağrıda bulunan Kestelli “İzmir olarak teknoloji alanında ülkemizin en donanımlı, en istekli kentlerinden biriyiz ve Uzay Teknoloji Geliştirme Bölgesinin kentimizde kurulmasını arzuluyoruz” dedi. İzmir’in sahip olduğu avantajları aktaran Kestelli, “Türkiye’nin ilk uzay kampı, 2000 yılından bu yana İzmir’de. İzmir Çiğli’de Astronomi, Uzay ve Havacılık Müzemiz var. İzmir Ekonomi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi çatısı altında Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü bulunuyor ve alanında çok başarılı. Urla’daki Bilişim Vadisi İzmir Teknoloji Üssü’nün yapımı sürüyor. ESBAŞ, havacılık ve savunma alanında Türkiye-ABD ortaklığı olan Kale-Pratt & Whitney, Hollanda merkezli Fokker Elmo Turkey, Alman PFW, Fransız FTB Lisi Aerospace gibi firmalara ev sahipliği yapıyor. İzmir, son yıllarda aldığı beyaz yakalı göçü ile nitelikli iş gücünde de öne çıkıyor. İzmir’de Borsamız tarafından çok yakında hayata geçirilecek İzmir Tarım Teknoloji Merkezi ve daha birçok teknoloji girişimcisini barından Teknopark, Tekmer ve Girişimci Merkezleri bulunuyor. Tüm bu gerekçelerle Uzay Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin İzmir’de yapılmasının çok uygun olacağını düşündüğümüzü kamuoyu önünde de ifade ederek, Sayın Bakanımızın İzmir’in bu konudaki potansiyelini göz önünde bulundurarak değerlendirme yapmasını dilerim” dedi.